*35.BÖLÜM*

263 57 111
                                    


Bölüm Şarkısı---> Burak TOZKOPARAN== ^^Alev Alev^^


KEYİFLİ OKUMALAR...


   Neden vücudu kaskatı kesilmişti şimdi? Neden nefesi onu yarı yolda bırakıyordu? Bu ihanet ağır değil miydi, nefessiz kalması onu öldürmez miydi? Peki ya kalbi? Bin parçaya bölünmüşken bile her bir parçası ayrı ayrı ağrıyordu ve canı her seferinde daha çok yanıyordu. Neden ama? Böyle hissetmesine neden olan Efe'nin söyledikleri miydi?

   Kırılan kalbini bir kenara bırakarak hızlıca ayağa kalktı Kayra. Ayağına batan cam parçaları kalbinin acısının yanında küçük bir nokta olarak kalıyordu sadece.

   Gözlerini merdivenlerden ayırmadan koşarak merdivenleri çıkmaya başlarken hiçbir şey düşünemiyordu. Sanki bütün algıları kapısını kapatmış, kilitlemişti. Ne Efe'nin ağlamalarını duyuyordu şimdi ne de Emel ve Güliz'in peşinden geldiklerini. Aklında tek bir şey vardı sadece: Simay'a ne olduğu.

   Basamakları ikişer ikişer çıkıp koridora geldiğinde Selim'in gözlerini ovarak odasından çıktığını gördü ama duraklamadan balkona açılan kapının yanına vardı. Kapı açıktı ve dışarıdaki buz gibi hava içeriyi etkisi altına almaya başlamıştı bile. Balkona adımını attığında Simay'ı, sırtını duvara vermiş bir şekilde yattığını gördü ve Efe'nin de dediği gibi beyaz kar, ince bir örtü gibi kaplamıştı narin bedenini.

   İçinde bir şeylerin eridiğini hissetti Kayra. Kırılan kalbinin parçaları mıydı bunlar? Bütün her şey midesinde toplanmış, bir yumru yapmıştı. Kaskatı kesilmişti ve sanki damarlarındaki kanlar çekilmiş yerini soğuk bir havaya bırakmıştı.

   Koşup Simay'ın yanına vardı Kayra. Koşarken ayağı karın üzerinde kayıp dizlerinin üstüne düşse de bunun farkında değildi o. Kendini saniyeler içerisinde toplayarak Simay'ın başının altından tutup doğrultmaya çalıştı. Buz tutmuş bedenini sıcak elleri çözmeye yetmedi. Vücudunun sıcaklığını Simay'a vermek istedi buna da gücü yetmedi. Elini Simay'ın soğuk yanağında gezdirdi. "Aç gözlerini lütfen." dedi fısıldayarak. 

   Neden hiçbir şey duyamıyordu şimdi? Neden sadece korku damarlarında dolanıyordu? Öyle bir korkuyu en son annesi ve babası gözlerinin önünde öldürüldüğünde hissetmişti ve şimdi tozlu raflardan sıyrılıp Kayra'nın içine işlemişti. Ya Simay da gözlerinin önünde ölürse? Böyle bir şeyi daha kaldırabilir miydi?

   Peki neden vücudu dış dünyayla bağlantısını kesmiş, olduğu yerde kaskatı kesilmişti? Emel'in Selim'in ve diğerlerinin Simay'ı uyandırmaya çalıştıklarını bulanık olarak görüyordu ama hiçbir şey duyamıyordu. Sessiz bir sinemanın içindeymiş gibi hissetti kendisini. Sessiz ve bir o kadar da ürkütücü...

   Ne kadardır orada Simay'ı uyandırmaya çalıştıklarını bilmiyordu ama bu ürkütücü sessizliği acı bir siren sesi böldü. Ambulans gelmişti, kim aramıştı fark etmedi. Hem kimin aradığının ne önemi vardı ki?

   Saniyeler içerisinde balkona dolan sağlık görevlileri gerekli müdahaleyi yapabilmek için kenara çekilmesini istedi ama Kayra bırakmadı, bırakmak istemedi. Bunun üzerine Selim, Kayra'yı kollarından tutup balkonun köşesine doğru çekince başını yavaşça kaldırıp Selime baktı. Kan çanağına dönmüş gözleri ve birbirine karışmış kıvırcık saçlarıyla berbat görünüyordu. Ağlıyordu ama çaresiz bir ağlamaydı bu. Yaşlı gözlerle sağlık çalışanlarına bakıp dizlerinin üzerine çöktü Selim. Titriyordu ama soğuktan olmadığına emindi Kayra.

SEÇİLMİŞ: İŞARETWhere stories live. Discover now