2.Bölüm

7.2K 445 38
                                    

''İşte böyle oldu tanışmamız.'' dedim o günleri sanki tekrar yaşamışcasına canım sıkılmıştı. Karşımda oturan Ceren'in gözlerindeki meraklı bakış ise o kadar anlattığım şeye rağmen hiç eksilmemişti.

''Peki şimdi nerede?'' diye sordu heyecanla.

''Kim?''

''O işte! Seni aralarına almayan çocuk. Nerede o?''

Bu soruyla derin bir iç çekmiştim. Gittiği yerden gelmeyecek olmasını diliyordum belki de.

''Pilotluk lisansı almak için Amerika'ya gitti.'' dedim kestirip atarak.

Garsonun masamıza bıraktığı türk kahvesine aşkla bakarken sıcaklığını umursamadan hızla fincanın kulpundan tutup  içmeye başladım. Sol tarafımda duran eşsiz boğaz manzarası beni alıp götürüyordu resmen. Gittikçe ısınmaya başlayan havalar yüzünden kot ceketimi çıkartıp yan koltuğuma koymuştum. Teras katında akşam saatlerine yakın bir zamanda bulunduğumuz yerde tek tük sevgililer uzaktaki masalarda oturuyordu. Bende burada arkadaşıma çocukluk belamdan bahsediyordum. Hayatımın en güzel yıllarını mahvettiği yetmezmiş gibi huzurlu günlerimde bile beni huzursuz etmeyi başarıyordu! Gerçekten nasıl da haz etmiyordum ondan!

''Meltem, bir bakıma iyi olmuş ama onun sayesinde sosyalliğinle lise yıllarımıza damga vurmuştun hatırlamıyor musun? Tüm okul tanıyordu seni! Ee tabi tatlı diline bir de güzelliğin eklenince dikkat çekmemen kaçınılmaz olmuştu.'' dedi samimiyetle. Ancak bu cevap beni tatmin edeceğine daha da sinirlendirmişti. Bu konu şımarıklık etmeyeceğim tek konuydu.

''İyi mi olmuş? Dalga mı geçiyorsun benimle Ceren? Ben onun yüzünden gecelerce tek başıma oturup ağladım! İlkokulda bile arkadaş edinmemem için elinden gelini yapıp yapayalnız büyümemi sağladı. Nasıl oldu hala anlayabilmiş değilim ama lise de bile aynı okuldaydık. Babama okulumu değiştirmesi için kaç gün yalvardım biliyor musun? Bu anlattıklarım komik ve çocuksu gelebilir ama değil işte! Büyüdükçe geçer sandım, hoş benden niye bu kadar nefret ediyor onu da anlamış değilim ama geçmedi. Bana Amerika'ya gitmeden önce söylediği son şey neydi biliyor musun?'' diye sorduğumda sinirden elim ayağım titremeye başlamıştı. Şu an bir yerden çıkıp gelse onu parçalayabilirdim.

''Ne dedi?''

Ceren'in yüzündeki utancı fark etmemle derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Hıncımı ondan çıkarmam kesinlikle doğru değildi.

''Geri döndüğümde kaldığımız yerden devam edeceğiz oyunumuza.''

''Yok artık!'' diyerek geriye yaslandığında onu iyice merak ettiğini biliyordum. Çantamın içindeki telefonum çalmaya başlayınca arayan kim diye baktım. Ekranda yazılı olan isim istemsizce gülümsememe sebep olmuştu. Yine de açmak yerine sessize alarak masanın üzerine koymayı tercih etmiştim.

''Niye açmadın?''

''Çok önemli değil, Mahmut arıyor eve gittiğimde konuşurum.''

''Mahmut şu 10 yaşındaki arkadaşın mı?'' diye gülerek sorduğunda bende gülmeye başlamıştım.

''Hayır 12 yaşında ve evet benim o apartmandaki tek arkadaşım.''

''Sen gerçekten inanılmazsın. Nasıl arkadaş oldunuz peki Mahmut Beyle?'' dedi alayla. Aslında bu anım oldukça komikti.

''Apartmana taşındıktan bir yıl sonra bir çift düğün davetiyesi getirdi. Yeni evleniyorlarmış ve bizim üst kata taşınmışlar. Görsen adamda kadında o kadar tatlıydı ki. İşin biraz sevimli kısmı ikisininde boyları 1.50 falandı. Aralarında ki uyum muhteşemdi ama inkar edemem. Neyse tüm apartman hazırlandı zaten üç sokak aşağıda ki düğün salonunu kiralamışlar, görsen elli kişi gecenin karanlığında süslü kıyafetlerle sokakta yürüyor. Ben de elbisemi giyip babamın elinden tutmuş yürüyorum o sıra. Bir baktım abim yok! Meğer sokakta yürüyen başkalarının peşinden gitmiş düğün konvoyu diye. Ceren görmeliydin, bu bir geldi babam sinir küpü. Zaten üzerinde on beden büyük bir takım elbise saçlar olabildiğince limon ve jole ikilisiyle harmanlanmış.

ARANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin