▪️3▪️ |Oyun

8.1K 522 877
                                    


                                                                           Bellatrix Black

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Bellatrix Black





"Kendine gelmesin Hermione. Hepimiz onları kaybettik. Ama ne olursa olsun savaşmamız gerekiyor."

Genç kız ona seslenen Seamus'u duymuyordu bile. Bir avuç insanın çabalarıyla hiçbir şey değişmezdi. Ölümyiyenleri, safkan aileleri ve Voldemort'u yok etmeyeyse kimsenin gücü yetmezdi.

"Hayır. Hepiniz çoktan vaz geçmişsiniz Seamus. Bana bir hayalin peşindeymişim gibi bakma."

Kız dolapta kalan eşyalarını da bavula yerleştirdikten sonra gözlerini çocuğa çevirdi tekrardan. Seamus devam etti.

"Yoldaşlığı terk edersen başarılı olacak mısın? Yalnız başına, birbirimizi bir daha bulamayabiliriz. Tanrı aşkına saklanıyoruz Herm. Sana tekrar nasıl ulaşacağım?"

Genç kız bavulunu sırtına çarpraz bir şekilde asarken derin bir nefes aldı.

"Eğer Harry'i bulamazsam, beni bulmanın da pek bir yararı olmaz."

O esnada içeri Cormac ve Cho girmişlerdi. Sesleri duymuş olmalıydılar, sessizce bir köşeye geçerlerken Hermione elindeki kalan arkadaşlarına baktı bir süre. Sonrasında ise Seamus kararsız kalsa da gözlerini yumarak konuşmaya devam etti.

"Harry de en az Ron kadar ölü Hermione. Cesetini bulman bi şey değiştirmez. Yaşıyor olsaydı şimdiye kadar bunu duyardık, ya da bizi aramaya gelirdi."

"O kayboldu Seamus!"

"Öldü!"

Genç kız hararetle solurken Cormac araya girmişti. Seamus'un kolunu sakinleşmesi için tutuyordu şimdi. Genç kız masanın üzerindeki asasını aldıktan sonra son kez mezarlara uğramak için kapıdan dışarı adım attı. Molly'e, Ron'a ve Luna'ya veda etmeliydi.

Düşünmeden edemiyordu. Eğer Ron'la ayrılmasa, ya da ayrılsa da onları terk etmese bütün bunlar olmazdı belki, onu koruyabilirdi. Kalan tek dostunu kaybetmezdi.

Yapayalnızdı ve Harry'i bulmaktan başka bir çaresi yoktu.

Bana bakan gri gözler şaşkınlığımı henüz fark etmemişti. Boynumdaki asası panikle etrafıma bakındığımda hafif bir çizik oluşturmuştu. Yutkunarak yeniden karşımdaki manzarayı izliyordum şimdi. Kahverenginin baskın olduğu koca bir salonda duruyorduk. şöminenin bir kaç metre ötemdeki sıcaklığını hissedebiliyordum. Kafamı üzerimdekilere çevirdiğimde az önce Draco'nun salonunda giydiğim giysilerimle olduğumu fark ederek Lucius'a döndüm tekrardan. O da beni inceliyordu.

"Onun bir muggle olduğunu söylemiştin Narcissa."

Kapının eşiğinde duran sarışını o zaman fark ettim. Oldukça zayıf olan kemikli yüzü utançla gerilmiş gibiydi. Çekinir gibi bir hali vardı.

MERCY | TomioneOù les histoires vivent. Découvrez maintenant