(👣47💕) AY Tutulması ♡

Mulai dari awal
                                    

-Açmayacaksın sanmıştım?
Telefonun ucundan Ayaz'ın sesini duymamla içim sıcacık olmuştu. Konuşurken keyfi yerinde gibiydi.

İçimden bir ses ona cevaben şunu söylemişti : "Aynen açmayacağımı sandığın için uzun uzun çaldırdın." İçimden geçirdiklerime gülüp dile getirerek cevap verdim :

-O yüzden mi uzun uzun çaldırdın?

Ayaz'ın da gülüşünü duyduğumda gözlerimin önünde hayal ettim. Mutluydu. Tıpkı benim gibi.Gülüşü durmuş iç çekerek konuşmuştu.

-Kaçık...

Sesinde yorgunluk vardı, belki özlenmişlik, belki acı ama en çokda sevgi vardı. Bunu hissettirmişti. Tek kelimesiyle bir insan, bir insana sevgiyi de hissettirebiliyordu demek. Ya da sesinin tonu sevdiğini hissettirebiliyordu.

-O sendin, dedim tıpkı onun gibi sesime yansıyan duygularımla. Ve devam ettim:

- Madem öyle neden bana yalan söyledin. Sana gelip benim için kim olduğunu sorduğumda neden doğru cevap vermedin? Kaç gündür defterin sahibi olan sana, ihanet ettiğimi düşünüyorum ben. Kaç gündür Ayaz'ı yani yine seni, aklımdan çıkarmak için uğraşıyorum ben. Eğer defter olmasaydı belki, belki hiç gelip bana kim olduğunu söylemeyecektin? Neden Ayaz? Neden seni bulmamı istiyordun da kendin gelmiyordun?

Ayaz'ın derin bir iç çektiğini duydum. Bir açıklaması muhakkak olmalıydı.

-Sana yalan söylemedim söylediklerim doğruydu, sadece eksik söyledim. Sen daha aileni, en yakınlarını herşeyi geçtim daha kendini bile hatırlamıyorken gelip sana kendimi nasıl hatırlatabilirdim ki? Bu bencillik olmazmıydı? Sen bana ihanet edemezsin, kalbin izin vermez. Ve şu an kızıyorsun ama ikisi de benim işte rahatlayabilirsin. Aslında defter dışında başka birçok şey vardı. Ama hepsi bir formatla yok oldu. Ve eğer defter olmasaydı ben yine inanıyordum kalbinin beni hatırlayacağına.

Söyledikleri susturmuştu beni. Aksini düşünmemiştim bende ama yinede ondan duymak istemiştim. Bana inanıyordu, kalbime inanıyordu. Ne güzel bir insanı sevmiştim ben böyle.

- Peki ben birşey soracağım, defterde hakkımda bir sürü bilgi vardı neden onlardan yola çıkmak varken, direk bana ulaşmaya çalıştın?

Sorduğu soruyla dikkatimi ona verdim. Ne diyeceğimi bilemeyerek mırıldandım.

"Bir sebebi vardı evet. Bunu da unutmuş olamam herhalde?"

Duymadığını düşündüğüm sözlerim onun gülmesine sebep olurken duyduğunu anlamıştım. Gülüşü benimde gülmeme sebep olurken aklıma gelen şeyle hızla cevap verdim:

-Hatırladım tamam. Seni senden öğrenmek istedim. Yoksa evet, Nilay'ın abisini olduğunu, benimle birlikte ders çalışan kişi olduğunu, bizim sınıfımıza bu dönem nakil olduğunu, birlikte şarkı söylediğim kişi olduğunu, sürekli didiştiğim kişi olduğunu ve-

Sonrasını söyleyip söylememek de kararsızdım. Bu yüzden aniden durmuştum.
Beşik kertmem mi diyecektim?

-Ve?
Ayaz'ın devam etmemi istediği belliydi. Sesi oldukça keyifli ve neşeli geliyordu. Ne diyeceğimi biliyor gibiydi. Mutluydu ve mutlu oluşu beni mutlu hissettirmişti.

Geçen gün okuduğum bir kitaptan, aklıma gelen cümleyle gülümsedim.

"Sevgi; sevdiğinin mutluluğuyla mutlu olabilme sanatıdır." diyordu.

Gülümsemem büyümüş gamzemin belirginleştirecek hale gelmişti. Beklediği cevabı verdim:

-Ve beşik kertmem olduğunu biliyordum. Aileme, arkadaşlarıma, kuzenlerime veya sınıftan herhangi bir öğrenciye sorsam seni bulabilirdim. Ama ne kadar güvenirdim bilemiyorum. Ben seni kuşkusuz, içimde bir şüphe olmadan bulmak istiyordum. Fırsatçılara fırsat vermek istemedim. Bu yüzden de en doğrusu buydu. Seni, senin bana gelmenle bulmak.

KUŞKU VE TUTKUTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang