[0.5] darth vader'ın laneti

1.3K 159 268
                                    

tate mcrae - one day



"Yine panik atak geçirmeyeceğinden emin misin?"

Gözlerimi devirip Jeep'in kapısını kapattım. "Kapa çeneni Lydia." Ellerimi cebime sokarken önünde dikildiğimiz eve baktım. Müzik sesi dışarı taşıyordu. Işıklar yanıp sönerken camlarda insanların silüetleri görünüyordu. İçim daraldığı sırada Braeden'a ters bir bakış attım. "Canımı sıkacak birini görürsem seni tepelerim, anladın mı beni?" Braeden dudaklarının arasındaki lolipopu yanağına doğru itelerken "Sakin ol adamım," dedi. "Gökkuşağı konseptli bir partide Derek Hale'in ne işi var? Götümle gülerim."

Eve giren arkadaşlarımın peşinden baktım. Ev gözümde gittikçe büyüyordu ve açık kapıdan dışarı taşan müzik sesi deprem etkisi yaratıyordu. Ayağımın altındaki zemin titrerken içeriye bir adım attım. İnsan kalabalığından taşan yoğunluk yüzüme çarptı. İçimde asla susmak bilmeyen bir ses vardı. Geri dön, diyordu. Bu şehir seni yakıp yıkar. O'na yaptığı gibi. Size yaptığı gibi. Seni ezer geçer bu kalabalık. Geri dön. Konuştukça konuşuyordu ve fısıltılar çığlıklara dönüşüyordu. Bir adım daha attım. Bizimkiler ortadan kaybolmuştu. Braeden'ın uzun zamandır benim yüzümden bastırdığı parti açlığı ağır basmıştı. Ben de tamam demiştim ve belli ki yalan söylemiştim. Tamam falan değildi. Şeytanlarımla başa çıkamıyordum.

Renkli ışıkların arasında tanıdık bir yüz görünce kalan cesaretim de uçup gitti. O da beni gördüğünde "Siktir," diye mırıldanıp arkamı döndüm ve kendimi kapıdan dışarı attım. "Sen öldün Braeden." Jeep'e ilerledim. Arkamdan ayak sesleri geliyordu. Küfrettim. Anahtarları telaşla cebimden çıkarttım ama titreyen parmaklarımın arasından kayıp düştüler. "Hay sıçayım!" Eğilip onları yerden aldım ama zaman kaybetmiştim. İçim ürperdi. Tam da Jeep'in önünden "Stiles?" diyen sesi duyduğum anda anahtarı kilide sokmayı başarmıştım. Donup kaldım. Öfke sırtımdan enseme doğru yükseldi.

"Stiles, nereye kaçıyorsun?" Derek Hale'in inatçı sesi bir kez daha kulaklarıma ulaşınca nefesimi verip ona döndüm. Karanlıkta, sokak lambasının ışığı altında parlayarak bana bakıyordu. Yüzümü buruşturup "Ne istiyorsun?" diye sordum. Kusacak gibi hissetmem dışında her şey yolundaydı. Bana bir adım daha yaklaştı ama aramızdaki mesafeyi korumaya özen gösteriyordu. Tanrım... O kadar kötü görünüyor olamazdım. Değil mi?

Eliyle arkasındaki evi işaret etti. "Partileri sevmediğini sanıyordum." Kaşlarımı kaldırarak "Cehennem temasından gökkuşağına terfi ettiğini bilmiyordum." diye karşılık verdim. Gözlerini devirip güldü. Alaycı bir gülüştü ama aramızdaki gerginliği bir nebze olsun yumuşattı. Başını sallayarak "Star Wars sevdiğini duydum," dedi. "Böyle şeylerle ilgilenmiyorum ama amcamın eski koleksiyonunu buldum. Ve Isaac söylerken duydum, eğer istersen karakterlerin özel seri üretimleri var." Önce parmak uçlarım heyecanla sızladı, neredeyse üzerine atlayıp Hale malikanesine kadar onu sürükleyecektim. Gözlerim büyürken bir çocuğun yapacağı şekilde yerimde tepinmeme ramak kalmıştı. Derek de bu tepkimi fark etti ve gülümsemesi gölgelerin içinde ışıldadı.

Bu şehir beni sevip yalnız bırakacak, diye fısıldadı ses. Bütün heyecanım silindi.

Yüzüme eski nefretim otururken bir adım geri gittim. Boş bakışlarımı yüzüne dikerken "İstemez," dedim. "Sadakan senin olsun." Jeep'e binmek için kapı koluna uzandım ama Derek bir anda yanımda belirip bileğimi yakaladı. Elim yarı yolda duraksarken "Çek elini." dedim. Dokunuşu kusma isteğimi tetiklemişti. Derek beni bıraktı ama uzaklaşmadı. Öfkeli bir sesle "Sikerim sadakasını da özel koleksiyonunu da," diye bağırdı. "Kes şunu Stilinski! Ben sana hiçbir zaman böyle bir şey ima etmedim. Amcam onları bana verdi, ben de ilgilenmediğim için sana teklif ediyorum. Hiçbir art niyetim yok! Her defasında gelip ağzıma sıçan sensin. Sana barış eli uzatıyorum, sen yine kavga çıkarıyorsun. Sikerim böyle işi!"

pumpkin and hell hole [sterek] b×bWhere stories live. Discover now