Aydınlık. Her taraf aydınlık. Gözlerimi kırpıştırıyorum, tüm gece burada uyuduğumu anlıyorum. Cebimi yokluyorum , cep telefonumu alıyorum. Halam on üç kere beni aramış. Kesin çıldırmıştır,hızla kalkıyorum. Bedenim normal ısıda,eve gitmek için yol alıyorum. Başka ne yapabilirim ki ?

***

Halam kapıyı açtığında , hemen bana sarıldı. Hafifçe geri çekilip, yüzüne baktım. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş."Senin için o kadar endişelendimki." Sesi hüzün ve acıdan ibaret. Hemen kendini topladı ve sesine bir miktar kızgınlık katarak "Neredeydin ?"diye sordu.
"Ben" dedim,ama ne diyeceğimi bilemiyorum. "İçeri geç " içeri geçip oturma odasına doğru ilerliyoruz, Ceren beni izliyor. Yüzünde sinsi bir ifade var. Şimdi boka düştün dermiş gibi beni süzdü. "Okuldan kaçmışsın, üstelik bu yetmezmiş gibi tüm gece kayıpsın." Sesi sinirli ve endişeli. Hemen ona döndüm,ve uyduracak bir şey düşündüm. "O gün keyifsizdim , bu yetmezmiş gibi bir çocuk benimle uğraştı ve.." Sözümü kesti "Biliyorum suna anlattı. Dediğine göre Sunaya bağırmış ve gitmişsin." Evet , o an şoktaydım, bunu halama söylemek isterdim ama diyemezdim. Halam,hafifçe kolumu tuttu "Tatlım,biliyorum ergenlik dönemindesin. Ama okuldan kaçman fazla."Evet,şimdi ceza verecek. Göz ucuyla Cerene bakıyorum. Bana alaycı bir şekilde bakıyor,sonra halama döndüm ."Üç gün boyunca ,benden izin almadan hiçbir yere gidemezsin." Başımı salladım ve gitti. Koltuğa yığıldım. Ceren bir kahkaha attı. "Sen tam bir eziksin." deyip oda gitti. Odama çıkıyorum ve ardından kapıyı kapattım. Öfkelenmiyorum,çünkü içimde bir tek acı var. Şuan tek istediğim deli olmadığım. Uyumak yada onu çağırmak istemiyorum. Ama eninde sonunda uyuyacağımı da biliyorum.

Her taraf beyaz, ve her yerde lamba var. Işık gözlerimi alıyor, ve gözlerimi kapatma isteği alıyorum. Üstümde hala aynı kıyafetlerim var. Mavi kotum ve tişörtüm. Etraf inceliyorum buraya nasıl geldiğimi bile bilmiyorum. Açıkçası oldukça şaşkınım. Cebimi yokluyorum. Telefonum merede?

Ayağa kalkıyorum, ve bembeyaz saçlı bir kız görüyorum. Gözleri beni buluyor, turkuaz gözlerindeki öfkeyi görebiliyorum. Solgun teni adeta ışıkta parlıyor. "Söylesene, kardeşime ne dedin?" hızla önümde beliriyor.

Bir adım geriliyorum, ve kekeleyerek"Ben.. " diyorum. " Ona ne sordun! "diye bağırıyor,sesindeki öfkeyi duyabiliyorum.

" Sende kimsin? "

Bıkkın bir sesle" Arasın kardeşiyim. " "Cevapla"diye devam etti. "Nasıl öldün? Dedim" diyorum ona bakarak. Gözlerini kısıyor"Bunu nasıl söylersin? "Sesi oldukça öfkeli."Onu bir daha göremeyeceksin." Koşarak ortadan kayboldu. Burada tek başıma kalıyorum. Arasın güçleri su ile alakalıysa, kardeşininki acaba ne? Ben düşünürken bütün ışıklar sönüyor.

Karanlığın ortasında kalakalarken etrafımı yakalamaya çalıştım. Hemen korkuya kapılıyorum, bu rüyadan kalkmak istiyorum. Ama kalkamıyorum, çünkü bu bir rüya değil. Yoksa aklım bana oyun mu oynuyor? İlerliyorum ve ayağım sert bir şeye çarpıyor. Takılıp yüz üstü yere düşüyorum. Sürünerek, ilerliyorum ama canım fazlasıyla acıyor.

"Yardım edin!" diye bağırıyorum,ve ışıklar açılıyor. Elektrik mavisi renginde saçları olan bir genç çocuk görüyorum. Gözleri beni buluyor, onunda gözleri turkuaz. "Aras benim arkadaşım ve Hazarı sinirlendirmişsin."
"Hazar kim? "
"Aras ın kız kardeşi "diyor düz bir sesle.
" Sen kimsin? "diyorum yavaşça.
"Ben mert"
"Burası neresi ve ben burada ne arıyorum?" diyorum endişeyle.
"Sakin ol. Bu bir rüya değil. Bedenin yatakta ama sen gerçekte buradasın." Ve devam ediyor "Seni çağıran hazar, ve eminim Aras'ın bir daha gelmeyeceğini söylemiştir. Çünkü bir daha gelmeyecek."
O genç çocuğa sorduğum soru yüzünden pişmanım. Onun için üzülsemde yerimde dikleşerek"Hazarın, nasıl bir gücü var?" diye soruyorum. Mert "Bak Eftelya, Hazarın gücü hayvanlara hükmetmekle alakalı. Senin yerinde olsaydım, ona dokunmazdım bile." Dedi bana göz kırparak.

"Senin gücün ne?"

"Ben, düşünceleri okuyabiliyorum. Ama şu hayatımda tek üç kişinin düşüncelerini okuyamıyorum." Kahkaha attı.

"Onlar kim?" diyorum endişeyle, çünkü şu an benim düşüncelerimi okuyabilir.

"Aras, Hazar, ve sen"

"İlk başta Aras'ın kileri okumaya çalıştım, ama sivri buzlar bana saldırdı. Sonra Hazarınkini, ve vahşi hayvanlar bana saldırmaya çalıştı. Sonra vazgeçtim, ve şimdi sen." sustu.

"Devam et" diyorum hızla.

"Eftelya senin düşüncelerini okumaya çalıştım ve kırmızı alevler gördüm. Sonra hemen vazgeçtim. Bu bir uyarıydı, ama tekrar yapmaya çalışırsam bu sefer canım fazlasıyla acır."

Güldü ve bana doğru ilerledi. "Mert"

"Söyle"
"Sen, Hazar, Aras siz gerçek değilsiniz." diyorum şüpheyle.
Bana alayla gülüyor ve "Burası bizim dünyamız, asıl sen gerçek değilsin" dedi alaycı bir sesle.

Okuduğunuz için teşekkür ederim eğer beğendiyseniz Oy atabilirsiniz ve Düşünceleriniz benim için çok önemli yorumlarınızı da bekliyorum⚡️

ALEV VE BUZ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now