- Unutulmuş kız -

468 67 143
                                    

Küçük kız heyecanla yukarı çıkmıştı. Hediye odasının kapısını hızlıca açıp içeriyi süzdü. Gerçekten annesinin dediği gibi bütün hediye paketleri odasındaydı. Dokuz yaşına girmişti bugün. Kalbi adeta göğsünden fırlarcasına atıyordu. Hiç bu kadar hediye paketini bir arada görmemişti. Büyük ihtimal arkadaşları ve ailesinin özenle süslediği hediye paketleriydi. Odasının kapısı kendiliğinden kapandı.

Korku içinde gözlerini büyüttü. Daha dokuz yaşında küçük bir kızdı, ama kendisini savunabilirdi. Etrafına bakındı, etrafta hediye paketleri dışında bir şey yoktu. İçeriye göz gezdirdi. İçeride kimse yoktu. Pekala diye düşündü. Peki kapı nasıl kapanmıştı?Camlar açıktı büyük ihtimalle ceriyan yapmıştı. Pek fazla umursamayıp geri hediye paketlerine doğru döndü. Bunların bir kısmını okulundaki gücü yetmeyen çocuklara hediye edecekti. Sonuçta hediye hediye edilmek için vardı.

Ece'nin kumral saçları ve kahve rengi parlak gözleri vardı. Tatlı ve güzel bir suratı vardı. Üstünde açık mavi boncuklu doğum günü elbisesi vardı. Artık hediye paketlerini açmasının vakti gelmişti. Taki pencerenin gürültülü bir şekilde kapanıp çarpması onun yerinden sıçramasına neden oldu. Dışarıda yağmur yağıyordu. Korkuyla gözlerini büyütüp etrafına bakındı. Belki de aşağı inmeliydi. Artık hediye paketlerini açmaya pek hevesli de değildi. Tam kapıyı açacağı sıra zorlanarak geriye adım attı. Kapı kilitliydi. Ece korku dolu  gözlerle kapıya baktı.

Kapıyı o kilitlemediğine göre nasıl kitlenmişti? Oysaki hiç ses de duymamıştı. Kapı kulpunu tekrar açmaya çalıştı.

Nefesleri hızlı ve soluksuzdu. Kulağını kapıya bastırdı. Alt katta büyük ihtimalle bir oyun oynanıyordu. Gülüşmeler ve kahkahalar ve Eftelya 'nın neşe dolu sesi. "Suna!" Diyerek gülmesi. Kesinlikle şu an ablasına ihtiyacı vardı.

Kapıya vurarak "Abla!" Diye bağırdı.

Tekrar ard arda vurdu. "Eftelya! Anne? Baba?" Acıyla inleyerek geriye çekildi.

Müzik sesi sonuna kadar açılmıştı, büyük ihtimalle bu da Ece'nin sesini bastırıyordu. Derin soluklar alıp kulağını tekrar kapı dayadı. Odayı tekrar inceledi. Kahretsin ki hediye paketleri dışında hiçbir şey yoktu. Düşündü. Yoksa birisi ona eşek şakası mı yapıyordu? Eğer yapıyorsa da bu hiç komik değildi. Kesin biri ona şaka yapıyordu ve Ece bundan yüzde yüz emindi.

"Tamam siz kazandınız. Eğer şakanız bittiyse şu kapıyı açın artık." Sesi oldukça bıkkın çıkmıştı.

Belki ona acır kapıyı açarlardı. Ama ne bir ses ne de en ufak bir  gürültü duydu. Sinirli bir şekilde nefes verip camı açtı. Ya da camı açmaya çalıştı. Küçük kız ilk defa bu kadar korkmuştu. Pencerenin kulpu yerinden bir santim bile oynamıyordu. Dışarıda yağan yağmur şiddetini gittikçe arttırıyordu. Küçük bir kahkaha sesi duyduğunda hızlıca arkasını döndü. Ne yazıkki kimse yoktu.

"Eğer bu bir şakaysa şu an korktuğumu belirtmeliyim. lütfen." Sesi boğuk çıkmıştı. Gözlerini yumup ellerini yüzüne bastırdı. Sakin kalmaya özen göstermeye çalıştı.

"Ne olur şu kapıyı artık açın!" Diye bağırdı. Sesi küçük bir kız çocuğunun feryadı gibi çıkmıştı.

Kapıyı yumrukladı ve hatta tekme dedi. Artık ağlıyordu. Bunun bir şaka olmadığından da emindi.

" Beni duyuyorsunuz şu kapıyı açın, hiç komik değil çünkü." Artık ağlamaklı bir sesle konuşuyordu. Ellerinin titrediğini bile fark etmedi. Hıçkırıklara boğulup dizlerinin üstüne çöküp ağlamaya başladı.

"Ne olur Eftelya gel artık. Eftelya!" Ağlayarak ablasının kapıyı açıp gelip ona sarılmasını bekledi. Hâlâ müzik sesleri ve coşkulu kutlamalar devam ediyordu. Eceyi nasıl unutabilirlerdi? Sonuçta onun..

ALEV VE BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin