~Ölüm konseyi~

856 123 43
                                    

" Hoşgeldin Eftelya." Asenanın gözlerine düz bir şekilde baktım. Yüzüne herkesin hayran kaldığı mükemmelliyetçi gülümsemesini kondurdu. Etrafıma bakındım yüz binlerce göz beni izliyordu. Oda epey büyüktü. Bu kadar meraklı izleyicim olması şaşırtıcıydı.
Herkes mahkum ateş kızın öyküsünü öğrenecekti.
"Bugün buraya ne için geldiğinizi merak ediyor olmalısınız." Asena ihtişamlı yeşil tahtından kalktı.
"Karşınızda gördüğünüz kız ateşe hükmediyor. Dünyaya gelmiş bir tehdit. Günlerdir bu kızı tutsak ettim. Kararı henüz vermemiştim çünkü. İşte şimdi asılacağı anı bekliyor." İki elini yana açıp yerinden kalktı. Zaferli bir gülümseme takındı. Asenanın hemen yanındaki can'a baktım. Bir planı olmasını umdum.
En azından Doğa için bir planı da olmasını. Doğa henüz burada yoktu. Asenayı oyalamalıydım. Ben de asena gibi yerimden kalktım.

"Ya peki dediklerinin her bir kelimesi yalansa?"
Şaşkın fısıltılar ardından da meraklı bakışlar çoğaldı.
" Ben yalan söylemem. Ama bir mahkum söyleyebilir." Dudağı alaycılıkla kıvrıldı. Yüzündeki o alaycı ifadeyi koparıp çıkarmak istedim. " Güçlerini her istediğinde kontrol edemiyor. Öfkesini kontrol etmekte zorlanıyor. Hala bedeni ateşle savaşmamış." Yanıma geldi. Onu parçalamamak için kendimi zor tuttum. Ayağa kalkıp gırtlağına bir yumruk atsam o iğrenç sesini duymama gerek yoktu. Konuşamayıp eliyle boğazını tuttuğu hali hafifçe gülümsememe neden oldu oldu.

"Ama Eftelya'nın bir kurtarıcı aşığı var." Etrafta gülme sesleri ve alaycı konuşmalar doldu. Sinirle gözlerimi yumdum. Sakin olmalısın diye düşündüm.
"Ölü buz Aras. Eftelya'nın peşini Bırakmayacağı kesin. Onu günlerdir kurtarmak için çabalıyor. Bugün olan kargaşaya Arasın ve Hazar'ın bize sızmış ajanlari sebep oldu. Kendileri yok ama köpekleri hazırolda."
Aras ve Hazar ile böyle konuşamazdı. Tam ağzımı açmışken Can konuştu. Benim söyleyeceklerime müdahale etmek için konuştuğunu biliyordum.

"Ya peki bizim ajanlarımızın durumu nedir?" Can tek kaşını kaldırarak öne eğildi.
"Ölüler ve yaralılar var. Sarayımız güvende düşmanlardan temizlendi." bir el havaya kalktı. İzleyicilerden biriydi. Kumral bir adam asenanın ona söz hakkı tanımasını bekledi. Asena başına hafifçe salladı.
"Arasın içeride olup olmayacağı nereden belli ya aramızda dolaşıyorsa?" Asena'nın yüzü seğirdi. Belli ki bu sorudan hoşlanmamıştı.
"Onu ve arkadaşlarını tek tek yakalayacağız. Onları tuzağa çekeceğiz. Sadece beklememiz gerek." Adam tatmin olmuşa benzemiyordu. Yerine oturduğunda Asena devam etti. "Birazdan oylamaya geçeceğiz. Ben adaletli bir cadıyım." Yerine geçip oturdu. Gözlerim kapıdaydı. Her açılabilecek bir kapıda.
"Öncelikle bize ihanet eden bir savaşçımızı sizin gözlerinizin önüne getirmek istiyorum." Elini salladı. İki savaşçı ortadaki esmer uzun boylu adamı neredeyse sürüklercesine hemen yanıma ittiler.

"Adı Onur. Bize neden ihanet ettiğini açıklamak ister misin savaşçı?"

"Ben ihanet etmedim. Sadece doğruyu yaptım."Adamın gözleri korkusuzdu. Asena tiz bir kahkaha attı.
"Arasın şu an nerede olduğunu bildiğini biliyorum. Onu dilin ele vermeyecek ama büyüm ele verecek." Adama korku dolu gözlerle baktım. Asena ne yapar ne eder bir şekil öğrenecekti. "Arasın şu an nerede ne yaptığını biliyorum." Asena tek kaşını kaldırdı.

"Bizimle paylaşmak ister misin hain Savaşçı?" Asenanın sesinden buram buram nefret akıyordu. Şimdi adamın zihnini okuyup onun işini bitirecekti. Etraftaki insanlara bunu göstermek istiyordu. Hainler cezalandırılmalı çünkü onlar bizim tarafımızda iken başka bir tarafa geçti. Bu mesajı izleyicilerin beynine kazıtmak istediği kesindi.
Savaşçı omuzlarını dikleştirdi. "Ailemi sen öldürdün. Hiçbir şey yapmamışlardı. Onları hainlikle suçladınız ailem hain değildi. Bizim kararımız bizi hainlik yaptı. Size göre öyleydi. Ben ve ailem bu şehirde yaşamak istemedik. Bizi zorladınız." Savaşçının damarları belirginleşmişti. Yumruğunu sertçe sıktı. Kim bilir ona ve ailesine neler çektirmişti.

ALEV VE BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin