10- Geçmiş..

1.9K 184 41
                                    

-Düzenlendi

Rose yavaş ve zarif adımları ile bay Seejin'in odasına girdi.

"Bay Seejin, Bayan Roseanne. Jungkok ile ilgili bir şeyler biliyor. Ben sizi yanlız bırakayım."

Bay Hoseok odadan çıktığında bay Seejin heyecanla gözlerini Rose'ye çevirmişti.

"Merhaba efendim. Benim adım Park Roseanne. Jungkook'un doktoruyum."

"Jeon Seejin. Oğlum nerede?"

Bay Seejin'in aceleyle sorduğu soru üzerine Rose hızlıca cevap vermek istemişti.

"Oğlunuz şu an bir akıl hastanesinde. Sinir hastası kendisi."

Bay Seejin gözlerini sıkıca kapattı ve sert bir nefes verdi.

"Ondan ne zamandır haber alamadınız."

Adam kapattığı gözlerini açmış ve karşısındaki duvara bakmaya başlamıştı.

"O günden beri. Yedi yıldır ondan haber almadım."

Rose bay Seejin ile aralarında uzun bir konuşma geçeceğini anladığından masanın yanındaki sandalyeyi çekip oturmuştu.

"O günden beri derken?"

Bay Seejin susmuş ve duvara sessizce bakmaya devam etmişti. Rose babası ile oğlunun benzediğini düşündü.

"Bakın bay Seejin. Eğer oğlunuza yardımcı olmak istiyorsanız bir şeyler öğrenmeliyim. Jungkook tam yedi yıldır o hastanede ve hastalığına neden olan olay hala bilinmiyor. Yıllar sonra sizi bulduk. Bu bizim için çok önemli. Lütfen biraz yardımcı olun."

Bay Seejin kafasını aşağı yukarı sallamış ve anlatmaya başlamıştı.

"Çok mutlu bir hayatımız vardı. Jungkook on dokuz yaşına gelene kadar annesi, o ve ben çok mutlu bir aile olarak yaşıyorduk. Başlarda çocuğumuz olmuyordu, sonra şans eseri Jungkook doğdu. O tanrının bize bir hediyesiydi. Ona çok iyi baktık. En iyi okullara gönderip güzel kıyafetler aldık. Çok saygılı bir çocuktu, bu bizi çok mutlu ediyordu. Ama bir gün ortadan kayboldu. On dokuz yaşına girdiği gün, tam da doğum gününde. Polisler onu bulmak için seferber oldu. Jungkook kaybolduktan üç ay sonra eşim Yoonji vefat etti. Eski evimizin yakınlarındaki bir marketin yakınlarında kalbine ve karnına aldığı bıçak darbeleri ile bulunmuştu. Çok büyük bir çöküş yaşadım. Bana tek yardımcı olan Eunmi'ydi. O kızım gibidir. Jungkook'la lisede tanışmışlardı. Çok iyi arkadaşlardı. Jungkook kaybolduğunda çok ağlamıştı, çok üzülmüştü."

Bir kaç kere öksürdüğünde komidinin üzerindeki sürahiden bardağa su doldurup ona uzattı ve içmesinde yardımcı oldu Rose.

Bay Seejin suyunu içtikten sonra kaldığı yerden devam etti.

"Jungkook kaybolduktan bir yıl sonra bulundu. Terk edilmiş bir fabrikanın içerisinde şans eseri bulunmuştu. Oradaki bir kaç genç Jungkook'u görüp kayıp ilanlarından tanımış ve ihbar etmişlerdi. Garip olan polisler daha önce o fabrikanın olduğu yerlerde inceleme yaptıkları halde bir şey bulamamışlardı. Ben Jungkook'un bulunduğu haberini alınca hemen arabama bindim ve fabrikaya gittim. Her yerden gelen bağırış seslerini hatırlıyorum. Alan şeritlerle kapatılmış ve polisler tarafından içeri alınması engelleniyordu. Sonra Jungkook'u gördüm. Dört polis ile fabrikadan çıktılar. Daha sonradan Jungkook'u ihbar eden gençlerin ağır yaralı olduğunu öğrendim. Bir polis de Jungkook tarafından zarar görmüştü. Oğlumu bana göstermeden arabaya bindirdiler o zamandan beri görmüyorum onu. O an orda gördüğüm kişinin oğlum olduğuna inanmak istememiştim. Çok hırçındı, çok sinirliydi. Jungkook'u götürdükten iki yıl sonra da trafik kazası geçirdim ve şu an böyleyim. Kısacası sekiz yıl önce hayatımız mahvoldu ve yıkıldı."

Rose bay Seejin'in anlattığı şeylerden çok etkilenmişti. Çok faydalı bilgiler öğrenmişti.

"Çok geçmiş olsun bay Seejin. Çok kötü şeyler atlatmışsınız. Geçmiş olsun."

Bay Seejin kafasını aşağı yukarı sallamıştı.

"Size son bir şey sormak istiyorum. Eski evinizin adresini alabilir miyim?"

"Bu konuyu Hoseokla konuşabilirsin. Şimdi ben senden bir şey isteyeceğim."

"Tabi efendim."

"Oğlumu görmek istiyorum. Nasıl olursa. Ya o buraya gelsin, yada ben ona gideyim."

Rose, bay Seejin'in teklifini kabul etmemesi gerekiyordu. Ama kendisine çok yardımcı olmuştu. En azından bay Seejin'i tekerlekli sandalye ile hastaneye getirebilirlerdi.

Hem sekiz yıl sonra baba ve oğlun karşılaşması ikisine de çok iyi gelirdi. Ayrıca Rose de çok sevinirdi.

"Olur. Evet, olur. Bay Hoseok'a numaramı bırakacağım. Müsait olduğunuzda benimle iletişime geçin lütfen."

"Teşekkürler Roseanne.. Artık sadece bazı şeyleri yoluna koymaya çalışıyorum. Ama halimi görüyorsun."

"Anladım efendim. Size elimden geldiğince yardımcı olacağım. Yine çok geçmiş olsun. Ben sizi daha çok yormayayım."

Rose odadan çıkmış ve bay Hoseok ile konuşmak için oturma odasına adımlamıştı.

Onunla konuşup numarasını bıraktı ve hızlıca hastaneye gitti. Jungkook'u çözmeye çok yaklaşmıştı.

Doctor | RoséKookWhere stories live. Discover now