29. Yeni Hayat

32.3K 2.6K 808
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.


♪ ♫ ♪ ♫


29. Yeni Hayat

Pazartesi gününe gözlerimi açtığımda hayatımın kontrolünü elime alma vakti gelmişti. Pazar günü ağlayıp halime üzülmek için kendime yeterince izin vermiştim. Kendime dün tanıdığım süre bugün bitmişti. Yalan söylemeyeceğim, şu an güçlü bir şekilde ayaklandığım yoktu. İçim kırık döküktü ama ne olursa olsun hayatıma devam etmek zorunda olduğumu biliyordum.

Hızlıca hazırlanıp hâlâ evde olan annemin çıkardığı sesleri takip ederek mutfağa girdim. Bana kahvaltı hazırlıyordu. Oldukça nadir karşılaştığım bu manzara keyfimi bir miktar daha yerine getirmişti.

"Günaydın."

Annem geldiğimi duyduğunda bana dönüp her zamanki yüksek enerjisiyle cevap verdi.

"Günaydın Açi'm!"

Ben sandalyeme yerleşirken o da karşıma oturdu. Çoğu zaman olduğu gibi yine gülümsüyordu. Annemin hayat enerjisini çok kıskanıyordum. Her zaman şen şakrak, enerji dolu bir kadındı ama bugün ekstra bir mutluluk vardı üzerinde. Belki de ben bir süredir karanlıklara gömüldüğüm için bana öyle geliyordu. Neyse...

"Bugün bizimkiler geliyor," dedi çaylarımızı doldururken.

Bana öyle gelmiyormuş, gerçekten ekstra mutluymuş. Bizimkiler dediği üniversiteden arkadaşlarıydı. Birkaç ayda bir her nerede olurlarsa olsunlar mutlaka buluşurlardı. Bu ay da toplanma yerleri burasıydı demek ki.

Onu bu kadar mutlu görmek keyfimi çok az da olsa yerine getirdi. "Vakit geldi yani."

Çayımı bana uzattıktan sonra enerji fazlalığını atamadığı için oturduğu yerden oynamaya başladı. Kıkırdamaya başladığımda o da kırıtmayı kesip güldü.

"Bazen gerçekten senin kızın mıyım diye düşünmüyor değilim."

Ben bu cümleyi gülerek kursam da annemin kesinlikle hoşuna gitmemişti. Bir anda ciddileşti, kaşları çatıldı. "Ne biçim söz o öyle!"

Bu kadar kızmasını beklemiyordum. Gerilen havayı yumuşatabilmek için gülümsemeye devam ettim. "Sakin ol anne ya. Benzemiyoruz diye söyledim sadece. Tabii ki senin kızın olduğunu biliyorum."

"Gayet de benziyoruz. Bir daha duymayayım Açelya." Ayağa kalktı. "Zeytini unutmuşum. Hadi başla sen."

Onu daha fazla kızdırmamak için bir şey söylemedim. Ben söylediğini yaparken masaya zeytini koyup yanıma geldi. Başımın üzerinden öpüp sarıldı. "Bir süredir seni iyi görüyordum. Sanki yine bir şeyler değişti gibi. Saçma sapan laflar etmeye başladığına göre..."

Ağzımdaki lokmaları yutarken sanki boğazımı da yırtıp geçtiler. Gülümsemeye çalıştım. Konuşmak zordu ama yine de ağzımı açmayı başardım.

"Denizle aramız bozuktu da biraz. Bugün halledeceğim ama."

"Hallet tabii. Siz kardeş gibi büyüdünüz."

Başımdan bir kez daha öpüp karşıma geçti. Daha fazla konuşmamak için ağzımı tıka basa doldurdum. Neyse ki annem arkadaşlarıyla planlarından bahsetmeye başladı, ben de hiç konuşmadan kahvaltımı yaptım.

Murat'tan gelen mesajla annemle vedalaşıp evden çıktım. Önceki gün onu arayıp olan biteni anlatmış, yardım istemiştim. Seve seve geleceğini söylemişti.

İLHAM PERİSİWhere stories live. Discover now