Bölüm 39 | Flörtöz Çocuklar

Start from the beginning
                                    

"Bir kez aşık oldum, o da sendin; başkası değil. O çocuklar senin vereceğin bilgileri umursamıyorlar. Ben sana özel ders vermeyi teklif ettiğimde, amacım sana yardım etmekti ve biraz yalnız kalmak... İyi bir öğrenci olduğunu biliyordum, benim sana öğreteceğim bir şey olmadığını da... Sadece seninle yalnız kalmak istiyordum," söyledikleriyle tekrar sevildiğimi hissetmiş, başkasına bakmayacağını kendime hatırlatmıştım. "Sen de o öğrencilerine karşı dikkatli ol o zaman."

"O kızlar Yoona'nın kopyası. Birlikte olduğum kadını asla aldatmam," keskin bir dille söylediğinde, derin sesinin beni titretmesine izin vermiştim. "Yardım edebileceğimi söylesem bile umursadığım falan yok, senden başkasını sevemem."

"Evet ama senin dibinden ayrılmayan Chilsung var. O adam tam bir piç, sırf sen bu kadar seksi olduğun için dibinden ayrılmıyor..!" Oflamış ve gözlerini üzerimden çekip öfkesinin onu kontrol etmesine izin vermişti. "Deli gibi kıskandığımı biliyorsun... Başka erkekler sana yaklaştığında dayanamıyorum..."

"Jungkook, seni anlıyorum çünkü ben de aynılarını hissediyorum, Tanrıya yemin olsun diğer erkekler umrumda değil, sana sahip olduğum için yeterince şanslıyım. Başka birine bakar mıyım sanıyorsun?" Onun gibi kesin bir dille konuşup ikna etmeye çalışmıştım. "Yemin ederim bir kez yapacağım, ciddi olup olmadıklarını görmek istiyorum. Amaçlarının başka olduğunu anladığım anda bitirip gideceğim."

Derin bir nefes alıp bana adımlamış ve kollarının arasına alıp konuşmuştu. "Altı kişiler bebeğim... Hepsi ergen ve ne yapmaya çalıştıklarını biliyorum... Senin gibi genç öğretmenlere yapılan şeyleri biliyorum ve ciddiyim... Hepsi sana yanaşmaya çalışıyorlar..."

"Cidden böyle mi düşünüyorsun..?" Başımı kaldırıp ona bakmıştım, içime kurt düşürmüştü. "Bu yaştaki kızlar benimle flört etmeye ve dokunmaya çalışıyorsa, erkekleri düşünemiyorum bile."

"Jungkook..." bakışlarımı dudaklarına düşürmüş, bu tartışmadaki haksız tarafın kim olduğunu düşünüyordum; sanırım o kişi bendim. "İstersen sınıfa benimle gelebilirsin, kapıyı açık bırakırım ve bir sorun olduğunda sana seslenirim, olur mu?"

Bana bakmış ve bunu istemediğini belli eder bir oflama çıkarmıştı. Fakat sonunda dudaklarıma kapanmıştı. "Beni deli ediyorsun," sertçe nefesini vermiş ve çenemi tutup bir kez daha öpmüştü. "En ufak bir sorunda bana seslensen iyi edersin."

"Tamam, söz veriyorum..." onu onayladığımda deri çantasını kavrayıp diğer elini cebine sokmuştu. "Beni öp ve tekrar söz ver."

Gülümseyip parmak uçlarıma yükselmiş, dudaklarımızı birleştirmiştim. Geri çekildiğimde bana gülümseyerek bakıyordu. "Söz veriyorum Jungkook, sana sesleneceğim."

Endişesi kaybolmuş gibi durmuyordu, elimi kavrayıp beni dışarı çıkarmıştı. "Seni oraya götüreceğim, bir şey yapmayacaklarından emin olmam gerek," gerçekten sert bir adam gibi davranmış ve beni sınıfa doğru yürütmüştü.

"Bir de şey..." oraya yürürken konuşmuştum, okulda bu kadar yakın davranmamamız gerekse de Jungkook kuralları pek takmıyordu, o yüzden ona yapma desem de beni dinlemeyecekti. "Ne?"

"Junho beni dün alışveriş merkezinde gördüğünü ve okuldakinden daha güzel göründüğümü söyledi," ona söylediğim şeylerden sonra gözlerimi ona çıkarmıştım. Gergin fakat seksi bir hahlama dudaklarından çıkmış ve elimi kavrayan parmakları sıkılaşmıştı. "O çocuk benim dersime geldiğinde görecek gününü."

Söylediği şeye gülmüş ve köşeden döndüğümüzde gözlerimi üzerinden çekmiştim, aynı şekilde elimi de tutuşundan kurtarıp öğrencilerimizin bizi böyle görmesine engel olmuştum. Tahmin ettiğim gibi bu yaptığımı sevmemiş ve gözlerini bana çevirip gülümsememe neden olmuştu; bu gece ceza almak falan istemiyordum. Öğrencilerime adımlayıp, herkesin orada olduğunu görünce şaşırmama engel olamamıştım.

PRIVATE TEACHER || J.JKWhere stories live. Discover now