Melez Cadı ve Kayıp Kahin(13)

1.1K 74 192
                                    

Of Apollon'un Görevleri Yanan Dehliz'i okudum ve

AĞLAMAKTAN İÇİM ÇIKTI

NEDEN YA

Bölüm On Üç: Daha Başka Ne Olabilir Dediğim Her Saniye Kaderler Bana El Hareketi Çekiyor (YETER)

Düşerken bayılmıştım ya hani suya çarpmadan önce. Hatırlayın bakayım bir. Biraz geri sarın ve milyonuncu bayılma anımı hatırlayın. Tamam, iyi çünkü oradan alıyorum.

Çünkü olanlar ondan sonra çok manyaklaştı.

Biz Albus'la aşağıya doğru son sürat düşerken ikimizin de burnu kanıyordu, benim bir sürü yaram vardı ve Afrodit'in üzerime giydirdiği Empusalar tarafından parça pinçik edilen kıyafetler rüzgarda üzerimden uçup gidecekmiş gibi hissediyordum. Ama bunların aksine Albus'ın omuzlarına kollarımı sımsıkı dolamıştım. Onun da bir kolu sımsıkı belime dolanmışken diğeriyle kafamı tutuyordu çünkü bayılmak üzere olduğumu anlamıştı.

Zeki biriydi.

Ama ne yazık ki bunlar bayılmama engel olmamıştı. Suya metreler kala gözlerim geriye kaydı ve bayıldım. O kadar yüksekten suya düşerken bayılmam belki çok daha iyi olmuştu çünkü suya çarpınca ne olacağına dair hiçbir fikrim yoktu.

Peki sonra ne oldu? Bunu merak ediyorsunuz değil mi? Suya çarpmadan bir saniye önce geriye kaymış gözlerim eski yerlerine geldi, karanlığa gömülen dünyam aydınlandı o sersem anımda tüm olanlar aklımdan çıkmıştı dolayısıyla ne beni parçalayacakmış gibi esen rüzgara ne de diğer garipliklere anlam veremedim.

Bu karmakarışık bir saniye sonunda ne olduğunu tam hatırladığım an suya çakıldık.

Harika, cidden teşekkürler Tike. Sen olmasan ne yapardım bilmi- aa biliyorum çünkü bir kere olsun yüzüme gülmedin ki!

O kadar yüksekten suya düşmek nasıl bir histi anlatacak değilim ama şunu bilin ölmenin çok daha acısız yolları var. İntihar falan edeceksiniz metrelerce yüksekten suya ATLAMAYIN.

Peki soru sanırım şimdi öldünüz mü oldu. Açıkçası ben arada pek fark göremedim ama anladığım kadarıyla ölmemiştik. Poseidon ne kadar beni umursamasa da hâlâ onun kızıydım ve bu çakılma beni öldürmemişti. Anladığım kadarıyla Albus da ölmemişti.

Her tarafımıza su dolmuş etraf asit rengi denizle dolmuşken yukarıya baloncuklar yükseldi. Ayağımı çırpıp yukarı çıkmaya çabaladım ama yapabildiğim tek şey parmağımı oynayabilmekti ve o da canımı yakmıştı. Albus beni yukarı çıkarmak için çabaladığında ayağımızın etrafını saran akıntı bizi dibe çekti.

Bende ki bu şansla(OLMAYAN ŞANSLA YANİ) dedim ki kesin bir deniz yaratığı geldi. Şimdi öleceğiz.

Yine ölmedik. Akıntı bizi kendine çekse ve Albus boğulma tehlikesi geçirse de ölmedik. Göz ucuyla tamamen içine girdiğimiz duman tarzı bir girdabı seçtim ve tüm bedenim o suyun altında kavruluyor gibi hissettim.

Girdap bizi devasa bir sifon gibi içine çekmiş sonra da dibinden fırlatmıştı ama fırladığımız yer su değildi.

Uçuyor gibi hissettim. Bilincim tamamen açıldı ve üzerimdeki kıyafetler değişti. Bu hisler bittiğinde havada asılı kalmıştık.

Yer çekimi sağ olsun ikimiz de yere yapıştık.

Üzerine düştüğüm Albus acı dolu bir ses çıkardığında kollarımı ondan çözüp doğruldum. "Neredeyiz?" dedim acıyla kalkmaya çabalarken.

Canavarlar Denizi'nde olmadığımız belliydi.

Yerler ıslaktı, mermer zemin az önce denizden buraya gelirken bir miktar su da bize eşlik etmiş gibi duruyordu. Boyut mu değiştirmiştik yoksa ölmüş müydük? Bir halt anlayamamıştım. Yerden hızlıca kalkıp üzerimi temizlemek için kendime baktığım an gördüğüm cüppeyle kalakaldım.

Half Blood WitchOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz