Bölüm 34 | Cazip

4.3K 281 323
                                    

"Sevgilim?" Jungkook, tam kapatamadığım kapının yanından geçerek odaya girmişti. Elini saçlarına daldırmıştı, uykunun tam ortasında uyandığından dolayı gözleri yarı açıktı. Ona bir göz attım ve şişeyi tekrar masaya koydum, o sadece bir eşofmanla bana doğru geliyordu. "Ah... Seni uyandırdıysam özür dilerim..."

"Sorun değil," diye gülümsedi ve elini boynuma sararak masaya baktı. "Ne yapıyorsun? Aç mısın? Bir sorun mu var?"

"Başım ağrıyor ve bilmiyorum... Kendimi iyi hissetmiyordum bu yüzden bir şeyler yemek istedim..." Masanın üzerine koyduğum şeylere baktım ve süt şişesini kapatmaya çalıştım. Jungkook koltuk değneğini benden uzaklaştırdı ve yanıma oturdu, "Ver şunu bana", gülümsedi ve yoğurdu eline aldı. "Bunu ağzınla açmaya çalıştın, değil mi?"

"Evet... Ve bir aptal gibi dişlerimi incittim..." Utançtan başka yere baktım, artık kendi başıma hiçbir şey yapamayacakmışım gibi hissediyordum. "Yardıma ihtiyacın olduğunda bana gelmeni söylemiştim..." Yoğurdun üstünü çıkardı ve kaşığı alıp içine daldırdı, sonra bacaklarını açarak bir koluyla beni tutup sandalyemden kaldırmış ve bacağına oturtmuştu. "İşte," diye ağzıma kaşığı yaklaştırdı ve yedirdi. "Neden bana söylemiyorsun?"

"Çünkü... Yük olmaktan nefret ediyorum..." gözlerimi onunkilerden kaçırmıştım, onunla yüz yüze gelmekten yeterince utanıyordum. "Hey bebeğim... Bunun hakkında sana daha önce ne söylemiştim?" elini kalçalarıma indirmiş, benim yüzümden kendini tekrar etmişti. "Jungkook... Böyle olmaktan nefret ediyorum... O alçıyla, o morluklarla ve vücudumdaki gitmek istemeyen yaralarla artık beni çekici bulmadığını biliyorum... Bütün enerjini, sanki bir bebekmişim gibi her zaman benimle ilgilenmek için kullanıyorsun..."

"Y/N," ismim kederli bir şekilde ağzından çıkmış, eli; kaşığı tekrar masanın üzerine koyduktan sonra bacağıma dokunup onları okşamıştı. "Bunu nasıl söylersin? Seni ne kadar sevdiğimi, seninle ilgilenmeyi, her zaman yanında olmayı ve sana yardım eden kişi olmayı ne kadar sevdiğimi biliyorsun. Senin için her şeyi yapmayı seviyorum, seni kötü hissettirmemek için yalan falan söylemiyorum; ciddiyim. Senin için ne yapmam gerekecek olursa olsun yapacağım ve o alçı ya da o morluklar ve yaralar hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Benim için hala güzel ve seksi kalacaksın, hiçbir şey seni daha az çekici kılamaz."

"Bana bunu istemeden söylüyorsun gibi hissediyorum..." Dudaklarıma bir öpücük kondurdu cümlemi durdurdu. "Söylediklerimde sonuna kadar ciddiyim. Seninleysem, sadece eğlenmek için değil, seni kollarımda tutmak, sana duyduğum tüm sevgiyi vermek, kendine iyi bakman için. Seni elimden geldiğince mutlu edeceğim. Sana ne olursa olsun, vücuduna ya da yüzüne, seni yine her zamanki gibi seveceğim ve senden etkileneceğim. Tamam mı, küçüğüm?" Çenemin altına nazik bir öpücük kondurmuş ve bana en tatlı şekilde gülümsemişti.

Başımı salladım ve başımı onunkine yasladım, her gün yanımda olduğu için kutsanmış hissediyordum. Belimde beni tutan eli kıvrımlarımı okşamış ve diğeri çenemi sıyırarak ve dudaklarının benimkilerle kenetlenmesine izin vermek için yüzüme doğru çıkmıştı. "Seni seviyorum," diye fısıldamıştı dudaklarıma doğru, "Bu dünyadaki herkesten veya her şeyden daha fazla, o yüzden bu kadar şüpheci ve endişeli hissetmeyi bırak, eğer güvenebileceğin ve emin olabileceğin bir şey varsa, sana olan aşkımdır."

Sözlerinin duyduğum anda yüzümde bir gülümseme oluştu. "Ben de seni seviyorum..." Utanarak mırıldandım ve onu dudaklarından öptüm, gülümsediğinde yemeği tekrar elime aldım. "Sana küçük bir bebek gibi bakmamdan bu kadar nefret mi ediyorsun? Çünkü yapmayı seviyorum..." Gülümseyip yine çilekli yoğurdu bana yediriyordu. "Sadece sinir bozucu hissediyorum... Ama senin beni beslemeni seviyorum..." Kaşığı bir kez daha doldururken dudaklarımın kıvrılmasına izin verdim. "Ben de yapmayı seviyorum," diye sırıtıyor ama gözleri bana bakarken ağzımı tatlı yiyeceklerle dolduruyordu. "Yanlış anlama ama..." Dudaklarımı yaladım ve ağzımdan çıkmaya hazır kelimelerden emin olamayarak biraz çekingen bir şekilde ona baktım. "Ben... Şey..." gözlerim, ruhuma bakan büyük ve büyüleyici olanlara değmekten çekiniyordu. "Boşver..."

PRIVATE TEACHER || J.JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin