*28. BÖLÜM*

432 68 294
                                    

     



      ^^KEYİFLİ OKUMALAR^^



   "Simay abla, hala üşüyor musun?"

     Efe, Simay'ın uzattığı ayaklarına oturarak pırıltılı gözleriyle ona baktı. Simay, omzundan kayan şalı tekrar omzuna yerleştirirken Efe'nin sorusuna cevap verdi.

   "Üşüyorum ablacığım ama birazcık." Elini kaldırarak işaret parmağıyla birbirine yaklaştırdı. "İşte şu kadarcık."

   "O zaman biyaz daha odun atalım mı?"

   "Olur ama ben atacağım tamam mı?"

   Efe başını sallayarak "Hı hı." dedi ve Simay'ın ayaklarının üzerinden kalktı.

   Simay, kalan son iki odun parçasını da şömineye attı. Hava çok soğuk değildi, normal bir sonbahar havasıydı ama Simay, dünden beri titremesini durduramamıştı ve bu yüzden okula bile gitmemişti. Uyandığından beri bu şöminenin karşısına geçmiş, kırmızı büyük bir mindere kurulmuştu. Uzattığı ayaklarını topladı ve Efe'yi kucağına oturttu. "Ve odunlarımız bittii."

   "Eveet." diyerek alkışlamaya başladı Efe. Hafif uzamış sarı saçları ensesine doğru dökülüyordu ve yumuşacıktı. İri mavi gözleri, denizin üzerindeki bir dolunay gibi parlıyordu. Efe şöminede yanan ateşe bakarak iri gözlerini daha da büyüttü ve parmağıyla alevleri gösterdi:

   "Simay abla, şuna baksana."

   "Görüyorum Efe'ciğim." dedi Simay Efe'nin ipeksi saçlarına bir öpücük kondurarak.

   Efe kollarını dizine dayamış, yüzünü de elleriyle avuçlayarak alevleri izlerken birden başını kapı tarafına çevirdi. "Simay abla, duydun mu?"

   Simay, kapıya baktı ama hiçbir şey duymamıştı. "Neyi duydun mu?"

   "Kapı çaldı yaa"

   "Öyle mi? Ben hiç duymadım."

   "Ama ben duydum, ben duydum." Efe bu sözleri tekrarlayarak koşup kapıdan çıktı. Simay arkasından her ne kadar yavaş ol diye bağırsa da Efe'nin onu dinlemeye hiç niyeti yoktu.

   Simay, başını çevirerek tekrar şömineye baktı. Aklı hala dün yaşadıklarındaydı. Çay ninesi yüzüne dokunurken acaba neyi planlıyordu? Neden yüzü bir anda buruşmuştu? Kendisini neden bırakıp da kaçıp gitmişti?

   Simay aklındaki deli sorularla mücadele ederken birtakım sesler duydu. Efe haklıydı, biri gelmişti ama gelen kişinin sesini çok az duyuyordu, bu yüzden kime ait olduğunu çıkaramadı. Yalnızca teyzesini net bir şekilde duyuyordu. Teyzesi 'geçmiş olsun' demişti, acaba kime demişti?

   Simay bu yüzden gelen kişiyi iyice merak etti. Teyzesi kime demişti geçmiş olsun diye? Bu sorunun cevabını almak için içeriye girmesi gerekiyordu ama daha o gitmeden odanın kapısı açılarak içeriye Efe, teyzesi ve elinde kocaman bir çiçek buketiyle Tarık girmişti. Simay,  Tarık'ı görünce ayağa kalktı. Uzun zamandır onu görmemişti. Şimdi karşısında görünce sanki çok sevdiği bir arkadaşını görmüş gibi oldu.

   "Tarık senin için gelmiş kızım." dedi teyzesi Tarık içeriye girdikten sonra. Ve ardından da "Siz konuşun, benim biraz işlerim var. Hallettikten sonra yanınıza gelirim." diyerek odadan çıktı. Efe de annesinin peşinden koşarak odadan çıkıp ardından da kapıyı kapattı.

SEÇİLMİŞ: İŞARETWhere stories live. Discover now