▪️36▪️| Düğün

7.6K 485 1.9K
                                    

Medya: Hermione'nin elbisesi


İksir odasına geldiğinde adamın elleri titriyordu. Canını sıkan her şey onu kabuslarında ziyaret etmiş gibi uyanmıştı. Oysaki rüya görmeyeli uzun zaman oluyordu. Kapıyı kapatıp sıkılı dişleriyle karşısındaki adama döndü. Yaşlı adam ise elindeki şişeyi usulca masaya geri bıraktı ve tebessüm etti.

"Lordum."

Tom Riddle onun olduğu yere yaklaşırken adamın buz mavisi gözlerine dikti bakışlarını.

"Buldun mu? Artık bulman gerekiyor. Çok fazla uzadı bu iş."

Kör adam göremiyor olsa da lordunun neyden bahsettiğini çok iyi biliyordu. Kırışmış yüzü ve çatlayan sesiyle masanın arkasından çıktı. Kahverengi döşenmiş ve iksirlerle dolu odasına ondan başkasının giremeyeceğini çok iyi biliyordu.

"Henüz değil Lordum."

Tom Riddle dişlerini sıkarken kavradığı sandalyeye dayanmıştı.

"Artık ondan kurtulmam gerekiyor Noah. Ve sen bu büyüyü bozmadan bunu başaramam."

Yaşlı adam iç çekerken ona doğru yaklaştı. Kafasındakileri ona söylemenin cesaret gerektirdiği doğruydu. Ama eğer o yapamazsa, kimse yapamazdı. Gülümseyerek adama döndürdü bedeni.

"Seni çocukluğundan beri tanıyorum Tom. Ve söylemek zorundayım oğlum, senin üzerinde bir büyü olsaydı şimdiye kadar ürettiğim o iksirler çoktan işe yarardı."

Tom Riddle hayal kırıklığıyla sandalyesine oturduğunda Noah'a baktı. Ona yalan söylemeyeceğini çok iyi biliyordu. Tek umudunun sönmesini kabullenemiyordu.

"Onu tanımıyorsun. O bir pedigree cadısı. Senin bilmediğin güçleri olabilir, bu sayede beni böyle hissettirdiğini anlamıyor musun? B-bu anlatamayacağım bir şey. Bana yaptığı."

"Belki de şimdi bile anlatıyorsundur Tom." Dedi adam onun yanına otururken. Tom'u Dumbledore'un yerleştirdiği yetimhaneden aldığı günü çok net hatırlıyordu. Çocuğun hırslarını ve saf öfkesini çok iyi tanımıştı. Noah çağının en büyük iksir ustasıydı, ve bu gücü için onu kullanmak isteyenler eve saldırdığında, gözlerini yitirdiğinden beri onu koruyan kişi manevi oğlundan başkası değildi.

Ve Tom'un da onu kullandığını farkındaydı. Buna izin vermek onun için zor olmamıştı. Malikanenin ücra zemininde tek başına yaşamak da onun güvenliği içindi. Kalbindeki sevgiyle karanlığa düşmüş oğlunu düşündü.

"Hiçbir iksir bozulmaz değildir, hiçbir büyü de. O kızı özel kılan tek şey senin onu bir takıntı haline getirmendir belki. Bunu yenmeyi düşünmelisin."

Tom Riddle adamın söyledikleriyle gerilirken masanın üzerindeki şişeyi eline aldı. Noah'ya üzerinde çalışmasını söylediği iksirdi bu. Her duyguyu silebilecek iksir. Öfke, nefret ve sevgi... her birini.

"Onu tanımıyorsun." Dedi düşünceli bir halde. "İlk geldiği günden beri... o kadar göze batıyordu ki. Onu fark ettim. Fark etmemek mümkün değildi işte. Görmezden gelemiyordum. Anlamamıştım ve hala anlamıyorum." Öfkeyle homurdandı. "O farklı Noah, zekasını ve cesaretini tanıdım. Yetmezmiş gibi hayatımda gördüğüm en güzel kadın olması da var tabi."

Noah tebessüm ederken Tom'un objektif konuşmadığını farkındaydı. O bambaşka bir büyünün altındaydı.

"Sonrasında ondan kurtulmak için avcılara teslim ettim. Tek bir saniyede... tek bir saniyede pişman oldum Noah. Asasını hayal kırıklığıyla bana çevirdiği an. Ve şimdi ona zarar vermeden yanımda tutamıyorum bile."

MERCY | TomioneOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz