14.Bölüm

5.2K 413 48
                                    

Genç adam etrafında çevrili olan insanlara baktıktan sonra derin bir nefes alarak ayaklandı. Evin salonunda oturan herkes pür dikkat kendisine odaklanmıştı. Birazdan yapacağı konuşmadan sonra Meltem'in hayatını değiştireceğinden emindi. Yine de bunu hak ettiğini düşündüğü için içi rahattı. Demek küçük hanım kendisine karşı kazanabileceğini sanıyordu? Büyük yanılgıydı.

''Hepinizi neden buraya topladığımı merak ediyorsunuz. Söylemeliyim ki bugün size anlatacağım şey çok önemli.'' dediğinde Mahmut koltuktan sarkıttığı ayaklarını sallamıştı.

''Abi anlatsan da gitsek artık?'' diye çıktı sıkkınca. Aran'ın tek bir bakışıyla koltuğa korkuyla sindiğinde Aysel Hanım ve Rüzgar küçük çocuğa gülerek bakmıştı. 

''Seni dinliyoruz kardeşim.'' dedi Rüzgar. Tıpkı Meltem gibi mavi gözleriyle gülümsemiş, oturduğu yerde öne doğru eğilmişti. Üzerindeki beyaz gömleğin kolları dirseğine kadar katlanmıştı. Pahalı saati kendini belli ediyordu. Dışarıdan bakıldığında kendi halinde gibi görünen birine benziyordu ama Aran onun sinirlendiğinde nasıl bir manyağa dönüştüğünü çok iyi biliyordu. Sonuçta en iyi arkadaşıydı!

''Konu Meltem.'' 

''Onu anladık be çocuğum.'' diyerek araya girdi Aysel Hanım. Genç adam lafı gevelemekten sıkılmış olmalı ki her şeyi tek nefeste anlatmaya karar verdi.

''Rüzgar, Meltem benimle aynı yerde çalışmak istemediği için Aysel Teyze'ye kendisine koca bulmasını söylemiş.''

''NE!'' 

Rüzgar'ın şaşkınlıkla Aysel Hanım'a dönmesini umursamayan Aran konuşmasına devam ederken Aysel Hanım genç adama kızgınlıkla bakıyordu. Ne diye ortalık yerde söylemişti bunu!

''Sırf çalışmamak için böyle bir bahanenin arkasına saklanması her ne kadar çocukça olsa da asıl sorun bu değil.''

''Neymiş?'' diye sordu sinirle Rüzgar. Gittikçe koyulaşan mavi gözleri iyiye alamet değildi.

''Gerçekten evlense sorun yok ama sahte bir nişan yapıp hepinizi kandıracak.'' 

Aran ellerini pantolonunun cebine sokarken Mahmut duyduklarının şokundan gözlerini olabildiğince açmış öylece dinliyordu. Rüzgar'ın aniden ayaklanmasıyla onun önüne geçen Aran, arkadaşını hızla yerine geri oturttu.

''BIRAKSANA ARAN!''

''Daha bitmedi.'' 

''Ne var daha? Yerden bitmeye bak sen! Arkamızdan iş çevirecekmiş haberimiz yok!'' 

Aysel Hanım o sıralar kendi kendine kızıyordu. Bu olayı en başında Aran'a anlatmakla çok büyük hata yapmıştı. Deli çocuğun kızı sevdiğini düşünüyordu ama Meltem'in dediği kadar manyaktı bu oğlan. Ahh! Nasıl hesap verecekti Meltem'e?

''Dinle. Eğer gidip konuşursan aklı başına gelmeyecek.''

''Büyümeyecek bu kız! Büyümeyecek abi!'' dediği sırada sinirle koltuğa vurdu.

''Aysel Teyze ona bir görücü getirecek ama bu yabancı olmayacak.'' dediğinde herkes şaşkınlıkla ona dönmüştü.

''O ne demek?'' 

Rüzgar'ın sorusuyla Mahmut'da iyice öne doğru eğilmişti. Salonun içerisinde bulunan herkes birazdan kopacak kıyamete kendini hazırlıyor gibiydi. Aran'ın yüzündeki muzip gülümseme en başta Rüzgar'ı korkutmuştu. Arkadaşını biraz tanıyorsa o gülüşün ardından hiç hoş şeyler söylemeyeceği açıktı.

''Ona görücü olarak ben gideceğim demek.''

# 15 Dakika Sonra

Genç adam elinde tuttuğu buzu patlayan dudağına dayarken hafif bir inilti çıkartıyordu. Mahmut ve Aysel Hanım, Aran'ın başında endişeyle dikilirken Rüzgar ayakta bir ileri bir geri gidip geliyordu. Saatli bomba gibiydi. Her an her yerde patlayabilirdi.

ARANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin