Half Blood Witch

Melez Cadı ve Kayıp Kahin(9)

Bu ikinci kitapta çok olay diye kafamda netleştirmek için bölüm taslaklarını çıkardım ve on iki bölüm civarı bir şey kaldığını fark ettim eğer cidden on iki bölüm daha sonra final olursa ilk kitapla aynı sayıda bölüm atmış olacağım djenfnjrncnek ben böyle şeylere takılıyorum beni yargılamayın

Neyseki 3,4,5,6 ve 7.kitaplar vaaar :)

Umarım evde iyisinizdir neler yapıyorsunuz konuşalım ❤️

İyi okumalar

Bölüm Dokuz: İntikam Almak İstediğiniz Eski Bir Tanıdığınız Varsa Yüce Nemesis'in Hayaletli Adası'na Uğrayın Gece Yarısında Gelene Bir İntikam Yarı Fiyatına!

Canavarlar Denizi rezildi.

Hem de tam anlamıyla. Suyu kontrol edememem bir yana arada sudan gelen garip kokular, rengi tehlikeli bir yeşile dönmüş deniz ve nadiren devasa deniz canavarlarının sürüngenimsi vücutlarının bazı parçalarını görmek yeterince kötüydü.

Scorpius'un sık sık buruşan suratı korkutucu bir yeşile dönüyordu ve Rose da Skylla tarafından ısırılmıştı. Jane'nin yılan kadına dönüşmekle ilgili esprileri komik olsa da ve Jane en enerjiğimiz olsa da bir süre sonra o bile sessizleşmiş gözlerini kapatmıştı. En rahat görünen Albus'tı. Gözleri heyecanla her yerde dolanıyor ve bana hevesle bakıp ona anlattıklarımı dinliyordu.

"Neden uyumuyorsunuz?" dedim Jane, Scorpius ve Rose da gözlerimi gezdirip. "Bir şey olursa diye ben ve Albus uyanık kalıp nöbet tutarız." Albus hemen onayladığında Scorpius etrafı biraz vakur bir edayla süzdü ama sonra yavaşça bir yere kıvrılıp uyumaya başladı ya da en azından çabaladı. Jane o etrafı süzerken çoktan uyuklamaya başlamıştı ve Rose gözlerini açamıyor gibiydi. "Hadi şu yarana bir bakayım Rosie." dedim ayağa kalkıp oldukça az sallantı yaratmaya çalışarak yanına giderken. "Depremler yaratabiliyorsun diye bunu bize sandalda da yapmana gerek yok Jackson."

"Deniz birilerini derinden sarsmış." diye Scorpius'a cevap verdiğimde gri gözlerini kısıkça açtı ve bana baktı. "Laf ebeliğin acınası, kapa çeneni. Konuştukça üzerine kusmak istiyorum."

Albus'a döndüğümde kafasını iki yana sallayıp dudaklarını kıpırdattı: 'Slytherinler' dese bile gülümsüyordu. "Seni görebiliyorum Potter gözlerim hâlâ açık, ayağım yakınlarında bir yerde sana tekme atmamı istemiyorsan şeker görmüş bebek gibi denize bakmaya devam et."

"Kapa çeneni Malfoy." dedi Jane'nin sinirlenmiş sesi. "Sana tekme değil çifte bile atarım biraz daha konuşursan, uyumaya çalışıyorum."

"Zaten uyuyorsun Nicky." dedi Scorpius ona bakmak için kafasını kaldırırken. "Sandalı beşik gibi hayal falan mı ediyorsun?"

"Hayır," dedi Jane de sonunda gözlerini açıp zorlukla ona bakarken. "Senin kafana büyüler fırlattığım güzel hayaller kuruyorum ve tahmin et ne var? Gerçek olmak üzereler!"

"Onları ayıracak mısınız?" dedi buna hali olmadığı için görevini yapamayan Rose, Albus'la bana bakıp. Albus'la göz göze geldiğimizde ikimiz aynı anda suratlarımızı oyunculukla buruşturup ona döndük. "Yok kalsın." dedi Albus. "Nefes almayı seviyoruz biz." diye devam ettim. Kafasını geri atan Rose sessizce söverken kavgaya döndüm. Bir şekilde olay Nutellaya gelmişti. "Ne diyeceğim biliyor musunuz?" dedim aralarına girip.

"Nereden bileceğiz Jackson, medyum muyuz biz?"

"Esprilerini içinden söyle ki ziyan olmasın Malfoy." dedim gözlerimi devirip. "Jane sen Scorpius'un yanına yatıp omzuna kafasını koymasına izin verirsen sonunda çenesini kapar ve sen de dahil olmak üzere herkes huzura kavuşur." Scorpius bana bir şeyler dese de onu umursamadan Jane'nin itiraz etmesini bekledim ama o bunu yapmadan ayağa kalktı ve dikkatle onun yanına geçip o kendisine garip garip bakarken tam dibine oturdu. Üzerlerine gecenin soğukluğundan korunmak için bir örtü sererken- Rose onu bile düşünmüştü- Scorpius şaşkınca ona bakıyordu. Jane iyice aşağı kaydıktan sonra Scorpius algılamakta zorlansa bile kafasını omzuna koydu ve anında yanakları kızardı. "İyi misin Scorpius artık uyuyabilir miyim?"