▪️4▪️ |Yalan

7.6K 486 1.1K
                                    

                                                                                   Sabina

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sabina












Hermione Jean Granger.

Adım buydu. Yıllarca kaçtığım ve saklandığım kimliğim. Yaşamak için kim olduğumu unutmuştum. Ama asla kendimden uzaklaşmamıştım. Düşmanlarımla savaşırken en büyük savaşım bu olmuştu. Hermione Granger tekrardan olamamak. Her ne kadar hayat acımasız davransa ve bu noktaya gelsem de, içimde bir yerlerde hala dostluğu ve sevgiyi, gülümsemeyi ve kahkahaları hissedebiliyordum. Anılardı, buruk ve hüzünlü anılar.

Ve bana bakan maviler, gözlerimden derinlerime inmiş, beni sanki yıllarca sakladığım benliğimi görürcesine süzüyordu. Boynumda duran elinin baskısını hafifçe arttırmıştı. Her ne kadar ifadesiz baksa da çene kaslarının gerilmiş olduğunu görebiliyordum.

"Kimsin? Son cevap verme hakkın."

Nefes almak için yer açarcasına boynumu geriye doğru atmıştım. Bileğim onun elinde, bedenim de altında olduğundan kaçış yerim pek yoktu. Boşta kalan elimle onu üzerimden itmeye çalıştığımda yalnızca hafifçe doğruldu. Eli bileğimden çekilmişti ama şu an durduğumuz hal çok daha riskliydi. Dizlerini yatağa dayamıştı. Ortasında da ben vardım. Uzun kolları hafifçe eğildiğinden dolayı tek eli boynuma yetişiyordu. Loş odada gözlerimi ondan inatla çekmiyordum. Yüzüm kızarmaya başlamış olmalıydı. Onun istediğini yapmadım. İki elimle boynumu kurtarmaya çalışmamı bekliyordu, bense sadece çarşafları avuçlamıştım.

Birincisi, bir ölümyiyen iflah olmaz sadist duygular barındırırdı, onu yalvararak memnun edemezdim.

İkincisi karşımdaki adama bir şeyler anlatsam bile beni dinlemesi için ciddiye alması gerekiyordu, burada güçlü olmam gerekiyordu.

Eli boynumdan çekildiğinde kendimi yataktan aşağı atmıştım. Ellerim zemine dokunduğunda öksürerek kendime gelmeye çalışıyordum.Kendime geldiğimde yerle bakışıyordum. Başımı kaldırdığımda adamın üzerine bir gömlek geçirdiğini görerek etrafa bakındım.

"Götürün!" dedi aksi bir sesle.

Çatık kaşlarıyla arkasına dönmüştü. Panikle etrafıma bakındım. İpucu arıyordum. Kendimle ilgili söyleyebileceğim ne beni burada uzun süre yaşatırdı? Kahverengi saçlarımı kulağımın arkasına iterken doğruldum.

"Bunu yapamazsın. Kim olduğumu öğrenmen gerekiyor-"

"Umursamıyorum."

Kravat takarken hala bana bakmıyordu. İşime gelirdi. Yuvarlak adımlarla odanın içine göz atmaya devam ediyordum şimdi. Bir ölümyiyenin mi üstesinden gelemeyecektim? Bir de şimdi çağırdıkları vardı. Yalnızca 2 ya da üç kişi olurlardı. Çok daha fazlasıyla baş etmiştim. Kapı tıklandığında koşarak arkasına geçip kapıya sırtımı dayamıştım, bu çabama şaşırmış gibi bana doğru döndü.

MERCY | TomioneWhere stories live. Discover now