Kontrolsüz

2.8K 517 114
                                    

Medya: Mert
Başım öne eğik halde ellerimle oynuyorum."Bir öğretmene nasıl bağırabilirsin Eftelya , kolejdesin diye bu kadar ileriye gidemezsin."
Koleje gitmeye meraklı değildim. Başımı hafifçe salladım. Halam doğru söylüyordu bağırmamalıydım. Kadına sebepsiz yere bağırmamıştım.

Ceren bana baktı ,yüzündeki sinsi ifadeyi görebiliyorum. "Hâla sebebinin ne olduğunu anlatmayacaksın değil mi?" Halam başını iki yana sallıyor.
"Bence sebebi falan yok canı istediğinde bağırıyor." Ceren yarım ağızla güldü.

"Sana artık ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu hareketlerine çeki düzen vermezsen anneni ve babanı arayacağım. Bu söylediklerimde ciddiyim. Anladınmı beni? Kendini düzeltmezsen yurt dışına gidersin. Artık bu hareketlerini kaldıramıyorum. Sen benim gözümde olan eski Eftelya değilsin." Yazıklar dercesine bana baktı.

"Annemi ve babamı bu işin içine karıştırma."
Dişlerimi sıktım.

"Sana demiştim anne buna çok yüz verdin. Bak işte gör şu halini. Haklı olan yine Ceren. Biricik kızın uslu ve akıllıyken tatlı yeğenin başımızı belaya sokup duruyor." Bacak bacak üstüne attı. Gözlerimi devirdim.
"Tamam Ceren. Yeter."
"Evet Ceren yine suçlu takım oldu." Ellerini havaya kaldırdı.
"Seni suçladığım yok. Daha fazla bunları kaldıramayacağım başım ağrıyor." Ayağa kalkıp odadan çıktı.
" Beğendin mi yaptığını annemin başını ağrıttın. Sen bir baş belasısın Eftelya."sesindeki alaycı tını sinirime gidiyor.

Cevap vermiyerek önüme döndüm. Belkide kötü bir ergen olarak bilinmeliydim. Ceren için öyle olduğum söylenebilirdi. Belkide benden nefret ediyordu. Ceren'i anlayamıyordum.

"Bir hocaya bağırmak. Kimsenin harcı değil bu."

"Neden herşeyin içindesin, ve herşeyde yorum yapıyorsun" diye patlıyorum.

"Kes sesini seni aptal. Okulun kötü kızı" Bana gülerek bakıp iç çekti.

"Senin yerinde olmak istemezdim" dudağını büküp ayağa kalktı. Paltosunu giyerek dışarı çıktı. Ne yapacağımı düşünüyorum,ben ne yapmalıyım? İstanbul'da Gür rüzgar konağında halam ve kuzenimle birlikte oturuyorum. Ve bundan içten içe mutlu olmasam da başka çaremin olmadığını biliyorum. Halamın kocası yani eniştem çoğunlukla akşamları eve gelir. Çünkü o bir Beyin Cerrahı. Konak'ta eve halamın yanında olmam umrumda değil, Çünkü buraya mecburiyetten geldim. Annem ve babam üç yıldır yurtdışında lar, üç yıl önce yani Ben on üç yaşındayken Şirin konağımızda kalırdık. Doğduğumdan beri orada yaşardım.

Ne büyük ne de küçük, bize yetebilen hatıralarımın eviydi. Ben ve kız kardeşim Ece doğduğumuzdan beri İstanbul'da yaşardık. Benden bir yaş küçük olan kız kardeşimi, kumral dalgalı saçlarını ve sıcacık bakan kestane rengi göz düşündüm.

Ece'nin dokuzuncu yaş doğum günüydü, ve son doğum günü. Titrek bir nefes verdim. Gözlerim doluyor, gözümdeki yaşı geri çeviriyorum. Öldüğünü bilmemek az da olsa Beni rahatlatıyor du, yaşadığını bilmemek ciğerlerime yüzlerce inenin saplanması gibi bir şeydi.

Ece kaybolmuştu tam altı yıldır ortada yoktu, Belki de belki de... Aklımdaki düşünceden Kurtuldum. Gözlerimi kapatıp koltuğa yaslandım.

İçeriye birisi girdi,  hızla gözümü açıp başımı kaldırdım. Merti görünce şaşırdım.

"Ben deliyim ve sen gerçekte burada değilsin?"
Elektirik mavisi saçlarını düzeltiyor.

