▪️22▪️| Avcılar

6.7K 469 1.2K
                                    




Medya=Menlac

Yansımasını izliyordu Tom Riddle aynanın karşısında. Soğuk günlerin başladığı bu zamanlarda yıllardır deneyimlemediği bir duyguylaydı. Kararsızlık.

Avcıları bulmuştu bulmasına, ama tek dertleri Pedigree büyücüsünü güçlenmeden ortadan kaldırmaktı. Tom Riddle ise kullanabileceğini düşündüğü kızı başta vermeye yanaşmasa da şimdiki durumda ne yapacağını bilmiyordu. Kimsenin cesaret edemediği bir şekilde karşısındaydı genç kız.

Gözleriyle aynı yoğunluktaki lacivert gömleğinin bileklerini düğmelerken derin bir nefes aldı gerginlikten. Farkındaydı, kızı elinde tutamadığı yani ona emredemediği sürece kızın varlığı fazlalıktan başka bir şey değildi. Ondan öncesindeki hayatında olduğu gibi istediği yönde davranamıyordu adam. Karanlık doğası kızı gördüğü anlarda daha da üste çıkıyor ve kendisini onu yok etmemek için zor tutuyordu.

Aynadan çekti gözlerini. Odada yankılanan adımlarıyla masasına ilerledi. Menlac'ın mektubunu tekrar okumak için eline almıştı.

"Bay Riddle.

Avcılar olarak mutlak görevimiz dünyayı tehlikeye atacak kadar güçlü orduları dağıtmak ve haksız bir şekilde çok büyük tahribatlara neden olacak olan Pedigree büyücülerini ortadan kaldırmaktır. Yıllardır görünmeyen bir Pedigree cadısının varlığını ispat etmeniz için size bir kutu gönderdim. Yalnızca bir Pedigree cadısı görebilir üzerinde yazılanları.

Ne anlama geldiğini bulursanız eğer sizi yanımıza kadar getirecektir. Böylece biz de onun varlığından emin olmuş olacağız. Öncelikle teklifi reddetmenin sizin açınızdan sağlıklı olmayacağını söyleyebilirim. Çünkü bir Pedigree cadısını kontrol altında tutamazsınız. Kimse başaramadı. Siz de yapamazsınız.

Karşılığında ben yüce büyücü Menlac, size bedeninizin öldürülmediğiniz müddetçe sonsuz bir yaşam elde edeceğinin sözünü veriyorum. Yaşlanmayacaksınız. Karşılığında istediğimiz tek şey ise, asi bir Pedigree büyücüsü. Karar sizin. "

Voldemort kağıdı şömineye attıktan sonra erimesini izledi kararlılıkla. Menlac'ın ona gönderdiği kutuya kısa bir bakış attı. Gerçekten üzerinde hiçbir şey yazdığı yoktu. Granger bunu gördüğünde, kendisini ölümüne götürecekti demek. Hortkuluklarının ruhunun ölmesini engelleyeceğini biliyordu. Ama bedeninin zamanla tükenecek olması en büyük endişesiydi Tom Riddle'ın. Kimsenin bilmediği gizli korkusuydu. Dudağı alayla kıvrıldı. Kendisine gülüyordu aslında. Aklı karışmıştı.

"Son bir şans." diye fısıldadı bu sefer kendi kendine. Granger eğer boğun eğerse, yapmayacaktı. Onu kullanmak için planına devam edecekti. Ama kız dik durmaya devam ederse eğer, onu kendi elleriyle teslim edecekti.

Ve Hermione yine boyun eğmemişti.


           ****

"Asla." dedi Hermione. Vaz geçmiyordu. Geri adım atmıyordu.

Tom onu baştan aşağı inceledi. Dudakları hafifçe aralanmış, kızın öfkeyle kısılmış gözlerini izliyordu.

"Seni uyarmıştım Granger. Sense..." dedi alayla. Dayanamadan güldü duruma karşın. Menlac ve Hermione ise kafaları karışarak uzun boylu adamı izliyordu. Gülmesi bittiğinde deli gibi bakan gözleri Hermione'yi buldu tekrardan. Korkusuzluğu, zekası ve güzelliğiyle tam karşısındaki genç kadın asasını kaldırmış bitap bir şekilde ona bakıyordu. Hermione asasını biraz daha kaldırdığında gülerek onun elini hafifçe itti.

Kafasında tarttığı seçenekleri inceledikten sonra Menlac'a çevirdi bakışlarını.

"Şimdi... Yaşadığın yerdeyim Menlac. Bana yolu sen gösterdin. O iksiri asla vermeyeceğini gözlerinden okuyabiliyorum."

MERCY | TomioneWhere stories live. Discover now