[0.3] ipleri kopan kukla

1.3K 181 141
                                    

sam fischer - this city



"Uyanıyor sanki."

"Evet evet, kendine geliyor."

"Gözü aynı ezik muza benziyor abi."

"Şişşt! Isaac! Salak salak konuşmasana."

"Ne var yani? Herifin tipi kaymış, tek sorun gözünün ezik muza benzemesi mi?"

"Ulan senin olmayan kafana sıçayım."

"Sikecem hepinizi, bir susun uyanıyor!"

Başımın bir kaya gibi ağırlaştığını fark etmeden önce, çevremden gelen konuşmaları duydum. Göz kapaklarımın üzerinde beşer kiloluk dambıllar olduğuna yemin edebilirdim ama kanıtlayabileceğimden pek emin değildim. Vücudumun her noktası, kıpırdamaya gerek duymadan, sadece kıpırdamayı düşündüğümde bile ağrıyordu. Kafatasım parçalanmış olmalıydı. Aksi takdirde kulaklarımdaki zonklamanın bir açıklaması yoktu. Güçlükle aldığım nefeslere bakılırsa burnumda bir sorun vardı. Acıyan dudaklarımı büyük çaba sarfederek araladım ve derin bir soluk aldım.

"Stiles?" dedi biri. Babamın sesine benziyordu. "Bizi duyabiliyor musun?"

Ellerimle yattığım yerden destek alarak diklenmeye çalıştım ama canım öyle bir yandı ki inleyerek olduğum yerde kaldım. Dişlerimi sıkarak sol gözümü açtım. Sağ gözümün üzerinde bir ağırlık vardı. Görüşümün düzelmesi birkaç saniye sürdü. Meraklı kafalar etrafıma dizilmiş beni izliyordu. Nihayet nerede olduğumu algılayınca "Siktir," diye mırıldandım. "Ne oldu bana?" Babam diklenmeme yardım ederken arkadaşlarımın endişeli yüzlerine baktım. Küçücük hastane odasına tıkışmışlardı. Babam ve Bayan McCall da buradaydı. Sırtımı yastıklara dayayarak oturmayı başarınca elimi kaldırıp güç bela yüzüme götürdüm.

Sağ gözüm davul gibi şişmişti. Acıyla inledim. "Adamım," dedi Scott, acıyan bir sesle. "Tipin bir daha düzelmez." Bayan McCall tarafından sert bir darbe aldığını gördüm ama şuanda buna odaklanacak durumda değildim. Başımı tutum çenemi sıktım. Allison nazik bir sesle "Bence orana burana fazla dokunma Stilinski," dedi. "Kaburgalarında çatlak var. Eh, burnunun da hâli ortada. Kısacası hiç elleşme derim ben." Ona bakmayı kesip etrafımı inceledim.

"Neler olduğunu hatırlamıyor musun, Stiles?" Gözümü Bayan McCall'a çevirip biraz düşündüm. Braeden yaslandığı duvardan diklenmeden "Seni Balkabağı'nın önünde bulduğumuzda bu hâldeydin." dedi. Isaac yüzünü buruşturdu. "Teknik olarak, seni Mandy buldu. Biz geldiğimizde başında dikiliyordu. Dün akşam barı açmadı."

Babam sert bir bakışla "Neler oldu Stiles?" diye sordu. "Bunu kim yaptı?"

Normal durumlarda otomatik olarak "Derek Hale yaptı." demeye programlanmıştım. Yolunda gitmeyen bir şeyler varsa ya bok çuvalları ya da Derek Hale suçlu olmalıydı. Ama bu kez sessiz kaldım. Düşünmek başımı daha ağrıtıyordu ama kendimi zorladım. Zihnime akan görüntüler için çok uğraşmam gerekmedi. Dün okul çıkışında Balkabağı'na gidiyordum. Bara girmek üzereydim. Sokağın başından "Hey ibne!" diye seslenen birkaç çocuk gelmişti. Olduğum yerde durup onlara bakmıştım.

"Bana ibne diye seslendiler," dedim. Gözlerim ışıktan rahatsız olmuştu. Gözlerimi kıstım. Bu sırada "Kim?" diye sordu Allison. Elimle alnımı sıvazladım. "Cehennem Çukuru'ndan birkaç hıyar. Tartıştık. Balkabağı'nın gay bar olduğunu söylediler. Mandy'e hakaret ettiklerinde onlara vurdum." Melissa doktorla konuşmak için çıkarken Lydia yüzünü buruşturdu. Elini uzatıp gözüme dokunacağını fark edince onu durdurdum. "Sakın yapayım deme!" dedim. "Fena hâlde canım yanıyor." Lydia elini geri çekti. Isaac kollarını kavuşturup öne doğru eğildi. "Bıçak çeken oldu mu?"

pumpkin and hell hole [sterek] b×bWhere stories live. Discover now