nasıl da yılları buldu, bir mısra dolu maceram.

4K 445 755
                                    


***

rüya bütün çektiğimiz, rüya kahrım, rüya zindan.
nasıl da yılları buldu, bir mısra dolu maceram.
bilmezler nasıl aradık birbirimizi, bilmezler nasıl sevdik.
iki yitik hasret,
iki parça can.*

***

"Uff!" dedim bir yandan aceleyle üzerimi giyiniyor diğer yandan da söyleniyordum Jimin'e. Apar topar odama geldiğinde, eve yirmi dakika uzaktaki okuldan, otobüsümüz beş dakika sonra kalkacaktı. Yani, geç kalmıştık. "Senin yüzünden hepsi."

Söylenmelerime aldırmadan eşyalarımı toparlamama yardım ederken "Kim bilir kimler kimler geç kalacak daha." diyerek aklınca beni rahatlatmaya çalıştı ama umursamadım. Bekleyen taraf olmayı, bekleten taraf olmaya tercih ederdim. Geç kalmak hiç huyum değildi.

"Hem," dedi, devamında. "Dakikliğin zaman hırsızlığı olduğunu söylüyor, Wilde."

"İnanılmazsın." diyerek gözlerimi devirdikten sonra elime tutuşturmaya çalıştığı sweati alıp aceleyle, tişörtümün üzerine geçirdim. "Oscar Wilde mı okuyorsun? Hem ben bunun içinde terlerim, niye verdin elime?"

Sorduğum soruların ikisine de cevap verme zahmetine girmedi ve suratıma ters ters baktıktan sonra "Min Soo teyze kaç kere gelmiş odana." dedi, sonunda hazırlandığımı gördüğü için olsa gerek mızmızlanmalarıma karşılık vermek istemişti. "Kış uykusuna yatmışsın sen de."

"İki buçuk saat uyudum." dedim. Koluna bir yumruk atıp yanından geçerek hızlı hızlı salona yürüdüğümde valizimi çekiştiriyordum peşimden. "Bil bakalım kimin yüzünden?"

Arsız arsız gülüp çantasını benimki gibi çekiştirirken o da peşimden yürüdü. Ben konuşmasını beklemezken "Sana yardımcı olmaya çalışıyordum sadece." dedi, sesi de ifadesi de o kadar masumdu ki bir an için ona inanacaktım. Sonra aklıma, valize sokmaya çalıştığı pejmurde kıyafetlerim geldi. Gözlerimi devirdim.

"En son," diye karşı çıktım, "Anneme temizlik bezi yapsın diye vermeyi düşündüğüm bir tişörtü üzerime giydirmeye çalışıyordun zorla."

"Zevksizsin sen." dedi iğnelemelerime aldırmadan yürüyüp salona girmişti. Ona cevap vermek için kendimi yormak yerine derin bir nefes alıp verdim. Bana gözlerini devirdi.

Valizimi kapının önüne götürdüğümde annem de babam da uyanıktı, babam ayakkabılarını giymiş, bahçede dikiliyor, elinde arabanın anahtarlarıyla bize ters ters bakıyordu.

Ters bakışları beni bulduğunda "Jimin'in suçu." dedim anında, babam zaten Jimin'e hiç kızmazdı, bunu bilmem kullanmayacağım anlamına gelmiyordu üstelik yalan da değildi. Dün gece odama girip beni saçma sapan oyalamasaydı üç buçukta değil de on ikide uyurdum. Böylece altıya beş dakika kalmışken değil, beşte uyanmış olurdum. "Jimin yüzünden geç uyandım böyle."

Babam açıklamalarımla ilgilenmek yerine neyse ne der gibi kafasını salladı ve kolundaki saati telaşla kontrol ettikten sonra "Hadi artık ama!" dedi. O da karşı tarafı bekletmekten hiç hoşlanmazdı, beklemekten de öyle.

"Tamam." diyerek kafamı aşağı yukarı sallayıp anneme döndüğümde, annem zaten dolu olan ellerime, kahvaltı için yiyecek bir şeyler tutuşturmaya çalıştı ve babam benden önce davranırken annemin verdiklerini de valizimle birlikte aldı. Jimin ağzını açıp bana laf yetiştirmedi ya da söylediklerimi babama inkar etmedi, anneme hızlıca teşekkür ettikten sonra ona sarılmadan babamla birlikte dışarı çıktı sadece.

"Dikkatli ol," diye fısıldadığında anneme sarılıp kokusunu içime çektim. Öyle çok da ana kuzusu biri değildim ama ondan uzakta birkaç gün geçirmek bile beni biraz üzüyordu. Üstelik annemden hiç bu kadar süre ayrı kalmamıştım daha önce. Küçükken bile bizden sadece birkaç ev ötede oturan kuzenimde, teyzemlerde bir geceyi ailemsiz geçiremezdim. Ben yokken başlarına bir şey gelecek de ömrüm boyunca yalnız kalacağım diye ödüm kopardı. Bu ev de içinde annemin çocukları gibi sevdiği çiçeklerinin, yaptığı yemeklerin kokusu da bana garip bir şekilde güven veriyordu. Şimdilerde arkadaşlarımla üst üste iki gece geçirdiğim bile olmuştu ama on yedi yaşına gelmeme rağmen bazı şeyleri öyle kolayca aşamıyordum işte. Üstelik bu defa ülke değiştirecektim.

Anılardan Anılara İnce Çizikler °JikookWhere stories live. Discover now