27- Huzur ve mutluluk

831 78 6
                                    

Jungkook sakinliğini korumaya çalışsa bile sonlara doğru göz yaşlarını tutamamıştı. Anıları kendine ağır geliyordu. Eskisi gibi, tasasız bir genç olarak yaşamak istiyordu. Kaybettiği yıllarını geri istiyordu. Hayatında mutluluk istiyordu artık. Ağlamaktan ve bağırmaktan bıkmıştı. Artık dinlenmek istiyordu.

Rose ise hikayenin başından beri sessizce göz yaşı döküyordu. Jungkook için o kadar üzgündü ki. Onu çok iyi dinlemiş ve empati yapmıştı. Daha anlatmadığı neler vardı kim bilir. O kadının ona yaşattıkları bir hiç içindi. Bir saçmalıktı, bir hastalıktı. O kadın gerçekten deliydi. Akıl hastanesinde olması gerekiyordu. O rahatça gezerken, Jungkook'un yıllarca o hastanede eziyet çekmemesi gerekiyordu.

"Jungkook.. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Ben.. Çok üzgünüm."

Rose cidden ne diyeceğini bilemiyordu. Ne yapsa, ne söylese iyileştirirdi bu buruk adamı bilmiyordu. En iyi yaptığı şeyi yapmaya karar verdi. Sevgi vermek, sıkıca sarılmak.

Jungkook'u doğrulttu ve kollarını sırtında birleştirip kendine çekti. Sıkıca sarıldı ona, üzüntülerini almak istercesine. Onu karanlığından kurtarmak için çabalamak istedi. Renklerini onunla paylaşmak istedi. Onu da kendisi kadar mutlu etmek istedi. Çünkü en çok onun hakkı vardı mutlu olmaya.

"Ben yanındayım artık. Lütfen daha fazla ağlama. Birlikte bu anılarının üzerine rengarenk anılar ekleriz."

"Hiç bir renk siyahı kapatamaz doktor.."

Jungkook gözlerini sıkıca kapatmış öylece duruyordu. Sarılmıyordu Rose'ye. Çünkü önce dindirmesi gereken yaşları vardı.

"O zaman bastırarak boyarım Jungkook. Buna yetecek kadar büyük boyalarım.."

Rose'nin mutluluğu Jungkook'un karanlığından fazlaydı. Bu onu kurtarmaya yeterdi. Kurtarmak için her şeyi göze alacaktı.

Jungkook'un çenesi titredi ve başı aşağı düştü. Daha fazla dayanamadı, sıkıca sarıldı Rose'ye. Elleri beline yerleşti ve bağlandı. Kendisini kurtarması için Rose'ye güvendi, ona tutundu. Kafasını omzuna yasladı. İkisi de ağlıyordu şimdi.

"Merak etme. Her zaman burdayım.."

Rose en başından beri yaptığını yapıyordu. Jungkook'u sakinleştirmek için sarılıyor ve saçlarını okşuyordu. Yine aynı şeyleri söyledi. İlk kez söylediği zamankiyle aynı. "Ben burdayım.." Yalnız olmadığını bilmek Jungkook'u rahatlatıyordu.

Rose derin bir nefes aldı ve güçlü durmaya çalıştı. Göz yaşlarını gizledi ve gönderdi. Yardımcı olması gereken bir Jungkook varken kendisi ağlayamazdı. Onu sakinleştirmek için önce kendisi sakin olmalıydı.

"Ben bunları hak ettim mi doktor? Hak edecek ne yapmıştım ki?"

Dudaklarını ısırdı Rose. Jungkook'un bunda hiç bir suçu yoktu. Başka biri yüzünden kendini suçlayamazdı. O kadın yüzünden yalnız bırakılmıştı, izole edilmişti, tacize uğramıştı ve delirtilmişti. Jungkook'un hayatını mahvetmişti.

"Sen hak etmedin Jungkook. Sen tamamen masumsun. Bunu sana yapanlar yüzünden böyle düşünme."

Yangın meselesini unutmamıştı Rose. Ama Jungkook sinir hastasıydı. Tamamen normal bir insan gibi odasında usluca oturması beklenilemezdi. Bu onu tabi ki haklı yapmıyordu. Yangın hala onun yüzündendi. Kaç tane insan ölmüştü, hala hatalıydı. Ama bunu bilinçli yapmamıştı. Hastalığı yüzünden olabilecek şeylerdi. Tabii bu biraz fazlaydı ama..

"Şimdi düşünme Jungkook. Geçmişi düşünme, iyileşeceksin, geçecek. Artık her şey daha iyi olacak. Birlikte üstesinden geleceğiz. Yep yeni bir hayatın olacak ve be  bu hayatında hep yanında olacağım. Seni hiç bir zaman bırakmayacağıma söz veriyorum."

Jungkook bir kez burnunu çekti ve sağ gözünden yaşların akmasına izin verdi.

"Teşekkürler.. Teşekkürler Rose."

Jungkook, Rose'yi çok seviyordu. Tarif edilemezdi bu sevgi. Ona minnettardı, ona aşıktı, ona hayrandı, sevgisine muhtaçtı, her bir parçasına aşıktı. Onunla huzurluydu, onunla mutluydu. Onunla kendini keşfediyor gibiydi. Olmadığı biri gibiydi ve bu olmadığı kişi Jungkook'un olmak istediğiydi.

Huzur ve mutluluk Jungkook'un ihtiyacı olan iki şeydi. Bunların ikisi de Rose'de vardı ve paylaşabileceğini söylüyordu. O halde ihtiyacı olan tek şey Rose'ydi.

Doctor | RoséKookWhere stories live. Discover now