Eftelya devam

854 129 54
                                    

Önüne bir ağ ekranı açıp bir şeyler yapıyor. " Hadi gidelim." diye fısıldıyor Doğa. " Aslına bakarsan tatlım. Nil Taşkıran' ın simsiyah saçları ve bal renginde gözleri var." Deyince doğaya bakıyorum. Saçlarımın peruk olduğunu söylemek için ağzımı açtığımda kadın hemen kolumu tutuyor. "Biraz makyajla Aynı ona benziyeceksin." Işıltılı gülümsemesiyle bana bakıyor.
" Aslında biz de buradan ayrılıyorduk. Değil mi?" Doğa imalı gözlerle bana bakıyor.

" Ne demek bulamadınız!" Bu Kerem'in sesi. Doğa'ya korkulu gözlerle bakıyorum. " kabul ediyoruz. "Diye atılıyor Doğa. Kadın Bana da bakınca "Kesinlikle." Diye onay veriyorum. " O zaman..." kadın heyecanla elini çırpıp "Beni takip edin." Deyip önden yürüyor. İkimiz de kadını takip ediyoruz. Ben biraz hızlı yürüyünce ," Rahat ol." diye fısıldıyor Doğa. Gösterişli bir salona geçiyoruz.Iki makyöz ,makyajımı hazırlarken bir diğeri de elbisemi seçiyor. Kimse saçımı ellemediği için rahatlıyorum. Peruk simsiyah dalgalı ve uzundu.Siyah boyundan askılı dizimin bir tık üstü bir elbiseydi. Siyah bir çift topuklu ayakkabı giydikten sonra hazır oluyorum.

" Bileziğine küçük bir düğme yerleştirdik. Oraya bastığında elbisen beyaz olacak. Hemen arkandan bir ay indireceğiz. Şarkı söylemene de gerek yok . Yüksek Teknolojimizle şarkıcının çıplak sesi eşliğinde dudağını oynatacaksın." Kadın iri gözleri ile beni izliyor. Yaptığım sahtekarlık olsa da bunu yapmalıydım . Ne de olsa ünlü bir şarkıcıydım. Eftelya değildim .Doğada benim izleyicim olacaktı .Ona bir şey olmaması için içimden dua ederken kadına dönüyorum." Tamam."diyorum kısaca.

Sahneye girmeden önce müziği açıyorlar. Müziğin eşliğinde sahneye girdiğimde Nil Taşkıran diye bağırıp, kollarını salıyorlar. Hepsine gülümsüyorum. Etrafımda on binlerce insan var. İnsanlara doğru elimi sallayınca daha da coşkulanıyorlar. İlk sıralarda olan doğaya bir bakış atıyorum, bana endişelenme bakışı atıyor.dudağımı mikrofona yaklaştırdığımıda şarkı başlıyor. Ben sadece dudağımı oynatıyorum. ardından düğmeye basıp elbisem parlak bir beyaz oluyor. Hemen arkamda yarım ay beliriyor. Onun üzerine oturup sallanıyorum. Gürültüler daha da yükseliyor.Birden bir kıpırdanma oluyor. Doğa insanlara çarparak koşarken Bora'nın da arkada Onu takip ettiğini görüyorum. Bu sefer İçimdeki ateşe güvenme zamanı. şarkının en alıcı kısmı geliyor. Hemen sahneden aşağı atlıyorum .gürültüler çoğalıyor. Şarkı durduruluyor,her şeyi mahvettiğimi biliyorum.

Ama bunu yapmak zorundaydım. Neredesin Doğa! Bazıları bana yol verirken bazıları beni çekiştirip fotoğrafını çekiyorlar. Gözü dönmüş bir kadın bana bakıp fotoğraf için yalvarıyor. Bir an insanların içinde boğulacağımı sanıyorum. kadına nazikçe" Ben o değilim."diyorum. Ama kadının duyduğunu sanmıyorum." Niye buradasın? Şarkı istiyoruz!" diye bağırıyor birisi. İnsanlara çarpa çarpa ilerlerken Bora'nın gittiği tarafa doğru gidiyorum. Sonunda insanların arasından çıktığımda birisi kolumu tutuyor. Bu Doğa.Kahverengi gözleri tedirgin.

" Bora'nın senin peşine düştüğünü gördüm." diyorum soluk soluğa.

çakmak çakmak gözlerle "Gelmemeliydin."diyor. " Bunu izleyemezdim ve.." Sözümü tamamlayamadan bir ses lafımızı kesiyor.

"Merhaba kızlar."

Seviliyorsunuz(:

ALEV VE BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin