*7. BÖLÜM*

921 183 1.7K
                                    

Medya---) Kayra ve Simay

[Tasarım bana aittir.^o^]

Ding dong! Din dong!.. "Evde değiller mi acaba?"

Bir kez daha zile bastı Simay. Kapıyı açan olmayınca kapının yanındaki saksılara baktı. Annesinin mutlaka birine koyacağını biliyordu ve ikinci saksıda aradığını buldu. Anahtarı kapı deliğine sokup kapıyı açtı ve içeri girdi.

Evde herhangi bir ses yoktu. Salona bakındı ama kimseyi göremedi. Telefonunu çıkardı ve annesini aradı. Uzun uzun çaldı ama açan olmadı. Daha sonra babasını ve abisini de aradı ama onlardan da bir cevap alamadı.

"Allah Allah! Ne oldu acaba? Neden kimse telefonun açmıyor ki?" diye söylendi. Hemen aklına onlarca kötü olay hücum etti ama Simay, bu düşüncelerin üstesinden gelmeyi başardı.

"Belki de acil bir şey çıkmıştır ve o yüzden telefonlarına bakmıyorlardır. Hem bu benim için bir fırsat olabilir. Onlara uzun zamandan beridir sürpriz yapmak istiyordum zaten. " diyerek mutfağa yöneldi.

Yemek yapmakla pek arası yoktu ama internetten yemek tariflerine bakarak bir şeyler yapmayı denerdi. Aslında güzel yemek yapmayı çok istiyordu ama bu işin yetenek gerektirdiğini ve bu yeteneğin de kendisinde olmadığını düşünürdü. O yüzden de pek girmezdi mutfağa.

Hemen ellerini yıkayıp mutfak önlüğünü taktı. Bir süre ne yapabileceğini düşündü ve dolabı açıp malzemelere bakındı. "En iyisi güzel bir sebze yemeği yapayım." dedi ve internetten yemek tariflerine bakıp yapmaya koyuldu.

Biraz tarife bakarak biraz da kendinden bir şeyler katarak yemeği bitirdi. Yanına da salata yapmak için tekrardan malzemeler çıkarttı.

Salatayı da bitirip masayı da hafif bir şarkı mırıldanmasıyla kurduktan sonra oturup beklemeye başladı. Aradan geçen onca zamana rağmen ne bir kimse gelmişti ne de bir arayan olmuştu. En sonunda  Simay tekrardan telefonu eline alıp annesini aradı fakat yine uzun bir çalıştan sonra kimse açmadı.

Şimdi tam olarak endişelenmişti ve ne yapacağını bilemez bir haldeydi. Tekrar tekrar aradı ve yine bir sonuç alamadı. Ne yapmalıydı Simay? Nereye gitmeliydi?

Aklına komşulara sorma fikri geldi. " Belki onlar haberdardırlar annemlerden." diyerek dışarıya fırladı. Hemen bahçeden çıkarak yan komşularının bahçesine girdi ve kapıyı adeta yumruklarcasına çaldı. İçeriden birinin seslendiğini duydu ama daha o cevap veremeden kapı açıldı.

"Simay kızım iyi misin? Ne oldu, nedir bu halin?"

Simay, bir yandan ağlıyor bir yandan da cevap vermeye çalışıyordu fakat ne söylediği belli olmuyordu.

"Dur bir kızım, bir soluklan. Dur dur ağlama. Sakince anlat ne oldu?"

"Annemgil ben eve geldiğimden beri evde yoklar ve ne annem, ne babam ne de abim telefonlarına cevap vermiyorlar. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmiyorum. Lütfen Fatma teyze, bir şey biliyorsan ne olur söyle. Lütfen.."

"Tamam, sakin ol kızım. Ben de bilmiyorum nerede olduklarını. Bir akrabanıza falan gitmiş olmasınlar mı?"

Simay, daha önce bunu hiç düşünmemişti.

"Yoo. Hiç aklıma gelmedi. Gitmişlerse de insan hiç haber vermez mi?"

Aklına gelen kişileri aradı Simay fakat onların da hiçbir haberleri yoktu.

"Allah'ım! Ne yapacağım ben şimdi?" deyip olduğu yere çöktü. Gözyaşlarını durduramıyordu ve ne kadar kötü olay varsa hepsi aklını esir almış gibiydi. Kötü bir şeyi de kondurmak istemiyordu onlara ama ya onlara bir şey olmuşsa? Bu düşünce bile Simay'ı titretmeye yetti.

Komşuları Fatma, hemen polise telefon etti ve Simay'ın yanına gidip ekipleri beklemeye koyuldu. Bir yandan da Simay'ı sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Yapma kızım, ağlama artık. Bak kendini harap ettin. Belki gittikleri yerde telefon çekmiyordur ve bu yüzden haber verememişlerdir. Hemen kötü şeyler düşünme böyle." diyerek gözyaşlarıyla ıslanmış saçlarını yüzünden çekti Fatma.

" Nasıl ağlamam Fatma teyze. Ne bir haber verdiler ne de telefonlarını açıyorlar. Kesin kötü bir şey olmuştur. Yoksa neden hepsi bir anda ortadan kayboldu? Yok yok, kesin çok kötü bir şey oldu."

Fatma, Simay'ı nasıl teselli edeceğini bilemiyordu ve elinden de hiçbir şey gelmiyordu. " Acaba gerçekten de bir şey mi oldu?" diye düşünmekten de kendini alamadı.

O esnada polis ekipleri bahçe kapısından girerek Fatma ve Simay'ın yanına geldiler. Onlara tam olarak olayın ne olduğunu sorarak bilgi almaya başladılar ve Simay da arkadaşı Gizem ile ayrıldıktan sonra eve geldiğini ve evde kimseyi bulamadığını, onları telefonla arayıp da cevap vermediklerini, yaklaşık 4 - 4.5 saat kadar bekledikten sonra tekrardan onlardan bir haber alamadığını tek tek hıçkırarak anlattı.

"Peki akrabalarınızı ya da başka birilerini aradınız mı?" diyerek sordu komiser.

" Evet" dedi Simay." Aklıma gelen herkesi aradım ama üçünden de bir haber yok. Ne olur bulun onları."

"Merak etmeyin. Elimizden geleni yapacağız." diyerek Simay'dan annesinin, babasının ve abisinin birer fotoğraflarını istedi.

Simay, koşarak evine girdi ve hemen ailesiyle beraber çektirmiş oldukları bir fotoğrafı çerçeveden çıkararak dışarı fırladı.

"Buyrun." diyerek fotoğrafı polisin eline verdi ve şunları söyledi:" Yalvarırım bulun onları."

" İnşaallah bulacağız onları. Siz bizden haber bekleyin." diyerek arabalarına binip uzaklaştılar.

Simay arabanın arkasından bakakaldı. Günlerdir içine dolan kötü his nihayet gün yüzüne çıkmıştı ve bu kötü his Simay'ın peşini bırakmayacak gibiydi.







7. bölümün sonuna geldik.^^

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Diğer bölümde görüşmek dileği ile hoşçakalın.))^^

SEÇİLMİŞ: İŞARETWhere stories live. Discover now