"Deli değilsin Eftelya. Ben gerçeğim bunu sana kanıtlayabilirim."
"Kanıtla o zaman."
"Benimle dışarıya çık."
Yerimden kalkıp onla birlikte dışarı çıkıyoruz. Biraz ilerledikten sonra bir cafeye uğrayıp Mert öne çıkıp iki elini kaldırdı. "Selam iki latte." Kadın garson gülümsedi.
"Tabii."
"'Kız arkadaşınmı?"
Mert güldü. "Aynen öyle. Kendisi biraz asidir."
"Hiç de bile."  Mert'i kolundan tutup dışarı sürükledim.
"Ne yapıyorsun?" Diye sordum.
"Kanıtlamaya çalışıyorum. Kanıtladığıma göre artık eve gidebilirmiyiz?"
"Latteleri unuttun herhalde." Sırıtarak cafeye girip paketleri alıp yanıma geldi.
"Tamam. Halam görmesin."
Eve vardığımızda koltuğa serildi.
"Buraya nasıl geldin?"
"Zor değil. Güçlerini kontrol edememen senin suçun değil ." Öne eğilip ellerini kavuşturdu.
"Neden ben?" Diye fısıldadım.
Lattesini yudumlayıp bana baktı.
"Bu doğuşundan gelen bir güçtür. Ateş seni seçti Eftelya."
"Kontrolsüzüm." Derin bir nefes aldım.
"Şimdi bana inanıyormusun?"

Başımı öne eğip düşündüm. Bugün olanlardan sonra artık birisinin yardıma ihtiyacım olduğunu biliyorum. Başımı kaldırdığımda bana baktı. Tuttuğum nefesimi bıraktım. "İnanıyorum." Dedim. Yüzüne baktım, birşeyler düşünüyor.Her ne düşüyorsa ,turkuaz gözlerindeki kararlığı görebiliyorum.
Halamın yada Cerenin gelmemesi için üst kata benim odama çıkıyoruz. Çalışma masamın, yanındaki koltuklara oturduk. Odama göz gezdiriyor, duvarlardaki posterlerimi görünce gülümsedi.

Onun dışında benim odam düzenli ve renklidir. "Senin odan epey güzelmiş."
"Teşekkür ederim." Diye mırıldandım.
Konuyu uzatmadan "Başlayalım." dedim .
Bana baktı, ve ciddileşti. "Eftelya, belirsiz zamanlarda vücudunun bir kısımları yanacak. Doğal olarak, acı ve öfke hissedeceksin. Ama bir gün.." durdu.

Elini tuttum, "Bir gün ne?" dedim heyecanla. "Bir gün bütün bedenin yanacak."
"Nasıl?" dedim fısıltıyla. "Bedenin ateşle savaşacak, bunun iki sonucu var. Birinci sonuç, bedenin savaşı kazanacak. Ve kazandığı için, güçlerini kontrol edebileceksin." Merte bakıyorum. "Ya ikinci sonuç?"

Başını öne eğip, tişört ünün ipleriyle oynadı. "Kötü bir şeymi?" dedim hızla. Başını hafifçe salladı.
"Söyle." Gözlerim kararlılıkla parlıyor , başını kaldırdı."Eftelya, eğer bedenin kaybederse sonuçları senin için kötü olur. Aras gibi hep acı çekeceksin. Yerinde duramıyacaksın, ve" Yine sustu.

Fark etmeden tuttuğum nefesimi bıraktım. "Aras, o yüzden mi öldü? "diye sordum nefes nefese.
"Bak Eftelya, Aras zaten yenmişti. O ölümsüz. Öldürülünce tüm gücünü kaybetti. Eskiden suya hükmederdi şimdi ise ölü bir buz. Ölümsüz diye ölmeyecek diye bir kural yok sadece onu öldürebilecek bir şeyle öldürüldü. Seninde acı çekmeni istemiyor. O nedenle kazanmalısın, eğer kazanırsan Arası kurtarabilirsin. Unutma kazanırsan ateşe hükmedeceksin ve çok güçlü olacaksın. "

" Ya kazanamazsam? "sesim acı ve fısıltıdan ibaret. Derin bir nefes aldı.

"O zaman ölürsün."


Yorum ve oy vermeyi unutmayın, her birinizin oyu ve yorumu benim için çok önemli.

Okuduğunuz için teşekkür ederim...

ALEV VE BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin