Melez Cadı ve Kayıp Kahin(18)

1K 80 236
                                    

Yaaa önceki bölümdeki yorumlarınız o kadar güzeldi ki gerçekten çok mutlu oldum o bölümü yazdıktan sonra kontrol ederken olmadı sanki ya falan demiştim bir de dkejfkeıjı

Umarım bu bölümü beğenirsiniz iyi okumalarr♥️

yine duygusal müzikle okuyun ballarım <3

Bölüm On Sekiz: Thanatos Lütfen Bu Kadar Yakışıklı ve Sinir Bozucu Olmaz Mısın

Farkında olmadan çok uzun zaman boyunca sahip olduğunuz bir şey birden gidince aniden varlığı üzerinize çarpıyor sizi sersemletiyordu.

Yani evet, kabul ediyordum çoğu zaman işi şakaya vurmayı ve dalga geçmeyi severdim. Ağladığım zamanlar olurdu ama güldüğüm zamanlar da vardı. Mutlu olduğum zamanlar da vardı.

Çok garipti, bu zamana kadar hiç sorgulamamıştım bunu yeni fark ediyordum hatta ama neden mutlu olan biri aynı zamanda acı çekemeyecekti ki?

Duygular net değildi bir kere, bir duyguya siyah ya da beyaz diyemezdin. Mutlu olduğunda da sadece mutlu olacaksın diye bir kural yoktu.

Ve bu gerçeği şu zamana kadar fark edememiştim bile. Artık işlevsiz olduğunu düşündüğüm, neredeyse emin olduğum bedenim suya çökerken bunu düşünüyordum. Çok garipti mutlu olduğum zamanlarda bile sahne arkasında figüranlık yapan acının varlığını yeni görebiliyordum.

Çünkü artık herhangi bir şey hissedemiyordum.

Her duygu içimden kayıp gitmişti, yara bere içindeki bedenim suyun dibine çarptığında ve gecenin karanlığıyla siyaha boyanmış olan suya kırmızıyı karıştırdığında sadece gözlerimi kırpıştırmıştım.

Yani ölmek böyle bir şey miydi?

Belki de benim için böyle bir şeydi.

"Geç kaldın." dedim suyun dibindeki bedenimin başına biri otururken. Ben de kendi bedenimin yanında oturuyordum.

Geç kalmıştı. Suya düştüğüm anda burada olması gerekiyordu bunu nasıl olduğunu anlamadığım şekilde biliyordum. Burada oturup onu beklemem gerektiğini bildiğim gibi. "Hades'in oğlu biraz olay çıkarttı." dedi kısaca. Kara kanatlarını arkasında topladığını hissetmiştim. "Sana, beni ruhunu almaya getirme demiştim diye hatırlıyorum."

"Elimde değildi." diye yanıtladım. "Başka yolu yoktu."

Başka yolu yoktu hem artık canım da acımıyordu.

Kendimi çok hafif hissediyordum. Bomboştum sanki.

"Sen öyle diyebilirsin." dedi kısaca. "Ama senin ölmen şart değildi. Kendini kurtarabileceğin bir sürü seçenek vardı, bunu sen seçtin."

"Ben seçmedim." dedim kısaca. "Annemin bana yaptığı hiçbir şeyi ben seçmedim ama yardım etmemeyi siz seçtiniz."

Az önceki olaylardan bahsetmediğini biliyordu. Geçmişten bahsediyordum. Ölmeden önce annemin anlattıklarına düzgünce üzülecek zamanım bile olmamıştı ki. Oysa Percy'e sarılıp ağlamayı çok isterdim.

"Ee gidiyor muyuz?" diye sordum basitçe. "Ne kadar daha duracağız burada?" Thanatos bedenime bakmaya geri dönmüştü. Cesedin çevresini saran ufak balıklar panikle yüzüyor su canlıları etrafımda toplanıyordu. "Baban öldüğünü on saniye içinde öğrenecek. Ona bir şey demek istemez misin?"

"Hayır."

"Neden? Kızgın değil misin ona? Neden içindekileri kusabileceğin son şansını kenara atıyorsun ve gitmek istiyorsun? Ruhlar öylece ayrılmak istemezler ama sen gitmek için acele ediyorsun. Öldüğün için üzgün değil misin?" Saydam parmaklarıma baktığımda su canlılarındaki hareketlilik gittikçe artmıştı. "Hiçbir şey hissedemiyorum." diye mırıldandım.

Half Blood WitchWhere stories live. Discover now