Hikâyeler son bulmaz. Sadece kişiler hikâyelerden geçip giderler. Tıpkı William'ın bizim hikâyemizden geçip gitmesi gibi. Biz de bu hikâyeden geçip gidiyoruz. Hala yaşıyoruz, bir şeyler oluyor. Sadece ya anlatılmaya değer olmuyorlar ya da fazlasıyla mahrem oluyorlar. Biz bu hikâyenin içinde solup gidince belki de bu hikâyede anlatılmaya değer olanları bir başkası anlatacak. Belki William, belki Winona. Belki de Charlie ya da Lauren. Hatta belki Edward.
Belki de hiç kimse.
Anlatılan bir şeyin olmaması, hiçbir şey olmadığı anlamına gelmiyor.
O yüzden, artık söylenecek pek bir şey yok.
Artık biliyorsunuz ki yaşadığımız dünyada, bizim gerçekliğimizde hiç uğur parası kalmadı. Biri boş yere yitip gitti, diğeri sıradan bir insan olmayı seçti. Sonuncusu da bu dünyadan sürüldü.
Artık hepsi, her şey, bir şekilde bu hikâyeden geçip gitti.
Biz, anlatıldık.
Ama bitmedik.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the other coin | #tlc2
Fantasy"Adı neydi demiştiniz?" diye sordu polis memuru, ama bıkkınlığı sesinden ve yüzünün aldığı ifadeden anlaşılıyordu. Aldırmadan Harry'nin tam adını söyledim ona. Parmakları hızlı hızlı klavyede gezindi. Başını iki yana salladı. "Bu isimde kimse yok." ...