1 / Babasız Bir Doğum Günü

342 24 60
                                    

3 Hafta Önce

O L I V I A 

Mezar taşının önüne Willy ile seçtiğimiz rengarenk çiçek buketini bıraktım. Birkaç adım geri çıkıp onun elini tuttum. 

Bozukluk.

Uğur paramız.

Şans tılsımımız ve koruyucumuz.

Sonsuza Dek.

"Merhaba Bozukluk," dedim. İlk önce benim konuşmamı bekliyor gibi Willy de hemen ekledi, "Merhaba büyükbaba." Mezar ziyaretleri onun için hala anlamsız gezmelerdi. Ölmek, gömülmek ve orada bir yerlerde hala yaşıyor olmak gibi olguları anlayacak yaşta değildi hala. Yine de ismini aldığı büyükbabasını ziyaret etmeyi sevdiğini düşünüyordum. Belki de bu buraya geldiğini hatırladığı ilk doğum günü olacaktı.

"Ona söylemek istediğin bir şey var mı?" dedim oğlumu cesaretlendirmek için. Sesi soluğu çıkmıyordu, sanırım hala kendi kendine konuşmayacağından emin olmak istiyordu. Bu yüzden bir sefer daha ben önce başladım.

"Bu yıl da Willy'i koruduğun için teşekkür ederim, Bozukluk. Sayende her şey yolunda. Willy bu yıl Noel Baba'dan bir teleskop aldı. Ona bunu senin söylediğini biliyor elbette, çünkü bilerek ona mektup yazmamıştık. Bu yüzden bugün Willy sana gelmeyi bizzat kendi istedi."  Bu defada sessiz kalmaya dayanamayıp sözü hemen devraldı.

"Evet, içinden yıldızları görebildiğim bir boru. Babam büyüyünce daha iyi kullanabileceğimi söyledi. Şimdi çok da eğlenceli değil. Ama bugün biraz daha büyüdüm." Başını kaldırıp bana baktı. Ona gülümsedim. "Bugün benim doğum günüm, büyükbaba. Ama sen zaten biliyorsun, altı yaşındayım artık." 

"Ona teşekkür etmeyi unutma," diye fısıldadım.

"Beni koruduğun ve bize şans getirdiğin için teşekkür ederiz büyükbaba. Artık senin beni duyduğuna inanıyorum."

Bir kez daha bana baktı, bir şey söylemek istiyor da söyleyemiyor, iznimi istiyor gibiydi.

"Söyle tatlım, ne var?" dedim  onu ürkütmeden. Willy yeniden mezar taşına çevirdi gözlerini. Önce mırın kırın etti, sonra ağzındaki baklayı çıkardı.

"Buradaki okul Alex'i kabul etsin, bunu yapabilir misin?"  Gözlerimi devirdim, herhangi bir şey söylemeden önce Willy'nin şimdi, sekiz yıl önce Charlie'yi kaçırdığımız yaşlarda olduğunu fark ettim. Bir anlığına da olsa eskiyi düşünmek, hem de William'ın mezarı başında, gözlerimi doldurdu.

"Büyükbaban Tanrı değil Willy," dedim. "O yalnızca senin dileklerine aracılık edebilir o kadar. Onları gerçekleştirip gerçekleştirmemek Tanrı'ya kalmış." Willy'nin Charlie'ye olan aşkı bazen gerçekten anlaşılmaz oluyordu. Yani evet, bunun bir çocukluk aşkı olduğunu biliyordum ama Willy'ninkisi daha çok bir takıntıya dönüşmeye başlamış gibiydi. Bana tanıdığım birini hatırlatıyordu, Charlie'nin ağabeyi Brandon'ı.

Willy hayal kırıklığıyla başını salladı, "Kusura bakma büyükbaba," dedi. William'a veda edip bizi arabayla mezarlığın dışında bekleyen Brandon ile Charlie'nin yanına döndük. Yolda Willy, dileği hakkında Charlie'ye bir şey söylememem konusunda benden söz aldı.

the other coin | #tlc2Where stories live. Discover now