16- İtiraz

1.5K 143 21
                                    

Rose çok heyecanlanmıştı. Kafasını Jungkook'un boynundan kaldıramıyordu. Kendine bile yeni itiraf etmişken bunu neden Jungkook'a söylemişti ki?

Ya Jungkook ona aksi davranmaya başlarsa. Ya bu sevgi onda ters teperse ne olurdu? Berba şeyler yaşanabilirdi. Bir sürü olasılık belirdi Rose'nin aklında.

Jungkook, Rose'ye sinir olup onada eski doktorları gibi davranmaya başlayabilirdi. Aralarındaki ufak bağı yırtıp atabilirdi. Kendisiyle görüşmeyi reddedebilirdi. Ya da görüşse bile kendisine soğuk yapar ve kendisinden uzaklaşabilirdi. Peki ya Jungkook, Rose'yi sevemediği için suçlu olduğunu düşünüp kendine zarar verseydi?

Rose o kadar olasılık arasından en çok sonuncusuna üzülürdü. Kendisi umrunda değildi. Jungkook'a bir şey olmasın yeterdi.

Jungkook, Rose'nin omuzlarından tutup onu kendinen ayırmıştı. "En azından itmedi." diye düşündü Rose.

Rose kafasını kaldırıp Jungkook'a baktığında kaşlarını çatmış ve karmaşa içinde ona bakan bir yüz gördü. Burukça gülümsedi ve çekinerek konuştu.

"Üzügünüm Jungkook. Söylemek istedim sadece. Bir şey söylemek zorunda değilsin. Hiç bir şey olmamış gibi davran lü-"

"Bu saçmalık.."

Dedi Jungkook, Rose'nin sözünü kesip. Hala şoktan çıkamamıştı. Ayağa kalkıp Rose'ye arkasını döndü ve gözlerini yumudu.

Kim Jungkook gibi bir ucubeyi severdi ki? Jungkook bile kendisini sevmiyordu. "Dalga mı geçiyor bu?" diye düşündü. Mümkün değildi kendisini sevmesi. Sevmesini de istemiyordu. En son onu seven sürtüğün kendisine ne yaptığı aklından çıkmıyordu.

Kafasını iki yana salladı.

"Bunu söylemedin say. Geç olmadan vaz geç bu duygulardan."

Rose de ayağa kalktı. Dudakları büzülmüş, kaşları eğilmişti.

"Pek sanmıyorum.. Lisa söyledi Jungkook. Ben aşık oluyoru-"

"KES ŞUNU!"

Diye bağırdı Jungkook. Arkasını döndüğünde burnundan soluyordu.

"Eyvah.." Diye mırıldandı Rose.

"Sen beni sevmiyorsun! Sevmeyeceksin! Kimse beni sevemez!.."

Cümlenin sonuna doğru bakışlarındaki keskinlik azalmıştı. Aksine hüzünlü bakmaya başladı. Sıktığı ellerini serbest bırakıp yere baktı.

"Beni seveni de gördük.."

Rose bir adım attığında Jungkook kafasını hızla kaldırıp geri gitti.

"Yaklaşmasana bana?"

Rose hayal kırıklığıyla konuştu.

"Jungkook ben sapık mıyım?"

Jungkook sessiz kalmış ve kollarını önünde bağlayıp düz ifadesiyle bakmıştı.

"Şu saçma duygudan vaz geç. Aşk diye bir şey de yok zaten, aşk denen psikopat bir duygudur. Gerçek değil, sadece saplantı."

Rose kafasını iki yana salladı.

"Aşk gerçek ve ben sana aşık oluyorum."

Rose kararlılıkla konuştu. Jungkook'a bunu anlatmak istiyordu. Kendisini sevdiğini bilsin istiyordu.

Bu cesaret nerden geliyordu onu da anlamamıştı Rose. Sadece bir kaç dakika önce anlamıştı Jungkook'u sevdiğini. Şimdiyse ısrar edip duruyordu.

"Şunu söyleme dedim."

Yüzünü buruşturdu Jungkook. Bakışlarını Rose'den kaçırdı. Rose onu sevsin istemiyordu. Bu hem kendisi hem de Rose için çok kötü olurdu. Şu sevgi denen şey zaaftı. Jungkook'un bir zaafı yoktu ve olmayacaktı da.

"Üzgünüm. Seni seviyorum."

Jungkook "hah" ladı ve gülerek kafasını kaldırdı.

"Karşılık almayacaksın."

Rose omuz silkerek bakışlarını yere sabitledi.

"Olsun."

Tırnaklarını avcuna geçirmişti Rose. Bu ortam şu an çok garipti.

"Yanımda o salak duygudan bahsetmeni isteyorum. Bir an önce hizlerinden vaz geçmeyi denesen iyi olur."

Jungkook kaşlarını çatarak konuştuğunda Rose kafasını kaldırıp gözlerine baktı.

"Denerim.."

Hayır, denemeyecekti.

"İyi.."

İkisi de sessizce bir birlerinin gözlerine baktılar.

Rose böyle anları çok seviyordu. Bazen ikisi yakınlaşıyordu, aralarında bir çekim oluyordu fakat sonrasında bir şey olmamış gibi devam ediyorlardı. Jungkook bunu göremiyordu işte.

Rose içten bir nefes aldı. Bu güzel adam kendisinin olsun istiyordu. Ona rahatça temas edebilmek istiyordu. Jungkook'un sevgilisi olmak istiyordu.

"Jungkook, bence düşünmelisin. Konunun üzerini örtme. Düşün olur mu?"

Rose içtenlikle konuştuğunda hiç bir şey demeden öylece durdu Jungkook.

Rose ise sesi çıkmayan Jungkook'a veda ederek odayı terk etti.

"Görüşürüz Jungkook.."

Doctor | RoséKookWhere stories live. Discover now