51. Hoş Geldin

17.2K 1.8K 1.1K
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen. 

51. Hoş Geldin

Konser bittiğinde bizi VIP alanına getiren kadının yanında bu sefer üç koruma vardı ve elbette ki tek değişiklik bu değildi. Buraya geldiğimizde bizimle pek ilgilenmeyen tüm o ünlülerin ve zengin çocuklarının gözleri üzerimdeydi. Kimisi meraklı gözlerle, kimisi kıskançlıkla, kimisi de beni aşağılarcasına bakıyordu. Benim gördüğümü umursamadan, gözlerime baka baka benim hakkımda konuşuyorlardı.

"Şimdiden böyleyse..." dedi İrem, bizi yönlendiren görevli kadının ve korumaların eşliğinde arabaya doğru yürürken. "Bundan sonraki günlerde neler olacak çok merak ediyorum."

Ben de merak ediyordum. En çok da babamla neler olacağını...

"Kaan'ın ve tabii diğer çocukların sizi neyden korumaya çalıştığını anlayacaksınız," dedi Eymen. O da bizimle birlikteydi.

Biz önden Kaanların evine gidecektik. Grup da işini bitirir bitirmez eve gelecekti. Bu sefer after party istememişlerdi. Kaan'ın her şeyi nasıl da özenle, en ince ayrıntısına kadar düşündüğünü yavaş yavaş idrak edebiliyordum. Beynim, duygularımın istilasına uğradığı için bir süredir düşünme yetisini kaybetmiş durumdaydı. Kaan beni tüm dünyaya tanıtıp öptükten sonra yaşadığım her şey tam algılayamadığım bir rüya gibiydi. Ah, pardon, şöyle söylemem gerekiyordu; Kaan ile resmi olarak sevgili olduktan sonra. Bunu düşünmek bile kıkırdamama sebep oldu. İçinde bulunduğum duruma rüyada gibi demek yeterli gelmezdi. Rüyada yaşayan sarhoş bir âşık gibiydim. Tam kapsamlı mantık tutulması yaşıyordum yani.

"O kadar kötü bir şey olsaydı hiç kimse ünlü olmak istemezdi," dedi Deniz. "İnsanların seni merak etmesi kötü bir şey değil. Sıradan olmaktansa göz önünde olmayı tercih ederim."

"Sen öyle san," dedi Eymen. "Ben kendi halinde bir fenomen olmama rağmen nelerle uğraşıyorum bir bilsen."

Deniz, Eymen'e ters bir bakış attı. "Öyleyse neden sosyal medya hesaplarını kapatmıyorsun?"

"Yapamam çünkü işimi oradan göstermek zorundayım."

"Neden iş değiştirmiyorsun?"

"Sevdiğim işi yapıyorum."

"Hem sevdiğin işi yapıyorsun, hem takdir görüyorsun hem de şikayet mi ediyorsun? Siz dikensiz gül istiyorsunuz. Bir de bana mızmız derler. İnan hayatımı seninkiyle değiştirmek için her şeyi yapardım."

Eymen'in dudaklarından alaycı bir kahkaha kaçtı. "Ne güzel olurdu. Eminim o kadar rahatsız olduğun o dertler dünyanın en basit sorunlarıdır. Büyüdüğünde anlarsın."

Deniz bir anda Eymen'in karşısına dikildi. Karşısında küçücük kalmıştı, ona bakmak için başını kaldırmak zorunda kalıyordu ama korkusuzca bakan gözlerinden ateş çıkıyordu. Öfkeyle yumruklarını sıkmıştı. Her an Eymen''in suratına yumruğunu geçirecekmiş gibi duruyordu. Ve Deniz, kesinlikle bunu yapabilecek biriydi. Hepimiz böyle bir olayın gerçekleşme ihtimalinin ne kadar yüksek olduğunu bildiğimizden olduğumuz yerde kalakaldık.

"Hayallerini reddetmekle kalmayıp alay eden, küçük gören, aşağılayan, seni her bakımdan yetersiz gören baskıcı bir anne ile yaşamaya çalışmak belki çok da büyük bir sorun değil ama tuzu kuru bir insan tarafından bu konuda alaya alınmam büyük bir sorun. Ve ondan daha büyük bir sorun varsa o da İrem ve Açi dışında biri tarafından çocuk muamelesi görmemdir."

Deniz'in annesiyle yapmak istediği şeyler hakkında konuşacağını biliyordum ama bu konuşmanın gerçekleştiğinden haberim yoktu. Onun bu konuda ne kadar hassas olduğunu bildiğimden kalbinin şu an ne kadar kırık olduğunu tahmin edebiliyordum. Deniz muhtemelen bizim konser heyecanımıza gölge düşürmemek için bize bir şey söylememişti.

İLHAM PERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin