▪️23▪️| Rüzgar

10K 507 1.9K
                                    

Arkadaşlar videoyu izleyiniz. İzlemeyenlere bölümü helal etmiyorum :) Gerçekten hikayenin tüm ruhunu yansıtıyor.

İZLENSİN.








"İçeri giriyorlar."

Menlac etrafına bakındı hızlıca. Sonrasında da kafesteki kıza çevirmişti bakışlarını. Lucius Malfoy ise olanları izliyordu büyük bir zevkle. Kukuletalı adamlar hızlıca toplanmıştı yanında. Menlac ellerini nihayet birbirinden çözdükten sonra kukuletasını indirmiş bir adama doğru yürüdü. Alnında sanki bıçakla çizilmiş gibi duran bir işareti vardı adamın.

"Buradan gitmeliyiz. Kızı alın."

Birdenbire kalabalık toplandığında Lucius baygın kızın elini sıkıca tuttu. Hermione'nin açılan kafesine uzanan elleri itmeye çalışıyordu yapabildiğinde. Kızı yanlarında götürmelerine izin veremezdi. Sonrasında vücudunda hissettiği lanetle istemsizce geri çekildiğinde kızı çoktan çekmişlerdi. Parmaklıklara tutundu sıkıca.

"Bırakın onu!"

Zindanın içinden mağaranın ortasına doğru götürüldü genç kız sürüklenerek. Hafifçe inlediğinde Lucius bilincinin kendine geldiğini anlamıştı. Menlac geride kalan bazı adamlarını çağırdıktan sonra Hermione'nin etrafında durdular.

"Tılsımlar onları sadece bir kaç dakika tutacaktır. Anahtarla gideceğiz." dedi derin nefeslerinin arasında. Cebinden çıkardığı bir madolyonu avucunda kavradıktan sonra fısıldadı.

"Piecos."

Madolyon yavaşça parçalara ayrılırken Lucius çatık kaşlarla izledi onları. Buradan kaçacaklardı. Hermione ile beraber hem de.Mağarada sesler artmaya başlamıştı şimdi.

"Granger uyan! Karşı koy."

Lucius parmaklıkları yumruklarken Hermione'nin omuzları hafifçe kıpırdanmıştı. Genç kız zorlukla açtı gözlerini. Nerede olduğunu anlamak istercesine etrafına bakındı önce. Sonrasında ise yerden destek alarak doğruldu. Menlac anahtarları dağıttıktan sonra kıza doğru eğildi.

"Tut şunu."

Hermione eline verilen madalyona alayla gülümsedi. Bir kenara fırlattığında ise sabrı kalmayan Menlac elini havaya doğru kaldırmıştı. Genç kız koluna saplanan acıyla yerde kıvranmaya başladığında kemiğinin kırıldığını anlamıştı. Adam büyü yapmış olmalıydı.

"Lanet olsun." dedi tekrar tekrar.

Lucius öfkeyle bir daha demirlere vurduğunda, gerçekleşti her şey. Tom Riddle arkasında sayamayacağı kadar insanla aynı anda vardı mağaraya. Önce yerde kolunu tutup inleyen kızı görmüştü gözleri. Donuk baktı Riddle. Mavinin en koyu tonları vardı gözlerinde. Bir kaç adım daha atıp durdu sonrasında. Adımı havada kalmış, sonrasında ise geri çekip Menlac'a çevirmişti gözlerini. Halkanın içerisindelerdi.

"Mağaranın büyüsünü bozdum Menlac. Koruyucu tılsımını fark etmeyeceğimi mi sandın?" dedi alayla. Menlac ise derin bir nefes aldı sonrasında. Bir yerdeki kıza bir de Lucius Malfoy'a bakmıştı.

"Burası kutsal bir yer Voldemort. Bu kalkana giremezsin."

Tom Riddle dişlerini sıktı hırsla. O esnada Hermione'nin hareketleri çekti herkesin dikkatini. Genç kız zorlukla toparlandı yerinden. Ölümyiyenler pür dikkat onu izlerken Hermione ayaklarının üzerine kalktı eğik bir halde.

"Buraya gel Granger." dedi Voldemort. Her ne kadar kızın başaramayacağını bilse de. Hermione'nin gözleri onu buldu usulca. Sonrasında iki yana kaldırdı ellerini.

MERCY | TomioneWhere stories live. Discover now