sanırsın ki sende kendimden bir şeyler biriktirmişim.

2.3K 233 404
                                    



***

Korkunçtu.

Jimin'in koynumdan çıkıp apar topar giyinmesinin ardından Taehyung'a kapıyı açması, onu göndermek yerine içeri aldığı yetmezmiş gibi bir de beni yanlarına çağırması, uzun zamandan beri görmediğim arkadaşımın gözlerinden kaçmaya çalışarak harcadığım dakikalar ve içe doğru kıvırmaktan kendimi alamadığım ayak parmaklarımla orada oturmak feci halde korkunçtu.

Taehyung'un gelişi de Jimin'in onu içeri alışı da o kadar ani olmuştu ki değil duşa girmeye üzerime bir şeyler geçirmeye bile doğru dürüst vakit bulamamıştım. Ne kadar pis olduğumu ve pis koktuğumu düşündükçe odanın bir köşesine kıvrılıp sonsuza dek yok olmak istiyordum. Thanos parmaklarını tam şu anda şıklatsa hiç fena olmazdı. Böylesine utanç dolu bir anıyı ancak aradan beş sene geçerse unutup unutturabileceğimi düşünüyordum.

Üstelik durumdan rahatsız olan bir tek ben değildim; Taehyung da en az benim kadar rahatsız görünüyordu. Beni uzun zaman aradan sonra ilk defa gördüğü için mi yoksa sahiden alnımda "biraz önce seks yaptım" kelimeleriyle parlayıp sönen led ışıklı bir levha taşıdığımdan mı bilmiyorum, yerinde kıpırdanıp duruyor, dudaklarını dişliyordu. Bakışlarını ortada duran sehpanın bir köşesine sabitlemişti. Belki de hissettiğim kadar pis göründüğümden yüzüme bakmıyordu. Jimin'i sabaha kadar dövecektim. Evet. Onu dövecektim çünkü hem bu ortama sebep olmuştu hem de ikimizin aksine oldukça sakin görünüyordu. Sanki Taehyung'a daha önce binlerce kere seks sonrası duş almadan yakalanmış gibi...

Bu düşünce içimdeki duygu yumağına bir de kıskançlığı ekleyince sinirli bir nefesi dışarı üflemiş bulundum. İkisinin de bakışları üzerime dönmüştü böylece. Kendimi birden bire sabahtan beri kaçındığım durumun koynunda bulmuştum. Yanaklarım bir ahşap gibi çabucak yandı. İstemsiz bir hareketle koltuğumda biraz kaydım ve oturduğum yerde küçüldükçe küçülürken arkadaşım sanki kapının önünde biten benmişim de odada bulunan herkese bir açıklama borçluymuşum gibi bana beklentiyle baktı. Bir an sonraysa gözlerini yanıma, Jimin'e çevirdi. Bakışlarında biraz öncekinin aksine daha kuvvetli bir duygu, beklentinin yanına bir de ısrar eklenmişti şimdi.

Gözlerindeki bu ısrarı gördüğünden mi bunu öncesinde planladıklarından mı bilmiyorum boğazını temizledikten sonra Jimin, "Taehyung'un da sana anlatmak istediği bir şeyler var." dedi, sabahtan beri yaptığının aksine şimdi biraz tedirginlikle yerinde dikleşmişti. Ben odaya girip yanına oturur oturmaz arkama, kanepenin sırtına yasladığı elini de çekip kucağında birleştirdiğinde onun bu ufacık da olsa kaygı kokan hareketleri benim de yeniden dik oturmama sebep oldu. Taehyung'un gerginliğinin alnımda kırmızı led ışıklarla yanıp sönen o levha ile alakası olmamasına sevinme fırsatı bile bulamadım. Çünkü şaşırmakla meşguldüm. Hayatım son yirmi dört saatten beri rayından feci halde çıkmışken bir şeye daha şaşırabilmem beni iyice şaşırtmıştı. Bakışlarımı merakla arkadaşıma çevirdiğimde onu sanki biraz önce gözlerine beklentiyle bakan kendisi değilmiş gibi Jimin'i ters ters izlerken buldum. Tamam. Belki de beklentisi konuyu açmasıyla değil dağıtmasıyla ilgiliydi ama açılmıştı işte. Taehyung'a bile gerginlikten dudak dişletecek, Jimin gibi birinden medet umduracak, bakışlarını benden kaçırıp durmasına sebep olacak konu her neyse istese de istemese de açılmıştı.

Uzun zamandan beri böyle, bu kadar çok duyguyu bir arada hissetmiyordum. Arkadaşımı hiç böyle görmediğimden bir yay gibi gerilmiştim. Kafamın koparıp atmayı dilediğim bir yerinde utanç dolu led ışık hala yanıyordu. Konu neyse bana anlatmaya bu kadar çekinmesi garip bir biçimde korkmama neden oluyordu üstelik Jimin'in onu böyle bir günde bile eve almasını gerektirecek aciliyeti olduğundan merak etmiştim.

Anılardan Anılara İnce Çizikler °JikookWhere stories live. Discover now