[0.7] komşum freddy krueger

1.2K 157 298
                                    

melanie martinez - tag, you're it



"Stiles Stilinski?"

İsmimi ilk duyduğumda bunun rüyamdaki seslerden biri olduğunu sanmıştım. Ama değildi. Bayan Blake birkaç kez daha seslenip sonunda sinirlenince "Stilinski!" diye bağırdı. İşte o zaman uykumdan sıçrayarak uyandım ve acı bir şekilde fark ettim ki, okuldaydım. Edebiyat dersinde uykuya dalmıştım. Sınıfta hafif kıkırdamalar duyulurken Bayan Blake kendi kendine sabır dilendi. Şaşkınca etrafıma bakıyordum ve işin kötüsü, hâlâ uykum vardı.
Bayan Blake önündeki deftere bir şeyler karalarken "Sen Bay Hale'le grup olacaksın." dedi. Bir an ne dediğini idrak edemeyip boşluğa baktım.

"Ne dedi?" diye sordum Lydia'ya doğru eğilip. Kaşlarını kaldırıp omuzlarını silkti. Doğru duymuştum. "Derek Hale mi?" diye sordum bu kez. Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu. Derek yan sıradan bana ters bir bakış attı. "Evet, Derek Hale ve sen, ödevi birlikte yapacaksınız."

Neler olduğunu ancak dersin sonunda koridora çıkınca anlayabildim. Scott olan biteni açıkladıktan sonra kafamı duvara yaslamış vaziyette inledim. "Şansıma sıçayım," diye mırıldandım. "Oğlum siz niye beni uyandırmıyorsunuz?" Isaac beni çekip karşısına dikilmemi sağladı. Yüzünde çarpılmış gibi bir ifade vardı. Heceleyerek "Ağzına sıçarım senin," dedi. "Hepimiz seni dürttük. Bir zibilyon kere. Anladın mı beni? Ölü gibi uyumaya devam ettin. Biz de seni hocanın insafına bıraktık." Yüzümü buruşturup dişlerimi sıktım. "Tamam lan o da tamam! Ama neden Derek? Başka kimse kalmamış mıydı?"

Lydia dövmesini inceleyerek, son zamanlarda bunu sürekli yapıyordu, "Geçen haftaki ders yüzünden," dedi. "Derek'le birbirinize laf atıp duruyordunuz. O da size ceza veriyor." Dolabımı açıp başımı içine soktum. Boğuk çıkan sesimle "Braeden, kapağı çarparak kapatır mısın?" diye sordum. Cevap gelmeyince dönüp bakacaktım ama tam o sırada biri kapağı bütün gücüyle üzerime kapattı. Kafamın arkasına aldığım darbeyle "Yavaş lan!" dedim. Braeden'a sövmek için başımı ovalayarak arkama döndüm. Arkadaşlarımın hepsi gözlerini yırtarcasına açmış geriye doğru eğilmişlerdi. Derek Hale kollarını kavuşturmuş bekliyordu.

Gözlerimden ateş saçarak "Sen mi vurdun bana?" diye sordum. Sesim ölümü vadediyordu. Bu elbette onu korkutmadı. Memnuniyetsiz bir ifadeyle elini salladı. "Sen aptal mısın? Ne diye uyuyorsun?" Ağzım açık kalırken "Ben mi suçlu oldum şimdi?" diye çıkıştım. "Ağzını açıp itiraz etseydin o zaman hıyar!" Üzerime yürüyecekmiş gibi bir adım öne çıktı ama duraksadı. Geri çekilip parmağını bana doğrulttu. "Ödevin kendine düşen kısmını bitir. Biran önce." Burun kıvırarak laf sokacaktım ama başıma giren ağrı yüzünden sustum. O gözden kaybolurken dolabımı kapatıp kilitledim. Başım ağrıyordu. Şakaklarımı ovarken çıkışa doğru ilerledik.

Allison biraz tedirgin bir biçimde "Son zamanlarda çok uykucu oldun." dedi. Başımı biliyorum dercesine salladım. "Haklısın. Ama ilaçların yan etkisi."

Geyikli Vadi'ye gidene kadar kimse bir şey söylemedi. Vardığımız zaman Braeden, "İlaçları neden alıyorsun?" diye sordu. Kendimi gölün kenarındaki taşa sırt üstü bıraktım. İç çektim. "Panik ataklarım arttı. Kâbuslar görüyorum. Hayat işkenceye dönüştü. Mecbur kaldım." Isaac onlara bira uzatırken gökyüzünün gittikçe kızıla dönen rengini izledim. Güneş yavaş yavaş batıyordu. Yalnız hissettim. Koskoca evrenin ortasında noktadan bile küçük bir varlıktım. Varlığımın hiçbir anlamı yoktu. İç çekip yan tarafımın üzerine döndüm ve göle baktım. Üzerine vuran turuncu ışıkta cam gibi parlıyordu.

Biraların açılma seslerinin arasından Allison, "Sihir gibi," diye fısıldadı. "Öyle değil mi?"

Acı gerçek yüzüme şimşek gibi çarptı. Büyümüştük. Hepimiz. Acı çekerek veya çekmeyerek çocuk tarafımızı kaybetmiştik. Artık sokaklarda periler ve cinler oyunlar oynamıyordu. Sigara ve alkol vardı. Gökkuşağına boyalı dünyamız simsiyah olmuştu. Yeniden sırt üstü dönüp başımı yana eğdim. Arkadaşlarım siyah bir çizgi gibi yan yana dizilmişti. Bir an, hayal gibi geçen birkaç saniyelik sürede, çocuklukları duruyor gibiydi karşımda. Dün akşam çocuktuk. Ve ertesi sabah yetişkin olarak uyandık.

pumpkin and hell hole [sterek] b×bWo Geschichten leben. Entdecke jetzt