*42.BÖLÜM*

127 36 139
                                    



  Medya---> BTS-Film Out (Yalnız harika bir şarkı, dinlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum.^o^)


   ☘️Keyifli okumalar...☘️

   "Bu odaya birisi mi girdi?"

  Sancar, ağır adımlarla odanın ortasına doğru ilerledi. Karanlık oda yavaş yavaş aydınlanınca etrafta gezdirdi gözlerini. Hiçbir şeye dokunulmamış, hiçbir şeyin yeri değiştirilmemişti ama sanki biri bu odaya girmişti. Böyle bir hissiyat vardı içinde. Başını kapı tarafına doğru çevirdi ve keskin bakışlarını iki oğlunun da üzerinde gezdirdi.

   "Hayır ba- yani efendim." dedi Tarık. Her ne kadar yönü babasına doğru olsa da bakışlarını ondan kaçırmış, içinden bildiği her duayı okumuştu. Simay'ın içeri girdiğini anlamamasını umuyordu.

   Sancar bakışlarını Tarık'tan alıp Bora'ya çevirdi ağır ağır. Bora sırtını soğuk duvara yapıştırmış, ellerini göğsünde birleştirmişti. Babasının bu sorusuyla pozisyonunu düzeltip siyah harelerini babasının keskin ve bir o kadar da delici bakışlarına dikti. "Hayır." dedi başını sallayarak. "Kimse bu odaya girmedi."

   "Peki o kız kimdi, ne arıyordu bu evde?"

  Tarık cevap vermek üzere ağzını açmıştı ki Bora gözleriyle susturdu onu. Çünkü Simay'ın kim olduğunu söylemese de her an ağzından bir şeyler kaçırabilirdi. Söz konusu Simay olunca Tarık doğru düzgün düşünemiyor, bazen de aptalca hareket ediyordu ona göre.

   "Oya ablanın bir akrabasıymış, onu sormaya gelmişti sadece. Tarık evde olmadığını söyleyince o da gitti zaten."

   "Aptal herif." dedi Sancar tekrar Tarık'a baktığında. "Hâlâ kovmadın mı Oya'yı?"

   "Neden kovalım?" dedi Tarık bir adım atarken. Bora her ne kadar kolundan çekiştirse de  sert bir şekilde elini indirdi. "Kimseyle arkadaş olmamızı istemiyorsun, kimseyi sevmemizi istemiyorsun, hep kendi dediklerini zorla da olsa yaptırıyorsun. Bari bırak da annemin bize senin yüzünden veremediği şefkati bir başkası versin."

   "Ne saçmalıyorsun sen? Aldığın cezalar yetmedi mi sana?"

   "Yetti, hem de fazlasıyla. Hem verdiğin cezalar hem bizi aşağılaman yetti artık. Bak," dedi kazağının kolunu dirseğine kadar sıyırarak. Elini yanık izlerinin üzerinde gezdirdikten sonra bu sefer de kazağın ucunu kaldırıp vücudundaki yerleri işaret etti. "İzleri hâlâ geçmedi. İyi bak, belki şimdi mutlu olursun."

   Sancar'ın mavi göz bebekleri öfke ile büyürken bir anda kırmızı rengine döndü. Vücudunu bir titreme alınca Bora, Tarık'ı geri çekip şiddetli bir tokatı yanağına savurdu. Tarık'ın hemen durması gerekiyordu. Eğer böyle devam ederse babası dönüşümünü gerçekleştirecek ve bu da Tarık'ın sonu olacaktı. Ona defalarca kez babasına karşı diklenmemesini söylemişti çünkü bu onu kızdırmaktan başka hiçbir işe yaramıyor ve durumun daha da berbat bir hale gelmesine neden oluyordu.

   "Tarık, hemen çık bu odadan."

   Tarık, yanağını tutarak abisine baktı. Ona vurduğu için kızgın değildi. Biliyordu, bunu kendisinin iyiliği için yaptığını biliyordu ama artık dayanamıyordu. Yaşadığı şeylere, maruz kaldığı cezalara dayanamıyordu. O, abisi kadar güçlü ve dirayetli biri değildi. Gözünden yanağına doğru yuvarlanan yaşlara aldırmadan sessizce fısıldadı. "Dayanamıyorum abi artık."

SEÇİLMİŞ: İŞARETWhere stories live. Discover now