Taş Surat

906 123 64
                                    

Medya: Asya

Aras'ın gözü kapıdaydı. Son bir kez oğluna
bakıp çıkmıştı. Tekrar gelmesini dört gözle bekliyordu. Birkaç dakika sonra içeriye Hazar girdi. Ardından da görevli kadın girerken Hazar'ı kucağına aldı.

Arası da elinden tutup hızlıca ilerledi. "Buradan çıkıyoruz çocuklar. Sizi güvenli yere götüreceğim." Bir asansöre bindiler.

"Annem ile babam nerede?" Diye sordu Hazar. Kadın cevap vermedi. Bu sorunun cevabını oda bilmiyordu. Ona verilen talimat en alt kattaki cam odaya çocukları götürmekti. Hazar kadının kucağından kurtulmaya çalıştı.

"Eğer uslu durursan annen ve babanı göreceksin Hazar. Söz veriyorum." Hazar Aras'a baktı. Aras başını hafifçe salladı. Güvenli yere gideceklerdi. Ardından da anneleri ve babaları gelecekti.

" Ender nerede?" Kadın düşündü.
"Hayvanlar katında tatlım, onunla birlikte giremezsiniz."
Hazar kadının kucağından atladı. Asansör kapısı açıldı. "Enderi istiyorum." sesi düzdü. İlk defa olgun bir kız gibi konuşmuştu.

Kadın Hazar'ın elini tuttu."Oda gelecek şimdi beni dinlemelisin." Aras kız kardeşine baktı.

"Gitmeliyiz Hazar. Annem ile babam bizim için gelecek. Ender de öyle." Hazar sonunda tatmin oldu. İstemeyerekte olsa kadını takip etti. Küçük bir cam odaydı cam oda oldukça kalındı. Sessiz taşın içinde küçük bir cam odaydı. Sessiz Taşlar simsiyahtı. Tüm güçleri kapatabilecek bir özelliği vardı. Aras ve Hazar tüm talimatları dinleyip içeri girdiler. "Burada güvendesiniz. Size hiçbir şey olmayacak çocuklar." kadın Hazar ve Arasa bakıp gülümsedi. Kapıdan çıktığı an kadının çığlığı her tarafı sardı. Aras ve Hazar korku ile birbirine bakındılar.

***

Yüz yıldır yaşıyordu. Ona taş surat derlerdi. Hayatı boyunca hiç sevilmedi. Şişkin bir suratı ve büyük kulakları vardı. Çirkin ve sevimsizdi. Kimse onu ne evine ne de şehrine almak istiyordu. Ateş ve Su şehri'ne Ahsen onu getirmişti. Onu bir tek dışlamayan Ahsendi, Bir gün Taş surat Ahsenin yanına gidip karşısına geçti.

"Bundan sonra Sizin emrinize hamadeyim." Deyip Ahsen'in ve çocuklarını koruyacağına söz verdi. Bir taşın arkasında oturuyordu. Etrafta onu görenler gülmeye ve dalga geçmeye başladı. Açıkcası taş surat buna alışmıştı. Başını öne eğdi . Elleriyle oynamaya başladı. Fısıltılar ve gülüşmeler daha da çoğalmıştı.

" Çok çirkinsin Taş surat!" Diye bağırdı içlerinden biri. Taş surat bu hakaretlere alışmıştı yaşamının bir parçası gibi kabullenmişti. Onun tek yeteneği kalkanıydı, çok güçlüydü.

Hayatı boyunca küçük çocukları kurtarmıştı. Şimdi yaslandığı kaya da yalnızdı. Gözlerini kapattı. Eski hatıraları canlandı. "Yardım edin!" Beyaz kısa kesilmiş saçları mavi parlak gözleri olan adam haykırıyordu. Taş surat adamı hemen tanıdı. Ahsen in eşi Erdem olmalıydı.

Erdem'in her bir kolundan iki adam tutup boylu boyunca yere serdi. "Anlaşmamızı ya kabul edersin ya da.." Adam sesini tamamlayamadan taş surat aralarına girmiş Kalkan'ı ile Erdem'i güvene almıştı. Olaya müdahale etmeseydi çok geçmeden Erdemi öldüreceklerdi. Ahsen bu olayı öğrenmiş taş suratı yanında çalıştırmaya ve Savaşçısı olmasını teklif etmişti. Taş surat Ahsen in Savaşçısıydı. Şimdi ise Erdem'i kurtardığı yerde o aynı kayanın arkasında oturuyordu. Birden karnına bir kılıç saplanıyormuş gibi oldu.

Acıyla haykırdı. Kılıç karnını deşmemişti. Hayır diye düşündü Taş surat. Karnına baktı ne iz ne de bir kan vardı. Karnı deşilen ve o acıyı çeken Ahsendi. Ona savaşçı yemini ederken kanları da ebediyen mühürlenmişti. Taş surat'ın karnındaki acı kısa süre içinde kesildi. Ahsen ölmüştü.

ALEV VE BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin