Eftelya

1.2K 185 132
                                    

Multimedya /Kerem (:

Keyifli okumalar (:

Son derece Şaşkın olduğumu belirtmek istiyorum. Yaralarımın hemen iyileştiğini görünce şaşırıyorum. Kolumdaki derin çiziklerin, hala durduğunu görünce kaşlarımı çatıyorum. Sadece başım iyileşmiş, Belki de yeterince güçlü değilimdir.

Sakince nefes alıp veriyorum, odayı geziyorum. Evet cam var, ama fazlasıyla burası yüksek. Bağırmak hatta buradaki kırılmaz camları kırmak istiyorum.

Yalnızım, ve kurtarılmayı bekleyen çaresiz bir insan gibi kendimi hissediyorum. Öfkelenmek, evet öfkelenip buradaki her yeri yakmak istiyorum.

İçerideki cam vazoları yere atarsam belki... Ben düşünürken, Kapı açılıyor. Burada kaç saat durduğumu tahmin ediyorum, üç mü ya da dört. İçeriye Arya giriyor, kolunda yara izleri var ve bacağı kanıyor. Elini hemen arkamdaki dolaba işaret ediyor.

"Sargı ve yardım malzemeleri var"

Arkasından hızla Can dolabı açıyor, sargı bezlerini çıkartıyor.

"Ne oldu? "diye soruyorum, Can'a bakarak. Bana bakmıyor bile hızla dışarı çıkıyor.
Ardından da Arya çıkıyor, ve kapıyı kapatıp kilitliyor. Ne olmuş olabilir diye düşünüyorum.

Aras ve Hazar onlara meydan okumuş olabilirler. Sonra gülümsüyorum, belki de beni kurtaracaklardır. Kapıyı vuruyorum  "tuvalet ihtiyacı! " diye bağırıyorum.

Kapı açılıyor uzun boylu bir kadın görüyorum, Koyu saçlarını arkaya atıyor "Beni izle"

Kadına yalan söylemek, çok kolaycaydı.
Sağ 'a sapıyoruz ve bir kapıyı açıyor. " Bu da camdan mı? " diyorum alayla. İçeri giriyorum ve kapıyı kapatıyorum. Kadın kapının arkasında bekliyor, normal bir lavaboya benziyor, ama penceresiz lavabo.

Köşede bir demir çubuk buluyorum. Tek çarem, kadın gelirse onu bu demir çubukla vurmam.

"Çabuk ol" diye seslendi kadın.

Tuvaletin çıkıntılı kabinine tırmanıyorum ve dıştan kilitliyorum. Kadını kapının arkasından bekliyorum, kapı yavaşça açılıyor ve kadın içeri giriyor.

İstemesem de demir sopayı, kadının beline sertçe vuruyorum. Kadın afallıyor ve dizlerinin üstüne çöküyor. Ceketinden bir şırınga düşüyor.

Hızla şırıngayı alıp kadının omzuna batırıyorum. Dizi ile bana tekme savuruyor ve duvara çarpıyorum. Sonra bedeni kendiliğinden geçiyor, ceketini arıyor ve ceplerine bakıyorum. Iki-üç şırıngayı ceplerime dolduruyorum. Hızlıcana çıkıyorum, bir mutfağa giriyorum. Kendime Bir sandviç hazırlayıp çantama koyuyorum. Çokça su içtikten sonra, kapıyı açıp çıkıyorum.

Hole  girdiğimde , kan izleri görüyorum. Kan izlerini takip ediyorum, sağa sapıyorum. Merdivenlerden aşağı iniyorum ve bir kapı da son buluyor. Kapı aralanmış durumda, birtakım sesler geliyor.

"Asena biraz güçlenmen gerek öyle hemen iyileşemezsin " bu ses Can'ın sesi.

" Biliyorum, başımda dikilmeniz bu durumu zorlaştırıyor " diyor Asena bıkkın bir sesle. "Eftelya orada olduğunu biliyorum" diye devam ediyor.

İçeriye giriyorum "Eğer arkadaşlarıma zarar verdiysen" sözümü kesiyor "Verdiysem ne yaparsın?" Alaycı bir şekilde yüzüme bakıyor.

" Seni öldürürüm bu konuda da çok ciddiyim" Durduğum yerde ağırlığımı sağ bacağıma veriyorum.

Bir kahkaha atıyor, ama kahkahası onun canının acımasına neden oluyor. Göğsünü tutuyor, üzerinde siyah bir atlet var. Göğsüne bakıyorum, ağzım açık kalıyor çünkü derin bir pençe izi var.

ALEV VE BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin