Deniz Kızı 53. Bölüm

132 5 8
                                    

Metehan: Duydum ki unutmuşuuuun,

Deniz Kızı: Gözlerimin renginiiiii.

Metehan: Yazık olmuş o gözlerdeeeeen,

Deniz Kızı: Sana akan yaşlaraaa.

Metehan: Bir zamanlar sevginleeee,

Deniz Kızı: Ateşlenen başımııı,

Metehan: Dizlerinin yerineeee, aaaaah,

Deniz Kızı: Dayasaydım taşlaraaa.

Metehan: Gözlerimin rengini unuttuğuna göre hatırlatmak gerek.

Metehan: Buluşsak mı biz acaba?

Deniz Kızı: Cidden buluşmak için mi bu kadar prodiksiyon kastın? Buluşalım mı demen yeterliydi.

Deniz Kızı: Buluşalım.

Metehan: Böyle daha eğlenceli oluyor. :)))

Metehan: Nerede buluşalım, benden rahatsız olmazsan teyzenin kafesine gidelim. Müşteri olarak gidiyoruz sonuçta, parayı başkasına değil teyzene kazandırmak daha mantıklı olur.

Deniz Kızı: Yok yok, niye rahatsız olayım, oraya gidelim.

Deniz Kızı: Düşüncelisin. :")

Metehan: Bir saate seni almaya geleyim mi?

Deniz Kızı: Gel de, sen untandın mı?

Metehan: Ne alakası var?

Deniz Kızı: Ay utandııın!

Deniz Kızı: Yanaklarını sıkacağıııım.

Metehan: Yanaklarımı mı sıkacaksın? Ben öpersin diye düşünmüştüm. :(

Deniz Kızı: Hoşt, köpek seni.

Metehan: :(((

Yazdıktan sonra üzerimi giyindim ve hazırlanmam 7 dakika sürdüğü için bizimkilerle olan gruba girdim.

KURTLAR SOFRASI

Metehan: Yengenizle buluşacağım birazdan.

İç Güveyi: Vaaay, kapmışsın 2. randevuyu. Yengeye selamlar.

Özge: Yengen senden selam aldığına pek sevinmeyecek ama bdkdckkskcosidodkdod.

İç Güveyi: Niye?

Bacım: Niye?

Asu: Niye?

Metehan: Niye?

Özge: Meraklı Melahatlar, kudurun.

Metehan: Eğer söylemezsen enişteme Çetin'le sevgili olduğunuzu ağzımdan kaçırırım.

Özge: Eee, kaçırırsan kaçır. Babam kızacak mı sanıyorsun? Bana tehtit değil rüşvet verin rüşveeet.

Asu: Rüşvetmiş, bu da kendini kim olduğunu yazarsam evi polislerin basacağı kişiler sanıyor.

Bacım: Eğlendim.

İç Güveyi: Metehan, mal mısın oğlum? Özge'nin babası Alman lan, Mardin'in köylerinden birinden mi geldi bu kız? Töre dizisi mi çekiyoruz gerizekalı?

Metehan: Sanki tutucu Alman yok. Allah, Allah. Töre dizisiymiş. Mardinmiş. Esprilere bak esprilere.

Asu: Konuyu dağıttınız, Özge söylemeden gitti.

Metehan: Ben Eftelya'ya sorarım.

***

"Bir şey soracağım. Seninle buluşacağımızı bizimkilerle olan Wattsapp grubuna yazdım. Çetin selam söyledi, Özge de senin buna pek sevinmediğini söyledi. Neden öyle dedi ki?"

"O çocuk bana muhallebi getirdiğinde çok soğuk davranmıştı. Ben seninle buluşur diye düşünüp onu takip ettiğimde de beni sözleriyle dövdü resmen!"

Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Bunu cidden beklemiyordum.

"Çetin mi? O kendini çok kaptırmıştır. Normalde çok sıcakkanlıdır."

"Hepiniz öyle diyorsunuz ama bence benden hoşlanmadı."

"Senden ben hoşlanıyorum, yetmez mi?"

"Bilmem, yetmez mi?"

"Bence yetmeli."

"Bence de yeterli."

Kalbim... Sakinleş ve yerine otur lütfen.

Birkaç saniyelik sessizlikten yararlanarak kahvemden bir yudum aldım ve Eftelya'ya Kaan'ın son yaptığını, Mesut amcayla Erhan amcayla olan konuşmamızı anlattım.

"Bir-iki kez evin önüne geldi, ama komşular sağ olsun hallettiler."

Kaşlarımı çattım. Neden bana söylememişti?

"Neden bana söylemedin?"

"Söyledim işte, dedim ya komşular halletti. Siz Bursa'daydınız ve çiçek olayı olmuştu. Kaan bende Ahu'da olduğu gibi bir tramva değil, beni taciz etmedi sonuçta. Onunla ilgilenmen daha mantıklı olur, gelince söylerim diye düşünmüştüm."

"Sen yine de bir şey olursa haber ver, olur mu? Gerçi pek bir şey yapabilecek halde olduğunu zannetmiyorum."

"Mahkemeye veya karakola ifade vermeye, tanıklığa gelecek miyim? Eğer bir işe yararsa mutlaka çağır."

"Sen de kapına dayanmasını falan anlatabilirsin gerekirse. Ama Emel'in ve Ahu'nun birkaç eski arkadaşını daha aramamız gerekecek. Zaten tanığımız çok, Allah'tan bu konuda bir sıkıntımız yok."

"Taciz ettiği zaman neden polise gitmediniz?"

"Gittik. Çok kısa süre bir ceza verdiler,  denetimli serbestlikle çabucak çıkıverdi şerefsiz."

Kısa bür süre daha konuştuktan sonra konuyu değiştirdik. 

Bir ara beraber yüzmeye gitmeye kararlaştırdık.

Bu arada ilk fotoğrafımızı çekindik.

İyi anlaşıyorduk, uzun sessizlikler olmadan muhabbet edebiliyorduk.

Tam huyu huyumaydı yani.

Ancak bir ilişkimizin olması için bazı şeylerin tamam olması gerekiyordu, daha çok erkendi.

Çözülmesi gereken bir Kaan problemi, çıkılması gereken birkaç randevu, bir-iki romantik an gerekiyordu.

Deniz KızıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang