~ misafir~

2.1K 470 90
                                    

Derin, derin nefesler aldım. Olabildiğince uzağa koştum. Kapüşonumu başıma geçirdim. Tenim çok sıcak. Kimseye dokunmamalıyım. Bir banka oturdum. Olabildiğince olumlu şeyler düşünmeliydim. Ellerimi yüzüme kapadım. O kadın beni öldürmek için gelmiş olabilirdi. Okulu asla terk etmemeliydim. Yanlış bir karar almıştım. Şuan kendimi suçlamak yerine kendime gelmem lazımdı. Ellerimi yüzümden çekip kendimi toparlamaya çalıştım. Düzenli nefesler vererek gözlerimi yumdum. Keşke yaşadıklarım bir kabus olsaydı. Kabus değil diye fısıldadı iç sesim. Hepsi gerçek ve sen görmek istemiyorsun.

Vücut ısım yavaş yavaş düşmeye başladı. Çantamdan telefonumu çıkarttım. Suna'nın "Neredesin" diye mesaj attığını gördüm. Nereye gideceğimi, bilemiyorum. Suna'nın evine gideceğimi düşündüm ama Suna okulda. Okulun bitmesine Daha dört saat var. Bir kaç dakika daha burada oturup hemen uzaklaşmalıydım.

O nedenle kütüphane ye gitmeye karar verdim. Ama Aklımdaki tek düşünce dersten ziyade koyu saçlı kadına ait.

Kütüphaneden çıkıp bir taksiye bindim. Eve vardığımda Ceren bana doğru baktı "Neden bizim arabaya binmedin?"diye sordu

" Sana niye cevap veriyorum ?"dedim sessizce.

Ukalaca sarı saçlarını arkaya attı "Anneme dememi istemezsin herhalde,"

"Biraz hava almak istedim Ceren. Sadece bu." Beni anlamasını umarak yüzüne baktım.

"Ben de buna inandım." Dudağını büzüp alayla yüzüme baktı.

"Başka bir sorun yoksa.."

"Defolabilirsin." Gülümsedi.

Onu duymazlıktan gelip odama çıkıp arkamdan kapıyı kapadım.
Ceren'le, ne de halamla uğraşacak vaktim yok. Beni öldürmek için gelen kadın. O diğer dünyaya ait birden kaybolması bunu açıklıyor.

Çalışma masama oturdum. Birden fazla ödevim olduğunu görünce şaşırıyorum.

Şu an ödevden daha önemli şeyler oluyor. Ödevleri bir kenara attım. Masam boşalmıştı. Gözlerimi boş masaya diktim. Tek kendimi değil Halam ve Ceren'i de tehlikeye atmış olabilirdim. Onlara en ufak bir şey olsa yaşayamazdım. Peki onları nasıl uyaracaktım? Bir şekilde uyarmam gerekiyordu. Beni her an bulmak için gelebilirlerdi. Kapım her an çalabilirdi. Ödevleri bir kenara atabilirdim ama bunları atmazdım. Kadının Bana bakan suçlayıcı gözlerini düşündüm. Kadının kolunu yaktığımda bana bağırmış ve benden kurtulmak istemişti. Peki bunu beni öldürmeye çalışan kadın kim için yapmıştı? Kafamda binlerce soru işareti olduğunu hissedebiliyordum. Başımı iki yana salladım. Artık düşünmek istemiyordum.

Kapım çaldı. "Bir dakika" diye mırıldandım. Hemen aynaya baktım. Saçlarımı dağınık görünce hemen saçlarımı topladım. Yüzüme hafif makyaj yaptım. Başımdaki yaraya baktım. Ortada yok morluklar da gitmiş.

İz bile yok, şaşkın bir şekilde koltuğa oturdum. "Gel" dedim sessizce. Halam içeri girdi. Hemen başlıyorum "Hala eve yürüyerek.."sözümü kesti "Hayır Eftelya sadece nasılsın diye bakmak istemiştim."

Şaşırdım "İyiyim hala. Beni merak etmene gerek.."

"Bir misafirimiz var." diyerek sözümü kesti. Mert ile Suna içeri girdi.

Mert'i görünce şaşkınlığımı gizleyemedim. "O zaman, ben sizlere sütlü kahve yapayım" dedi halam gülümseyerek. Mert "İyi olur" deyip etrafına bakındı. Suna'da gülümsedi, sonra halam dışarı çıktı. Halam çıktıktan sonra, hepsinin yüzü değişti.

Suna endişeli bir şekilde yanıma oturdu. "Çoktan tanışmışsınız bile." diye mırıldandım. Mert öne çıktı "Senin okuluna gittim sadece Suna vardı. Seni tanıdığı için onunla beraber senin evine gittik."

ALEV VE BUZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin