Eftelya/Tutsak

1.3K 212 63
                                    

Bir zindandayım, o kadar karanlıkki ufacık bir ışığa muhtacım. Saatlerdir belki de buradayım, karanlık olmuş mudur gökyüzü? Çok susadığımı fark ediyorum ve kapı aralanıyor, içeriye Can giriyor.

"Niye geldin?" Öfke ile eline bakıyorum. Elinde Bir bardak su var, o kadar susuzum ki hızla ayağa kalkıp elindeki bardağı çekiyorum ve hepsini içiyorum.

Sonra tekrar oturuyorum, başımı duvara yaslıyorum "Ne söyleyeceksen söyle sonra da git" Bana doğru yaklaşıyor "Biliyorum kızgınsın Seni zindandan çıkartmaya çalıştım, ama Asena.."

Cümlesini tamamlayamadan konuşuyorum "Aras beni kurtaracaktır. "

Arasın adını duyunca göz bebekleri büyüdü.
"O öldü " diye mırıldandı buz gibi bir sesle.

Hazır Konu açılmışken konuşuyorum "Aras'ı kim öldürdü? " diye soruyorum. Başını onaylamayarak sallıyor. "Bunu söyleyemem." ardından odadan çıkıyor.

Arasın buzla ilgili özellikleri olduğu için hayatta olduğunu biliyorum, Ama çoğunlukla donuyor ve acı çekiyor. Eğer bir insan olsaydı, belki de şu an bir ölüydü. İçinde hiç su almadığını biliyorum, bir gram bile.

Eskiden ne kadar güçlü olduğunu düşünüyorum, şimdi ise ölü bir buz. Bu savaşı kazanmalı ve onu kurtarmalıyım. Ne gerekirse gereksin son gücüme kadar onu kurtaracağım. Suna'yı düşünüyorum, Funda ile beraber ev dedirler. Onların iyi olduğunu duyduğumda sevinçten ağlamıştım. Asena Funda'yı öldüremez di, Funda güçlü bir cadıydı.

Soğuğu hissetmiyordum burası benim için çok sıcaktı, Aile mi düşünüyorum, annemi ve babamı. Ölürsem, orada cesedim olmadığı için kaybolduğumu düşünebilirler. Gün geçtikçe de öldüğümü...

Dudağımı ısırıyorum, halam için endişeleniyorum vicdan azabı çekecek, her şeyin kendi suçu olduğunu düşünecek. Bedenim her zamanki gibi yine sıcak, eğer uslu durursam belki beni çıkartacaklardır. Sessizliğimi koruyorum, ve gözlerimi kapattığım anda kapı açılıyor.

İçeriye Asena geliyor, koyu saçlarını arkaya atıyor. "Beni takip et, eğer kaçarsan seni zindana değil bir hücreye tıkarım.İnan bana, canını acıtırım."

Hiç ses çıkarmıyorum ve onu takip ediyorum. Bir hole giriyoruz ve sağa sapıyoruz. O kadar sinirliyim ki, Asena'nın bana yaptıklarından dolayı onu öldürmek istiyorum. Geniş bir kapı açılıyor, ve içeriye giriyoruz. İlk gördüğüm kişi Can oluyor, Her zamanki gibi oku ve yayı omuzunda asılı duruyor.

Yüzünde meraklı bir ifade var, herhalde Asena'nın bana ne yapacağını düşünüyor. Karşısında Melisa'yı görüyorum, bana odaklanmış halde beni süzüyor.

"Beni buraya neden getirdin?" Diye soruyorum Asena'ya dönerek.
"Hazar hakkında bana bilgi vereceksin." Dedi dudağını kıvırarak.

" Ne bilgisi?"Diyorum alayla.

"Ben ciddiyim." gözlerini kısmış bir şekilde beni izliyor.

"Hiç kimse hakkında sana bilgi vermeyeceğim." kararlılıkla çenemi dikleştiriyorum.
"Tekrar soruyorum, verecek misin yoksa vermeyecek misin?"
Gözlerimi kısıyorum "Asla" Can Asena'ya dönüyor tek kaşını kaldırarak "Düşündüğümü düşünmüyorsun değil mi?" diye soruyor.

Melisa Can'a bakarak "Ya güzellikle ya da zorla." dedi ciddiyetle.
"Buna izin vermeyeceğim" Can okunu Melisa'ya doğrulttu.
"Ne yaptığını zannediyorsun?" Diyor Melisa alayla.
"Ben ne yaptığımı çok iyi biliyorum." Asena'ya dönüyor "Asena Eğer beni tekrar bayıltırsan Seni asla affetmeyeceğimi biliyorsun."

Asena sahte bir kahkahayla "Ah öylemi? İşime durmadan burnunu sokmaktan vazgeç." diyor sertçe.

"Arya, Kerem ve Bora nerede?" Diye soruyor Melisa.

"İşleri var " diye kestirip attı Asena.
"Benden korkmuyor musun?" diye sordu Can Melisa'ya bakarak.
"Bana meydan okuman çocukça Can, bir kız için değmez. Benim kaç yıldır arkadaşımsın " sakinliğini koruyarak ellerini dizinde birleştiriyor.

"Çekil git." diye sürdürdü Asena Can'a doğru yürüyerek.
"Rahat bırakın onu!" Diye bağırıyorum. Hepsinin bakışları bana yöneliyor."Vay, Canı yoksa seviyor musun?" Gözlerini kısarak kollarını göğsünde birleştirdi.

Bu iğrenç yerde beni tek koruyan Can olduğu için, onu bir arkadaş gibi görüyorum. "Hayır " diyorum.
"Sizden fazlası ile akıllı, ve Asena Can olmazsa çıldıracağını herkes biliyor."

"Benim kararlarıma kimse karışamaz, Can Sadece fikrini sunar " diyor kendisini korur casına.
Can bana bakıyor ve dudağını oynatıyor. Ne demek istediğini anlayamıyorum. Asena'nın tek bir el hareketiyle canın yayı ve oku köşeye fırlıyor, geriliyorum bu kızların bana ne yapacağını kestiriyorum.

" Asena, Benimle dövüşebilir misin?" Diye soruyor Can.
"Seninle dövüşmem." diyor Asena kusursuz bir sesle.
"Bu yaptığın şey çocukça " Melisa kestane  rengi gözlerini Can'a dikti. Belki de beni korumasına bir hayli sinir olmuş ve şaşırmıştı.

Asena elini kaldırıyor "Ya önümden çekilirsin, ya da canını acıtırım." Sesi oldukça sertti .

Zümrüt rengi gözlerindeki,  acımasızlığı görebiliyorum.
"Senden korkmuyorum Asena" diyor Can soğuk bir sesle.
Asena elini hafifçe iteliyor ve Can duvara çarpıyor. Can hızla doğruluyor. "Eftelya onlara bilgi vermelisin."

Can' a bakıyorum "Vermeyeceğim" diyorum. Can Asena'ya son bir bakış attıktan sonra hızla dışarı çıkıyor. Arkasından bakakaldım, çünkü beni bu manyaklarla bırakmasını istemiyorum.

Asena bana doğru yaklaşıyor "Hazar boynunda düğme olduğunu nasıl anladı?" diye soruyor. Aras anlamıştı, Aras zeki, dikkatli, ve iyi biriydi.

"Çok beklersin "diyorum alayla. İşaret Parmağını oynatıyor ve sağ kolumda küçük kesikler meydana geliyor.

Hızla"Kes şunu" diyorum. Acıyla irkiliyorum, ben ne olduğunu anlamadan tavana yükseliyorum. Kafam şiddetle tavana çarpıyor ve yere düşüyorum. Burnuma keskin bir kan kokusu geliyor. Ayağa kalkmaya çalışıyorum ama dengemi kuramıyorum.

"Rahat bırakın beni." diye fısıldıyorum öfkelenemiyorum, içimdeki gücü kontrol edemiyorum. Bedenim çok sıcak, kalkmaya çalışıyorum ama Kalkamıyorum. "Sabah oldu" diyor Melisa."Değerli saatlerimi bu salağa harcayamam" diyor Asena. Asena önden, Melisa da arkasından çıkıp Kapıyı kapatıp gidiyorlar. Tek başıma kalıyorum, elimi hafifçe başıma sürüyorum . Sıvımsı bir şey elime geliyor, elime baktığımda kan görüyorum.

Doğrulmaya çalıştığımda acıyla irkiliyorum. Bugün günlerden ne acaba? diye düşünüyorum.

Etrafı tarıyorum, bir gazete sadece bir gazete istiyorum. Masanın üstünde bir dijital saat, görüyorum. Yavaşça oraya doğru Sürünüyorum, dijital saate baktığımda bugün burada üçüncü günüm olduğunu anlıyorum.

Bir duvara yaslanarak ayağa kalkıyorum .Tek düşüncem buradan nasıl çıkabileceğim.

Yine bir bölümün sonuna geldik Ve siz Değerli okuyucularım beni destekleyeceğinizi biliyorum oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Sevgilerimle...

ALEV VE BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin