''Ay öyle mi? Ben evin dışında olsam bile sen çalan kapıyı açmaya beni beklersin anne!'' diye söylendim. Öfke dolu bakışlarını ok gibi üzerime çektiğimde sahte bir sırıtışla kapıyı kapatarak banyoya koştum. Anlaşılan bugün kimseye şaka yapmaya gelmiyordu...

Dakikalar geçtikten sonra banyoda duş jeline uzanacağım sırada ablamın duş jeli çarptı gözüme. İkimizin eşyaları tıpa tıp aynı olsa bile şeytanca bir dürtüyle ben hep onun eşyalarını kullanmak istiyordum. Sanırım dünyaya geliş amacım ablamın hakkı olana göz dikmekti. Nasılsa fark etmez diyerek bocaladığım jel için üzgün değilim. Duş musluğunu elime aldığımda su direkt kafama değil yamuk bir şekilde omzuma akıyordu. Derin bir nefes alıp aklıma babamın geçen gün bunu tamir etmeye çalışması geldi. Annemin tüm ısrarlarına rağmen tamirci çağırmayıp kendisi yapmıştı. Böyle olmayacağını anlayıp elime aldığımda bu sefer de kablosu yılan gibi bedenime dolanmaya başladı. Sabır dileyerek şu banyoyu kazasız bitirmek için sakinleşmeliydim...

Biraz sonra su kesilince, suyu açmak için harekete geçtiğim. Başarısız olunca duraksadım. Sanırım ellerim köpüklü olduğu için açamıyordum, iyice zorlayıp gözümü açmaya çalıştım. Her yerim köpük içindeyken suların kesilmesi mi? Aaa yooo hayır! Allahım duş jelinin cezası bu kadar ağır olmamalıydı! Bunu ablamın geçen sene benden habersiz giydiği kırmızı elbiseme sayamaz mıyız? Kendi kendime söylenirken aklıma gelen kişiyle çığlığı bastım.

''ANNEEEEEEEEEEEĞ!''

Koşarcasına banyonun önüne gelen kadını da korkutmuştum! Bu nasıl bir şansızlıktı!

''Kız ne oldu? Düştün mü yoksa?''

''Anne ne düşmesi ya! Sular kesildi kaldım köpükler içinde! Ne yapacağım şimdi?'' diye bağırdığımda o da ne yapacağını bilememiş olacak ki mutfağa doğru gittiğini anladım. Olduğum yerde dolabı açarak havlulardan birine uzanmaya çalıştım. Ne günah işlediğimi soramıyordum çünkü çok iyi biliyordum! Şu banyodan sağ çıktığımda bir koli jeli sadaka olarak dağıtacaktım. 

''Meltem dur bakayım sadece bizde mi gitmiş Sevinçlere sorayım.'' 

Ben söylediklerini idrak edemeden dış kapının açılma sesi gelmişti. İçimden Aran'ın evde olmaması için dua ediyordum! Beni bu halde görürse değil günlük rezil dozunu, yıllık rezil dozunu karşılardım onun! İçimden dua edeceğim sırada banyoda dua etsem çarpılır mıyım diye düşünüyordum. Düşüncelerim her geçen saniye daha da saçma bir hal almaya başlamış ve birbirine girmişti ta ki o sesi duyana dek.

''Demek Meltem banyoda kaldı?''

Duyduğum sesle gözlerim hissettiğim acıya rağmen açmaya çalıştım. Gelmemeliydi... Yardım etmek için buraya asla gelmemeliydi. 

''Allahım lütfen tüm binanın- Hayır hayır tüm mahallenin! Ya da daha sana hepsi kolay direkt ülkenin suyu gitmiş olsun! Bu rezil halimle ortalarda dolandırma yara-''

''KIZ MELTEM!''

''Ne oldu anne?'' diye acıyla kıvrandığımda banyonun kapısını hafifçe aralamıştım.

''Sen bornozu giy çık, Sevinçler'de akıyormuş su! O babana elli kere söyledim git adam gibi tamirci getir yaptır diye. Bak nelerle uğraşıyoruz şimdi!''

''Anne beklerim ben gelir şimdi!'' diyerek onu ikna etmeye çalıştım. Bu banyodan cesedim çıkardı da bu halde onların evine gitmezdim.

''Delirdin mi kız üşütüp hasta olacaksın bir de seninle mi uğraşacağız hadi!''

''Anne ben havluyla falan kurulanırım valla bak zaten çok köpüklü değilim! Rahatsız etme şimdi milleti ya!''

''Rahatsız etmezsin çık dışarı.'' 

ARANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin