Gallavich // one shots

ruhumdaki kızıl

You&I - One Direction

**********************

Sıramın üzerindeki kitapları toplarken Bay Hood bana seslendi. "Ian, sen yanıma gelebilir misin?" elimdeki kitapları masanın üzerine koydum ve matematik hocamız Bay Hood'un masasına doğru yürüdüm. Sınıftan herkes çıkmış, biz kalmıştık. Sınıfın ortasındaki masanın önüne gelince durdum.

Bay Hood da oturduğu sandalyeden kalktı, birkaç adım önümdeki masaya kalçasını dayayarak durdu. Sakalsız yüzüne yakışan oval gözlükleri, esmer teni ile orta yaşlı en çekici erkeklerden olabilirdi. "Okul yeni bir proje başlatmış." hafifçe kaşlarımı çattım. Burnunu üstündeki gözlüğünü geriye doğru iterek konuşmaya devam etti. "Her sınıftan matematiği en iyi olan öğrenci, en kötü olana yardım edecekmiş." gülerek konuştum. "Bu biraz saçma değil mi?" sorum karşısında o da güldü. "Evet, bence de saçma ama okul böyle istiyor. Böylelikle başarı seviyesi artacakmış." ses tonu alaylıydı, bu beni güldürdü.

Kollarını göğüsüne bağlayarak konuşmaya devam etti. "Bu yüzden sınıfın en başarılısı olduğun için en kötü olana sen yardım edeceksin." Sanırım bu konuda mütevazilik yapmayacağım. Geçen yaz askeri okula gitmeyi kafaya koyduğum için Lip bana matematik çalıştırmıştı ve bu sayede notlarım oldukça iyiydi. "Pekala, şanslı(!) kişi kim?" Dudağının iyi yanı yukarıya doğru kıvrıldı. Bu gülüş yüzümdeki tebessümü silmiş, kaşlarımı çatmamı sağlamıştı. "Mickey Milkovich." gözlerim dehşetle açıldı.

 O an aklımda Mickey canlandı. Güney yakasının serseri çocuğu... Orta boyu (benden birkaç santim kısa) hafif tombul yanakları, keskin bakışları... Beni her gördüğünde soğuk bakışlarını üzerimden çekmez, sanki bir suç işlemişim gibi beni takip ederdi bakışları.

Kafamı iki yana sallarken konuştum. "Mickey bunu asla kabul etmez." Kesin yargım karşısında Bay Hood dayandığı masadan uzaklaşıp kitaplarını toplarken konuştu. "İşin garip tarafı, Mickey itiraz bile etmeden kabul etti. Sanırım derslerini düzeltmek istiyor." Ona 'ne saçmalıyorsunuz?' bakışlarımı atarken aklımı Mickey'nin bunu kabul etmiş olması kurcalıyordu. Bay Hood sınıftan çıkarken son bir kez bana bakıp güldü. "Yeri ve saati siz ayarlarsınız artık." Çıktığı kapıya öylece bakarken zihnim karmaşıktı. Belki de Mickey bana işkence yapmak için kabul etmişti? 

*****************

Dün Bay Hood ile olan konuşmamın hemen ardından kitaplarımı kolidordaki dolabıma yerleştirirken Mickey yanımda bitmişti. Onu aniden yanımda görmek irkilmeme neden olumuş onu ise eğlendirmişti. Düz sesi ile "Yarın okul sonrasında tribünlerin altında ol. Dersten kalmak istemiyorum, gelmezsen kendini ölü bil Gallagher." demiş ve beni öylece bırakıp gitmişti. Şimdi tribünlerin altına giderken bu günün iyi bitmesi için içimden dua ediyordum.

Tribünlere vardığımda Mickey'nin çimenlerin üstüne oturmuş beni beklediğini gördüm. Kafası hafif eğik elindeki bira kutusunun açma halkası ile oynuyordu. Ona iyice yaklaştım. Kafasını kaldırdı ve göz göze geldik. Mavi gözleri içime bir hançer gibi saplanırken o güldü ve elindeki kutuyu yanına koydu. Bakışlarımı ondan çekip birkaç santim uzağına oturdum.

"Seni öldürme planları kurmaya başlamıştım bile Gallagher. " tepkisizce ona baktım, o ise eğleniyor gibiydi. Çantamdan kitaplarımı çıkartırken konuştum. "Hangi konudan başlamak istersin?" derin bir nefes aldı. "Demek direkt olaya geçmek istiyorsun.. (yanındaki kapalı birayı bana uzattı.) Peki, başla istediğin bir sikik konudan." Biramı açıp bir yudum alırken onu çok yormamak için denklemler konusunu seçtim ve anlatmaya koyuldum.  Y

Yaklaşık yarım saattir ona konuyu anlatıyor ve her örneği açıklıyordum. O ise ara sıra sıkıldığını belli edercesine kıpırdanıyor, genelde yüzüme bakıyordu ama bakışlarım ona dönünce de kitaba bakıyordu. "Pekala Mickey, sanırım bu kadar yeterli." kitabın kapağını kapattım. Hızlıca sitemle konuştu. "Daha öğrenip öğrenmediğimi bile kontrol etmedin." ayağa kalktım, elimdeki soru bankasından konunun ilk testini kopardım ve benimle birlikte kalkmış olan Mickey'e uzattım. "Bunu yap, yarın kontrol ederiz."