Bölüm 7 | Sebep Olduğun Gözyaşları

Start from the beginning
                                    

"Hey..." takip etmediğimi anlayınca arkasını döndü. "Ne yapıyorsun?"

"Ben... istemiyorum... Dersi ekeceğim..." Ters yöne gitmek ve ayrılmak için yürümüş ama Yoongi tarafından geri çekilmiştim. "Çok komik, küçük hanım," beni onunla birlikte sınıfa doğru sürükledi ve çevremizdeki gürültü birdenbire dayanılmaz hale geldi. "Yoongi, ben ciddiyim! O salağı görmek istemiyorum-" Çok fazla şey söylediğimi anladığımda kendimi durduruyorum. "Ne? Her kızın ağzından düşmeyen mükemmel Bay Jeon'u sevmiyor musun?" O kişiden tam anlamıyla nefret ettiğimin ve bana yaptıklarının farkında olmadan benimle dalga geçiyor. "Ben o tür bir kız değilim ve umurumda değil..."

"O zaman sadece dersini dinle ve onu görmezden gel, birkaç gün önce etrafındayken kızarmaya devam ettin, öyleyse öyle davranmayı bırak tatlım," gülümsemiş ve beni odaya girmeye zorlamıştı. Odaya giren son kişi olduğumuzu görür görmez kalbim göğsüme çarpmış, gözlerim nefret dolu insanlarla bulmuş ama bıçağı, yaralı kalbimin derinliklerine batmıştı. Onun yüzünden tekrar ağlamanın eşiğinde olduğumu hissederek, başımı çevirip masama doğru yürüdüm. Beni korkutmuş ve bunu başlatmış olan oydu, bu yüzden suçlanacak ve nefret edilecek kişi oydu.

"Herkese günaydın," her zaman ki kadar canlı olmayan sesi, mermiler gibi göğsümü deldi. Eşyalarımı masaya bırakıp çantamı yanımdaki sandalyeye koyuyordum. "Ödevinizi toplayacağım, bu yüzden... lütfen benim için bunu kolaylaştırmak adına masanızın köşesine yerleştirin ve kitabınızın kırkıncı sayfasını açın," dedi, gözlerim masamda geziniyordu. Kitabımı evde unutmuştum... kahretsin.

Öğrencilerin ödevlerini toplarken ben de o sırada boş olan defterimi masama çıkarıp kalemimi elime aldım. Garip, bugün ne Yoona ne de Sungmin okula gelmişti.

"Neye bakıyorsun?" Yoongi, ben öğretmene bakarken kalemini yüzümün önünde sallamıştı. "Hiç..." fısıldayarak söylemiş ve tekrardan önüme dönmüştüm. "Kitabın nerede?"

"Evde unutmuşum..." dersi dinlememi engelleyeceği için umrumda değildi. "Benimkini al. Biz Hoseok'un kitabını kullanırız," kitabını nazikçe bana uzatıyordu. "Sağ ol ama böyle iyi, dersi dinlemek istemiyorum zaten..." Öğretmenin masaya oturduğunu gördüğümde oturuşumu düzelttim. "Ben sizin kağıtlarınızı kontrol ederken siz de ilk iki soruyu çözmeye çalışın." diğer herkes soruları çözerken benim bakışlarım önümde karaladığım kağıt parçasındaydı.

Okul artık umrumda değildi, o yüzden siktir etmiştim, insanlar ne derse desin, okul artık önceliklerim arasında yer almıyordu.

Kollarımı masaya koymuş, sağ yanağımı da, adını söylemek bile istemediğim kişiyi görmemek için ellerimin üzerine yaslamıştım.

Sol elimle kağıdı karalıyordum, sağlak olmama rağmen bunu yapmam gerekiyordu çünkü onu görmeye tahammül edemiyordum, hiçbir şeyine bakmak istemiyordum.

Sıkılmıştım. Kalemi bıraktım ve bir şeyler yazmak için sayfayı yırtarak günlüğümü masama çıkardım. Hayal kurmayı seviyordum, neden birkaç hafta önce yazmaya başladığım hikayeye devam etmiyordum ki?

Sandalyeme çarpan şeyle irkilmiştim. "Y/N..." fısıldamış ve arkamı dönmemi sağlamıştı. Beni rahatsız etmeyi ne zaman bırakacaktı?

Arkamı dönmüş fakat bir şey dememiştim. "Ne yapıyorsun?... Soruları çözmen gerek..."

Söylediklerini cevapsız bırakarak yaptığım işe geri dönmüştüm. Tanrıya şükür, susmuştu.

Şimdi, yaptığım şeye odaklanmalıydım, okuyanı bunaltmayacak ve kafamdaki sahneleri iyi yansıtabileceğim şekilde yazmam gerekiyordu. Ellerimle gözlerimi kapayıp, derince düşündüm, önce beynimde kurgulamam gerekiyordu.

PRIVATE TEACHER || J.JKWhere stories live. Discover now