Bölümler yeniden yazılıp DÜZENLENECEKTİR.
.
.
.
Hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği bir kişiden, hiç beklemediği bir gizem..
Herşey Aysima'nın takip edildiğini hissetmesiyle başlamıştı.
Onu kim neden takip etsindi ki?
Bu his sürekli onu...
Hastanede beni çok etkileyen bir hadiseye şahit oldum. Birkaç koğuş ötede yatan genç bir kız amansız bir hastalığa yakalanmıştı. Yaşı henüz on sekizdi. Güzel mi güzel, pınlpınl bir kızdı. Daha hayatının baharındaydı.
Hastalığı, insanlara ibret olacak türdendi. Ben ilik kanseriydim; ama bilinen, görülen bir hastalıktı bu. Belki de Rabbim günahlarıma kefaret olarak bana böyle bir rahatsızlık vermişti; fakat o genç kızın hastalığı dayanılmaz bir türdendi.
Kızcağız ağız kanserine yakalanmıştı. Tükürük bezleri kurumuş, çalışmıyordu. Yani ağzında tükürük oluşmuyor, nemsiz kalıyor, kuruyor ve ağzı lime lime yarılıyor, dudakları birbirine yapışıp durmadan kanıyordu. Bu yüzden de bir şeyyiyemiyor ve yediğini de yutamıyordu.
Kimsenin beğenmeyip attığı bu salgı, o kız için bulunmaz bir nimetti; Ne yazık ki onun ağzında oluşmuyordu. Kızcağız acı içinde kıvranıyordu.
Kızın babası çok zengin bir adammış. Onun haykırışlarınıferyatlarını asla unutamam.
"Yardım et Ya Rabbi" diyordu. "Yardım et bize! Bir damla tükürük için aciz kaldık. Trilyonluk servetimle bir damla tükürüǧü satın alamıyorum, ona gücüm yetmiyor. Çare Sende Allahım, çözümsüz kaldık.
Ya Rabb'i! Sen bize imdat et. Meğer sen ne kıymetli nimetler, ne mükemmel uzuvlar, ne pahalı ikramlar vermişsin biz bunları kaybetmeden, kıymetini takdir edemiyoruz. Ancak onları kaybedince nimetin farkına varabiliyoruz.
Yarattığın her şey ne kadar kıymetli ve değerli ki bir damla tükürüğe bile gücümüz yetmiyor, onu satın alamıyoruz."
Burda kitabı okumayı bıraktım. Çok fazla etkilenmiştim. Kızlarında etkilendiğini düşünerek Kaktüs'e çevirdim bakışlarımı. Düşünüyor gibiydi... Anlam vermeye çalışıyordu sanırım.
Dicle kendi kendine konuşurcasına bizim duyacağımız şekilde mırıldanmıştı: -SübhanAllah! Allah'ım sen nelere kadirsin. Nasıl bir hastalık bu böyle?
-İbretlik bir hastalık... Diyerek cevap verdim. Ardından Kaktüs'e çevirdim bakışlarımı tekrar. Onu bu duruma getiren şey ne, çok merak ediyordum. Neydi böyle düşüncelere girmesini sağlayan?
