9.Bölüm

6K 453 79
                                    

''Kim gelecek dedin sen?'' diye sorduğunda yeşil gözleri kuşkuyla kısılmıştı. Üzerimde durumu tartarcasına gezinen o gözler hiç hoşuma gitmiyordu. Beklemediğim bir sakinlikle elindeki su bardağını tezgaha koyup duruşunu dikleştirdi.

''Görücü gelecek dedim! Hem sen ne anlarsın görücüden, Amerika'ya gidip geldikten sonra onuda unutmuşsundur.''

Kendi söylediğine yine kendi sinirlenen bir insan varsa bu yeryüzünde o kesinlikle bendim! Hem ne diye arkadamdan iş çevirip annemi kandırıyordu? Bunu Aran değilde bir başkası yapmış olsaydı kesinlikle amacının yardım etmekten fazlasının olmadığını bilirdim, ancak söz konusu kişi tam karşımda durup tepeden bakan adam olunca bir türlü kabullenemiyordum. Burada yaptığı eziyet yetmemiş bir de iş ortamımda beni çıldırtmanın yolunu bulmuştu.

''Meltem blöf yapmaya son ver bu durum seni olmak istemeyeceğin kadar komik gösteriyor.'' dedi hafifçe sıktığı yumruğuyla.

''O nedenmiş? Bana görücü gelemez mi?''

''Gelemez.'' diye yanıtladı sakince.

''Çünkü birinin seninle evlenmek istemesi için aklını kaçırmış olması gerekiyor.'' dediğinde öfkeyle üzerine atıldım. Hayır! Onu ne olursa olsun ya bugün ya da bugün öldürecektim. Öldürmeliydim. Kesinlikle ölmeyi hak ediyordu!

''Çocuklaşma.''

Onu umursamadan omuzlarından tutarak geriye doğru itmeye çalışıyordum. İçeriden birisi bu halimizi görseydi muhtemelen çok yanlış anlayabilirdi. Belimde aniden hissettiğim kollarıyla gözlerim kocaman açılmış, duraksamak zorunda kalmıştım. Sırtımı tezgaha sıkıştırarak bir bacağını bacaklarımın arasına koyarak iyice köşeye sıkıştırdığında hareket dahi edemiyordum. Sinirle kafamı kaldırıp tepeden bana bakan Aran'a döndüğümde yüzüne yumruk atma isteğiyle dolup taşmıştım.

''Bırak!'' diye fısıldamak zorunda kalmıştım. Eğer biraz daha bağırırsam tüm herkesi başımıza toplayacaktık. Ondan sonrası, uydurduğum görücü yalanı ortaya çıkacak ve hemen ardından kendi topuğuma sıkarak intihar etmemle sonlanacaktı.

''Sana kimin geldiği umrumda değil! Annen bir iyilik istedi ve ben de yaptım. Evlenecek olsan bile bu çalışmana engel değil. Yoksa ben kocamın parasıyla geçinmek istiyorum, kendi başımın çaresine bakmasam da olur diyorsan tamam. Hayatın boyunca çalışma.'' dedi ve geri çekilerek alayla gülümsedi. Yine... Yine! Beni alt etmeyi başarmıştı. Ona her defasında neden yenildiğimi artık biliyordum. Beni o kadar iyi tanıyordu ki, nereden vurması gerektiğini o kadar iyi biliyordu ki. Hayatımda ki en sevmediğim şeyin, bir erkeğe bağımlı olarak yaşamak olduğunu biliyordu. Sırf bu yüzden ters psikoloji uyguluyordu. Pislik herif!

''Duyamadım? Yoksa yine iç sesinle bana hakaret etmeye mi daldınız?''

''Evet öyle yapıyorduk.'' diye yanıtladım utanmazca. Aramızdaki ilişki öyle bir yere gelmişti ki saygıyı kaybedeli çok oluyordu. O kadar da çok değil kızım seni öptüğü geceye kadar işte!

''İç sesinde senin gibi benden hoşlanmıyor anlaşılan.'' dediğinde elini yavaşça pantolonunun cebine sokarak arkasını döndü. Mutfaktan çıkmak üzereyken omzunun üzerinden bana baktığında yine dudakları kıvrılmıştı.

''Senin şu görücü, bakalım geleceğinden kendisinin de haberi var mı?''

Son sözünü söyleyip mutfaktan çıkarken tezgahın üzerindeki sürahiyi olduğu gibi kafama dikmiştim. Ben ya bugün ya da bugün ölecektim!

''Yine gelin ama hatta temizliğe bizde yardım ederiz sana şimdi tek başına girişme.''

Annemin sesini duyduğum an Aran ve ailesinin ayaklanmış olduğunu anlamıştım. Neyse ki gidiyorlardı. Ah! Onlar gidene kadar mutfaktan çıkmadım, yaklaşık yarım saat kapı önü muhabbetleri de sonlanınca nihayet odama geçebilmiştim. Dikkat çekmeden üzerimi giyip evden çıktığımda ayakkabılarımı giyerken sadece ablam fark etmişti beni.

ARANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin