paralel evren 1/2

181 12 37
                                    

Merhabaaa! İlk defa böyle neşeli gireyim dedim. Aslında bu hikaye tek part olarak biterdi ama ben hem bekletmek istemedim, hem de ilhamım kaçtı. Şaşırdık mı? Asla.

Bir de şey, ben Cam ve Noel shipleyen bir insan değilim, ikisi de kendi hayatları ile mutlular ama kimyaları çok güzel ve bu paralel evren :')

İyi okumalaaarr💜

***********************

"Sahne dört, çekim üç!" klaketin tok sesi kulaklarıma dolduktan sonra John Wells'in sesini beklerken Noel'ın fısıltısını işittim. "Cam lütfen gülme de şu sahneyi çekelim." mavi gözlerini baktım ve onaylarcasına gözlerimi kırptım. Vücutlarımız birbirine oldukça yakınken elimi yanağına koydum ve başlamamız için sesi bekledim.

"Motor!" duyduğum ses ile Noel'a daha çok yaklaştım ve aramızdaki tüm mesafeyi kapattım. Dudaklarımız dans ederken kalbim göğüsümden çıkacak gibi atıyor, sesin dışarıya çıkıyor olmasından endişeleniyorum. Henüz bir dakika sonra aynı ses yeniden duyuldu. "Kestik!" hızlıca birbirimizden ayrılırken Noel pembeleşen yanakları ile kahkaha attı. "İşte bu adamım, bu defa başardın." omuzuma elini koydu. Kısa boyu yüzünden oldukça komik bir görüntü oluşmuştu. Gülmeye çalıştım ve beraber yönetmen koltuğuna doğru yürüdük.
Evet, Noel Fisher'a gönlümü vermiştim.

------------------

Aslında her şey sanırım onu ilk gördüğüm zaman başladı. Ben henüz 16, o ise 26 yaşındayken bunun saçma sapan kendinden büyük birisine olan hayranlık ya da hoşantı olduğunu düşünüyordum. Onunla sahne çekmeyi çok seviyor, espirilerine gülüyor, bütün anımı onunla geçirmeye çalışıyordum.
Daha sonra bunun sadece bir hoşlantı, beğenme olduğuna karar verdim ve hayatıma devam ettim. Bazen sevgililerim oluyor, onunla da yakın arkadaş gibi devam ediyordum. Ki zaten o zamanlar onu sevdiğimi bile düşünmüyordum. Yakın sahnelerdeki kalbimin atışını bile sadece o sahneyi çeşitiğim için olduğunu sanıyordum.

Beraber beş yıl geçirdikten senaryo yüzünden diziyi gerisinde bıraktı. Her gün onu özlüyor, onunla sahne çekmek istiyordum. Sonra bir gün karakterimin yeni birisi ile beraber olması gerekti. Oldukça iyi anlaşmamıza rağmen onunla yakın sahne çekerken kalbim atmıyor aksine Noel'ı düşünüyordum. Belki sadece bu kişi içindir dedim ve başka birisi daha geldi. Yine aynı duygular baş gösterirken yavaş yavaş kendimi sorgulama evresi başladı.

Gerçekten Noel'ı mı seviyordum? Bu yüzden miydi kız arkadaşlarımla bile yakın olurken onunla olduğum kadar canlı hissedememem? Hiçbir şeyden emin olamıyordum, ta ki o gelene dek.

Onsuz geçen iki sezonun ardından yeniden diziye döndü. Döndüğü bölüm elimdeki kağıt parçası dahi umrumda olmadı. Tamamen içimden ne gelirse öyle öpüyor, o bana ayak uydurmaya çalışıyordu. Yılladır duyduğum ses kulaklarıma dolduğu an, gerçeklik yüzüme vurduğu an anlamdım. Ona aşık olmuştum, ve bundan artık kurtulamazdım.

İlk kabulleniş hali bir depresyon ile oldu. Tamam, onun da hayatında birisi yoktu ama sonuçta yıllardır tanıdığım arkadaşımdı ve tepkisini bilemezdim, onu kaybetmeyi de göze alamazdım. Yılladır olduğu gibi yeniden fark etmemeye çalıştım, en azından yok saymaya ama bir şeyi bir kere fark ettiğiniz an daha geri dönüşü yoktur, her zaman gözünüzün önünde olur.

Ben böyle hislerim ile cebelleşirken Noel yeniden gitti. Bu gidişi ilk gidişinden de zor oldu benim için. Onsuzluğa dayanamıyor, başka oyuncu ile bile oynamak istemiyordum. İnsanlar neyim olduğunu sorunca öylece geçiştiriyordum.

Ondan sonra yalnızca iki sezon daha durabildim ve ayrılma kararı aldım. Herkes buna tepki gösterse bile kararımı vermiştim. Onsuz oynamak, onun hatıraları ile oynamak beni bir hayli yıpratıyordu. Tabii bu karar sadece birkaç ay sürebildi. Diziye yeniden dönmem isteniyordu. Kararımı vermiştim, Noel'sız oynamayacaktım. Bunu onlara söylediğimde ayarlamaya çalışacaklarını söylediler.

Ayarladırlar da. Şimdi beraber bir sezon daha çektik ve onun sezon finalindeyiz. Düğün... Aklım ister istemez saçma hayaller ile dolarken kalbim deli gibi atıyordu.

Sahnemizinin çekileceği odaya geldim. Noel çoktan gelmiş yatağın üzerine oturmuştu. Beyaz takım elbisesinin içinde mükemmel görünüyordu. Belli etmeden ister istemez yutkundum. "İşte benim kocam geliyor." neşeli sesi karşısında gülümsedim ve yanına yaklaştım. "Hayır, daha evlenmedik." yamuk sırıtışım onu daha da güldürürken "Sonuçta birazdan evleneceğiz adamım." sadece gülümsemek ile yetindim. Bu benim için bile fazlaydı...

O da ayağa kalktı ve durmamız için işaretlenmiş yerlerde durduk. "Şimdi, birbirize anlamlı bir şekilde bakarak sahneyi çekmenizi istiyorum. Sonda da öpüşmenize gerek yok, sadece yaklaşın keseriz orada sahneyi." John'un sesine kafa sallarken komutları bekledik.

"Sahne beş, çekim bir!" klaketin sesi odaya yayıldı. Noel'ın papyonunu ellerimin arasına aldım ve bekledim. "Motor!"

Yavaş hareketlerle papyonu bağlarken onun da bakışları benim üzerimdeydi. Bakışlarımz buluştuğu an kalbim tekledi. Neden bu kadar güzel bakıyordu?

 Neden bu kadar güzel bakıyordu?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kalbim deli gibi atarken umutlanamaya çalıştım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kalbim deli gibi atarken umutlanamaya çalıştım. Bu aşkımı bilen tek kişi olan Shanola her zaman bana ne olursa olsun üzülmemem için umutlanmamamı söylemişti. Öyle de yapıyordum. Sahme gereği bana güzel bakarken, senaryo dışı beni öperken, bana yakın olurken umutlanmamaya çalışıyordum hep.

Birkaç nefes alıp sahnenin geri kalanını çektik ve sondaki birbirimize yaklaşıp durmamız gereken sahneye geldik. Noel'ın ensesinden tuttum ve hafif yakınlaşmaya başlamışken Noel elini yanağıma koydu ve hızlıca aramızdaki mesafeyi kapattı. Şaşkınlığımı belli etmemeye çalışarak ona ayak uydurdum. Vücudunu biraz daha kendime doğru çekerken dudaklarının arasından güldüğünü hissedebiliyordum. Birkaç saniye daha bu an sürdükten sonra John'un sesi bizi ayırdı. "Kestik!"
Noel benden tam uzaklaşmamışken kimsenin duyamayacağı şeklilde fısıldadı. "Set çıkışı konuşmalıyız." bir şey söylememi bile beklemeden uzaklaştı ve neden öyle yaptığını soran John'a "hadi adamım bu Gallavich!" gibi saçmalıklar sunmaya başladı, ben ise dikildiğim yerden arkasından baktım.

*******************

Nasıldı?

Kendinize dikkat edin'❤

Gallavich // one shotsWhere stories live. Discover now