▪️16▪️| Hikaye

6K 474 577
                                    

"Riddle."

Arkasından bakakalan adam titreyen ellerini yüzünden geçirdikten sonra bir kaç saniye yerinde durmuştu. Sonrasında kahkahaları doldurdu odayı. Yıllardır yaşamadığı bir tecrübeydi bu. Ve bu durumda Tom Riddle ne yapacağını şaşırmıştı.

Kız haklıydı, onu kullanması için yaşaması şarttı. Eğer ona istediğini verirse, hayır bunu yapamazdı. Kız onunla denk bir statüde olmayı istiyordu. Dileği bir Pedigree cadısı için gayet anlaşılabilirdi, ama karşısındaki kişi Voldemort'tu.

Önce yapması gereken hikayesini dinlemekti, sonrasında da onu iyileştirecekti. Ve tüm bu olayların içinde Malfoy adının ne aradığını çok merak ediyordu.

Üzerine lacivert bir gömlek geçirdi. Sanki başına bela aldığını hissediyordu. Bu cesur kadının aynı zamanda zeki de olması onu düşündürmüştü. Avcılarla olan görüşmeyi biraz daha ertelemek akıllıca olurdu. Kadının tekrar acılar çekip sonrasında öfkelenmesi işine gelmiyordu.

"Lordum." dedi itaatkar bir ses kapı eşiğinden. Sabina Zabini buz mavilerini onun yüzünde gezdiriyordu. İkisi de bir süre konuşmadı. Kızıl saçları dalgalar halinde beline kadar inen kadın her zamanki gibi bir veela olduğunu hyakırıyordu. Gri kısa elbisesinin de uyumlu olduğu söylenebilirdi.

Voldemort henüz düğmelerini bağlamadığı gömleğini boşvererek ona ilerlerken Pedigree cadısına duyduğu öfke sanki damarlarında dolaşıyor gibi hissediyordu. Sabina ona yaklaşan adamla dudaklarını aralasa da istediği şeye ulaşamadı. Voldemort onu kapattığı kapıya yüz üstü yaslarken bir eli de yıtmacındaydı.

"Sana muhtaç olan ben değilim."

Voldemort kızın kızıl saçını hafifçe çekerken boynunu ortaya çıkarmıştı. Sabina'nın inlemesi ona kısa bir süre zevk verse de içindeki öfkeyi geçiremedi.





***

"En azından artık bizi içeriye alıyorsun."

Bellatrix'in hayıflanmasına karşın gülümsedim sadece. Yanımda olmaya çalışması hala garip gelse de muhtemel herhangi bir müttefiki reddetmeyecektim. Odada bulunan Rodolphus ise bir süre sonra geçmiş olsun diyip ortadan kaybolmuştu. Gerçekten bana karşı nötr olan tek insan oydu.

"Dün senin için endişelendim. Ev cini senin izinsiz bir şekilde lordun odasına girdiğini söylemişti. Ama bakıyorum da iyisin, sadece küçük bir uydurmaymış."

Yatağımda oturan Luna buna karşılık kıkırdadığında ben de gülecektim ki sonrasında tekrardan yanmış cesediyle karşılaştım.

Asıl korkunç olan buna alışamamamdı. Her seferinde aynı şekilde ürpermeye devam ediyordum. Bellatrix Luna'nın hayali bedeninin olduğu yere yattığında ise kaybolmuştu bile.

"Ama daha iyi görünüyorsun."

"Lord beni iyileştireceğini söyledi. Yani merak etme, eski halime döneceğim."

Başını aşağı yukarı salladıktan sonra asasını çıkarmıştı. Ben yatakta oturmuş sırtımı arkama yaslamış ne yaptığını izlemekle yetindim sadece.

"Günlerdir uyumadığın belli. En azından biraz içelim ve bir şeyler izleyelim."

Önümüzde beliren çilek ve şampanyaya karşı gülmeden edemedim. Gerçekten buna ihtiyacım vardı galiba. Başımı aşağı yukarı sallarken Bellatrix'in asasından çıkan is hareketlenmişti.

"Bu ne?" dedim dumanı izlerken.

"Bir gölge adam hikayesi. Geceleri yatmadan annem hazırlardı."

MERCY | TomioneWhere stories live. Discover now