▪️41▪️| İntikam

4.3K 412 1.6K
                                    




Genç adam yanına gelen ölümyiyenin söyledikleriyle gergin bir şekilde parka gelmişti. Lucius'un mektubunu açacak zamanı bile olmamıştı. Bellatrix çok sarhoştu ve Tshem onu buraya getireceğini iletmişti. Elinde hapsettiği mektubu araladı beklerken.

"Rodolphus.

Dönmemize çok kısa bir zaman kaldı. Narcissa bugün Black malikanesine geçti bile. Fransa'yı ele geçirdik."

Rodolphus bu cümlelerle Lucius'un ne kadar zorlukla yazdığını anlamıştı bile mektubu. Öylesine söyler gibi belirttikleriydi bunlar sadece. İçinde bambaşka bir sıkıntısı olduğunu çok iyi biliyordu. Devam etti.


"Şu an bunu söylerken çok utanıyorum. Ancak uyuyamıyorum, yiyemiyorum. Bazen nefes bile alamadığım oluyor. Bırakacaktım ancak düşündüğüm gibi olmadı. Onu unutup evliliğime devam edecek bir varis bırakacaktım. Unutamadım. Kendime ihanet ediyorum.

Sana onun hakkında bana haber getirmemeni söyledim ancak lütfen bu dediğimi unut. Oraya gelmeden önce birkaç günüm bile olsa neler olduğunu bilmek istiyorum. Beni özlemiş mi, bir an olsun düşünmüş mü bilmeliyim. Hayatımı tehlikeye attığımı biliyorum. Ama hayata bedel bir aşk olmalı ki artık umursamıyorum. Evli bir adam olarak karşısına çıkmaktan çok utanıyorum.

Beni hayatta tutan tek şey bana bakışlarını bilmem. Onun da bana bir şeyler hissettiğini çok iyi biliyorum. Belki henüz aşk değildi, ama yakındı. Çok yakındı. Ve ben bu ihtimal için her şeyi bir kenara bırakacağım Rodolphus.

Senden istediğim tek şey ondan küçük bir haber. Mutlu mu? Yemeklerini sağlıkla yiyor mu? Hiç acısı var mı yoksa hayatına devam ediyor mu?

                                                      Kardeşin Lucius.


"Siktir." Dedi Rodolphus mektubu katlayıp cebine geri yerleştirirken. "Siktir."

Bellatrix'le ettiği kavga bir yana Lucius'un bu hali onu çıldırtacaktı. Kendini öldürmeye meraklıydı herhalde. Böyle bir saçmalık olabilir miydi? Karanlık Lordun sevgilisiyle alakalı düşündükleri gerçek olamazdı. Ve hala hayal kuruyordu. Geri geldiğinde canına okuyacaktı.

"Lestrange!"

Hızla arkasına döndüğünde melez güzeli görüş açısına girmişti. Tshem bir kolunu zorlukla yürüyen Bellatrix'e sarmış ona doğru ilerliyordu.Genç kadının diğer elinde de topuklu ayakkabıları vardı. Rodolphus endişeyle yanlarına varıp kızı kucakladı. Bellatrix'in kafası arkaya doğru düşerken Tshem ise çatık kaşlarla genç adamı izliyordu.

"Malikaneye giremediğim için ölümyiyenle haber yolladım."

"Teşekkürler." Dedi Rodolphus mırıldanır gibi. Kucağındaki kızı izliyordu.

"Granger yanınızda değil miydi?"

Tshem başını iki yana salladı. "Çok fazla içtiğinden erken ayrılmıştı. Bellatrix'in de içmek için sebepleri varmış gibiydi. Acaba neden?"

Rodolphus sabır dilenir gibi gözlerini kısaca yumup geri açtı.

"Hesap mı soracaksın? Hangi sıfatla?"

Tshem alayla gülerken ona doğru bir adım attı. Yüzü şimdi ciddileşmişti. "Uzun bir ömür yaşadım Lestrange. Bir daha bu kızı suistimal etmemeni öneriririm. Yoksa benimle tanıştığına oldukça pişman olabilirsin."

Rodolphus öfkelenirken kucağındaki kızı kendine biraz daha yaklaştırdı. "Dikkat et. Gözüme batmaya başlıyorsun."

Tshem kısaca omuz silkti. "Görüşeceğiz Lestrange. Görüşeceğiz."


MERCY | TomioneWhere stories live. Discover now