Bölüm 16 | Morluklar

8.6K 322 198
                                    


...

15:15

"Yarın görüşürüz, güzelim. Seni seviyorum," bana gülümsemişti, sürücü koltuğundan bana doğru eğilip dudaklarını benimkilere bastırmıştı. "Ben de seni seviyorum," gülümseyip son kez kırmızılarını öptüm, içinde galaksiler bulunduran bakışlarıyla bana bakarken gitmem çok zordu. Çıplak bacağıma elini koymuş, parmaklarını yukarı kaydırmdan önce dudaklarımızı dokundurmuş ve duygularımla oynamayı başarmıştı. "Gitmek istemiyorum..." fısıldamıştı, son kez dudaklarımı öpmüştü. Elimi elinin üzerine koymuş, dudaklarımız birbirine değerken eteğimin altında hissettiğim soğuklukla gözlerimi kapatmıştım. Bir kere daha dudaklarına sertçe yapışmıştım.

Arabadaki sessizlik yok olmuş, titrek nefeslerimiz duyulmaya başlamıştı, eli bacağımın üzerinde gidip geliyordu, dudakları benimkilere değiyor ve daha fazlasını istememe neden oluyordu, dudakları yanağıma gelmiş ve çenemi gıdıklamıştı, kırmızılıkları boynuma inmiş ve birkaç öpücük bırakmıştı. Bu his sertçe nefes almama ve bacaklarımı sıkmama neden olmuştu.

"Sen çekilmezsen ben kendimi hiç durduramam..." boynuma doğru mırıldanmıştı, sıcak nefesi titrememe neden olmuştu. Tek kelime dahi edememiştim. Başımı arabanın koltuğuna yaslamıştım, enerjim tükenmişti.

Sertçe nefesini vermiş, beni ürpertmişti, sonrasında dilini çıkarıp, dün gece bırakmış olduğu morluklarda dolaştırdı, üzerlerini öptüğünde daha fazla tutamamış ve inlemiştim. "Öyle inleme... beni daha da azdırıyorsun..." nefesi beni gıdıklamıştı, damarlı eli bacağımı sıkmıştı, nefeslerim kesikleşmişti. "Seni istememi sağlıyorsun, Y/N..." kısık bir inleme bırakıp başını eğmişti.

İkimizde nefsimize hakim olmaya çalışıyorduk, korkuyorduk. "Durmak zorundayız..." elini boynuma götürmüş, son kez bıraktığı izleri öpmüştü. Kendimi toparlayıp ona kaçamak bir bakış attığımda, kısa sürede sertleştiğini görmüştüm.

"Ben üzerine atlamadan in arabadan," şakacı bir gülümsemeyle baldırımı okşuyordu. Sağımdan kapıyı açtım ve yüzümdeki sırıtışla arabadan aşağı adım attım. "Bekle," gidemeden bana seslenmişti. Üzerime eğilmiş ve bana yaklaşmıştı, "Son kez öpsene beni," bakışları dudaklarıma kaymış, tatlı bir şekilde kırmızılarını büzmüştü. Tanrıya şükür apartmanıma uzak bir yerde durmuştu.

Eğilip dudaklarını öpmüştüm, geri çekilmeye çalıştığımda ince parmakları boynumu sarmış ve gitmemi engellemişti, dilini ağzımda hissettiğimde karnımda bir düğüm oluşmuştu. "Seni seviyorum, eve giderken dikkat et güzelim," burnumun üzerini öpmüş ve gözlerime bakarak geri çekilmişti. "Ben de seni seviyorum," gülmüş ve utançla bakışlarımı önüne düşürmüştüm, arabadan inip kapıyı kapattıktan sonra çantamı kavramış ve evime yürümeye başlamıştım.

...

Evin kapısını açtığımda, abimi görmüş ve aniden stres olmuştum. Umarım bir şey farketmezdi.

"Buraya gel," koltukta dikleşmiş ve tehditkar bir bakış atmıştım Boka batmıştım. Hissediyordum.

"Şey... Tuvalete gitmem lazım önce..." çantamı yere bırakmış ve banyoya koşturmuştum. Abim arkamdan gelip beni içeriye sokmuş, bileğimi kavramıştı. "Kim o arkadaşın?"

"Yoo..Yoongi..." kontrol edemediğim bir gerginlik vücudumu ele geçirmiş, aklıma gelen ilk ismi söylemiştim. "Yoongi? Erkek mi? Kaç yaşında?"

PRIVATE TEACHER || J.JKWhere stories live. Discover now