Aras Devam

996 142 96
                                    

Medya:Suna

Sunayı bulmak için hol'e çıkıyorum. Bir hemşireye "kahve saçlı, ağlayan bir kız gördünüz mü?" Diye soruyorum. Hemşire "Hayır" diyor düz bir sesle. Nerede olabilir diye düşünüyorum. Aşağıya iniyorum. Hemen karşımdaki koyu saçlı bir genç çocuğun kolunu tutuyorum. İrkiliyor ama kolunu çekmiyor " Affedersin " diyorum elimi kolundan çekerek."Demek istediğim çok soğuksun " elimi geçiştirircesine savuruyorum.  " Kahvemsi saçlı ve ağlayan bir kız gördün mü?"diye soruyorum sabırsızca.

"Hayır." Yüzü şaşkın bir hal alıyor. "Kamera başındaki herkese komut ver, her yere baksınlar." Dedikten sonra kol saatimin düğmesine basıyorum. Havada bir ekran beliriyor, Suna'nın dosyalarına erişiyorum. Bir resmini yöneticilere gönderiyorum." Şimdi koş ve haber ver." Başını sallayıp asansöre biniyor.

Funda'ya ihtiyacım var ama onun da nerede olduğunu bilmemek çok kötü. Ne yapabileceğimi bilemiyorum.Nereye gitmiş olabilir?

Gelişmiş kol saatim çalıyor düğmeye basıyorum. Havada bir ekran beliriyor. Ekranda yönetici Ömeri görüyorum."Şu anlık hiçbir sonuça erişemedik Aras Bey."
" Her tarafı kontrol edin." Diyorum .

" Sizi temin ederim ki, çalışanlarımız her yeri gözetliyor. Kızın resimleri her tarafta ve yakında bulunacağını söylemek isterim." diyor kararlılıkla.

"Peki" diyorum ve görüşmeyi sonlandırıyorum. Onbeş koruyucu odalarda gezinirken görüyorum, her grubun bir kata yayıldığını düşünüyorum. Bu Saray devasa büyüklükte ve neredeyse bir şehir yaşıyor. Annem ve babamdan Kız kardeşimle Bana kalan Saray . Şimdi ise yoklar .Sadece Sunayı düşünerek aşağıya iniyorum.

Koyu saçlı siyahlar içinde giyinmiş bir adam bana doğru yaklaşıyor.
" Aras su okul katı hızlı aranıyor. yemekhane katı, oyun katı ve sayamayacağım birçok kat araştırılıyor" kahverengi gözleri bilgece bakıyordu. Bana eski Lakabım arasu diye çağırdığında az da olsa mutlu oluyorum. Kalbimi kırmamak için bana buz demiyorlar."Çok iyi, Böyle devam etmenizi isterim." Dedikten sonra başını sallayıp gidiyor.

" Kimse iyi değil, Hiçbirimiz iyi değiliz." diyor bir kadın sesi. Sese doğru döndüğümde Profesör gülnaz'ı görüyorum. Sıkı topuz yapılmış kumral saçları ve gri ceketi ile ciddi görünüyor." Annem ve babam olsaydı.." sözümü bölüyor " Senin tekrardan normale döneceğini ve sorumluluklarını her zaman devralacağını  söylerlerdi " elini omuzuma koyuyor " Biliyorum Son zamanlarda Kötü şeyler yaşadın.Ama sağlam kalmaya devam etmelisin." Gülümsediğinde Mercan Beyazı dişleri ortaya çıkıyor.

Biraz da olsa kendimi zorluyorum. Gülümsemesine karşılık veriyorum. Elini çekiyor ve holde yavaşça uzaklaşıyor. Nasıl kalabilirim? diyorum kendi kendime.

Yerde bir bileklik görüyorum. Avucumun içine alıyorum. Bilekliğin sol tarafında e harfi ortasında da arkadaş yazıyor. Sağında da sadece s harfi var, bilekliği inceliyorum sade bir görünüşü var. Sonra anlıyorum ki bu Sunanın bilekliği.

Siktir!
Ellerimi saçlarımın arasında alıyorum, Eftelya ve Suna başka ne anlamı olabilir ki?
Bilekliği kotumun cebine sıkıştırıyorum ve Suna'nın buradan nereye gidebileceğini düşünüyorum.

Kol saatimin alttaki düğmesine basıp  yönetici Ömeri arıyorum. Gri saçları önüne düşmüş, gözlerinde bir endişe var "Aras su, Üzgünüm ki kızı hala bulamadık." Dedikten sonra "Pekala" diyorum sakinliğimi koruyarak.

Suna'nın bilekliğini havaya kaldırıyorum "Hastane katında bu bilekliği buldum, kesinlikle Suna'ya ait" dedikten sonra görüşmeyi sonlandırıyorum. Bilekliği bulduğum yeri araştırıyorlar. Biraz hava almaya ihtiyacım var. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum. İki kat yukarı çıkıyorum ,Hazarın Eftelyayı öfkesini kontrol etmesi için çıkardığı dağa gidiyorum. Kapıyı açtığım anda Suna'nın dağın ucunda oturduğunu görüyorum. Ne yapacağımı düşünürken "Sakın yaklaşayım deme,"saçları şiddetli rüzgarda yana uçuşuyor.

" Tamam. Ama önce buradan çıkalım." Dedikten sonra başını bana doğru çeviriyor. Kaşlarını yukarı kaldırarak"Ben aptalmıyım Aras?"diye soruyor. Hiçbir şey demeden yanına yaklaşıyorum, tek kelime etmiyor. Elimin soğuk olduğunu umursamıyorum.Sunanın elini tutuyorum."Güçlü kızlar her şeyin üstesinden gelir derler."Hafifçe başını eğiyor. Acı acı gülüyor "Belki de zayıfsa?" diye mırıldanıyor. "Zayıf falan değilsin." Diyorum karlı bir sesle.  "Buraya ne için geldin? "Diye soruyorum yumuşak bir sesle.

" Tüm kötülüklerden, mutsuzluklardan uzaklaşmak için kalbimin sesini dinledim. Merak etme kendimi atacağım falan yok." diyor uzaklara bakarak. Karşıya bakıyorum kavak ağaçları ve nehirler. muhteşem bir manzara. Çimen kokusu ve rüzgarlı hava. İnsanın kendisini bırakası ve burada saatlerce oturası geliyor.

" Bir daha gelmek istersen birlikte geleceğiz.Söz mü?" diyorum Suna'ya bakarak.

"Söz." Diye Mırıldanıyor. Gözleri hafifçe doluyor."Teşekkür ederim." Diye fısıldıyor.

Ayağa kalkıyoruz "Güçlü kız olmanın zamanı geldi."diyor kararlı bir sesle.
"Doldu da,"diye ekliyorum.Gülümsüyor.

Gülümsüyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Suna

Bol bol yorum gelince hemen yb atacağım canlarım✌

Oy vermeyi unutmayalım.

Hayalet okuyucu olmayalım🙏

🤗

ALEV VE BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin