15.Bölüm

7.1K 474 77
                                    

Ablamın odaya dalmasıyla bir sabaha daha merhaba derken uyanmamaya kararlıydım. Hayır bu sefer kesinlikle beni uykumdan koparmayı başaramayacaktı! Ne pahasına olursa olsun izin vermeyecektim!

"Meltem kaldır kıymetlini yerden hadi!"

Duyma Meltem... Dinleme kızım.

"Kime diyorum ben ya? Kaç kere söyleyeceğim bir lafı!" diye sitem ederken gözlerim kapalı bir şekilde saydırma evresine geçmiştim.

"Denize gideceğiz bütün millet neredeyse hazır. Herkes arabalara geçti bile!"

Deniz mi? Millet mi? Herkes mi? ASLAAAA!

Yattığım yataktan fırlarken biraz önce kendime verdiğim sözler zerre umrumda değildi. Ablamın kastettiği herkesin kim olduğunu öğrenmem gerekiyordu.

"Deniz mi? Neden? Nasıl? Kiminle? Ne zaman!"

"Nerede senin geçen yaz aldığın mayo? Şu raflardan birinde görmüştüm sanki." dediğinde beni zerre takmıyordu. Korkuyla ayağa kalkarak odamdan çıktığımda mutfakta kaplara yiyecek yerleştiren annemi gördüm. Üzerindeki kıyafetle çoktan deniz için hazır görünüyordu.

"Meltem uyandın mı kızım? İki işin ucundan tut bak şu pazar arabasını getir balkondan."

"Anne nereye gidiyoruz?" diye sorduğumda sesinin sabırsız çıkmasını engelleyememiştim.

"Nereye olacak her sene gittiğimiz sahile. Bak abinler babanlar aşağıda üzerini giyinde şunları bagaja yerleştir gel."

"Kim kim gidiyoruz?" dedim korkuyla. Alacağım cevaptan bir hayli korkuyordum.

"Mahmut, Aysel Teyzen, biz-"

"Tamam o zaman, geliyorum hemen!"

Annem sözünü bitirir bitirmez odama koşup ablamın iki saattir bulamadığı mayoları raftan çıkardığım gibi eline tutuşturdum.

"Sen bunları al, hazır biz bizeyiz ben bikini giyeceğim."

"Olmaz!" diye çığıran ablama şaşkınlıkla baktım.

"O niye?"

"Kızım biri falan bakar Rüzgar'ı bilmiyor musun sen?"

"Bir şey olmaz abla. Hem Rüzgar plajda kız kesmekten bana vakit ayıramaz." diyerek raftan bikiniyi aldığımda Aran olmadan bir gün geçireceğim için fazlasıyla mutluydum.

Evdeki tüm hazırlıklar bittikten sonra asansöre yerleştirdiğimiz çantaları binbir zorlukla çıkarttık. Annem ablama söylene söylene çantaları taşırken kendimi denizin soğuk suyuna bırakmak için saatler sayıyordum. Çocukluğumdan beri denize aşıktım. Yüzmeyi fazla iyi beceremesemde sadece izlemek bile bana büyük keyif veriyordu.

"Sonunda anne." diye sitem eden abime güldüm. Söz konusu beklemek olunca tüm erkeklerde sabır diye bir şey kalmıyordu. Babam homurdanarak bagajı açtığında abim direkt sürücü koltuğuna oturdu. Arabayı babamın kullanmaması iyiydi aslında. Kurallar konusunda aşırı takıntılı olan sevgili babam bizi iki güne anca ulaştırırdı gideceğimiz yere. Bu da yaz sıcağında tercih edeceğim son yolculuk olurdu. Gözüm Mahmut ve Aysel Teyzeyi ararken bir yandan da bugün ikisinide denizde boğma planları yapıyordum. Onlarla hala konuşma fırsatı bulamamaştım. İçine düştüğüm bu durumda ne gibi payları vardı öğrenmeliydim. Aran kim bilir nasıl kandırmıştı onları!

"Tamam mıyız?" diye bir ses duyduğumda olduğum yerde sendeledim. Hemen arkamı döndüğümde üzerinde beyaz bir tişört olan Aran'ı gördüm. Altında siyah şortu ve o siyahlığa eşlik eden güneş gözlükleriyle bana gülümsüyordu. Kahretsin! Bu görünüşü de neyin nesiydi! Kesinlikle çekici görünmüyordu. Evet! Birbirine girmiş saçları ve elinde tuttuğu çocuk simitiyle... Bir dakika çocuk simiti mi! Odaklandığım yer dikkatini çekmiş olacak ki gülerek iyice bana yaklaştı.

ARANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin